Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

14 Eylül '09

 
Kategori
İnançlar
 

İbret İçin Yaratılanlar (10)

İbret İçin Yaratılanlar (10)
 


Ölümüne Yolculuk...


Pasifik'te yaşamlarını sürdüren "Somon" balıklarının bir özellikleri vardır ki, üremek için yumurtadan çıktıkları nehirlere geri dönerler. Yaşamlarının bir bölümünü denizde geçiren bu balıklar, üremek amacıyla, doğdukları tatlı suya geri giderler...


Yazın başlarında üreme yolculuğuna çıkan somonların rengi parlak kırmızıdır. Lâkin yolculuk bittiğinde, renkleri siyaha dönüşür...


Amansız göçe başladıklarında, önce kıyılara yaklaşarak nehirlere ulaşmaya çalışırlar ve hiçbir engel tanımaksızın doğdukları sulara gitmeye çabalarlar...


Gerektiğinde tersine akan nehirlerden yukarı atlayarak, akıntıya karşı boğuşarak, çağlayanları ve bentleri de aşmak suretiyle, yumurtadan çıktıkları yere ulaşmayı başarırlar...


Yapılan yolculuk küçümsenemeyecek boyuttadır aslında. Zira somonların katettikleri mesafe 3500-4000 kilometredir...


Bu yolculuğun sonunda dişi somonlar yumurta, erkek somonlar da sperm bulundururlar. Dişi somonlar 3000-5000 civarında yumurta dökerler, erkek somonlar ise bu yumurtaları döllerler...


Hem ağır yolculuk, hem de yumurtlama işleminin neticesinde balıklar oldukça yıpranırlar. Yumurtaları bırakan dişiler bitkinleşir, kuyruk yüzgeçleri aşınır ve derileri siyaha dönüşmeye başlar. Aynı şeyler erkek somonlarında başından geçer vee...


İşte hazin son... Maalesef bir süre sonra nehir, ölü somon balıklarıyla dolar. Lâkin, yumurtalardan yeni bir somon nesli çıkacak ve onlar da aynı yolculuğu yapacaklardır...


Somon balıklarının bu yolculuğu nasıl başardıkları, yumurtadan çıkıp denize nasıl ulaştıkları, yollarını hangi yöntemle buldukları hâlâ belirsizdir. Somonlara binlerce kilometrelik bu geri dönüşü yaptıran güç acaba nedir?..


Tabii ki, bu canlıların hepsine hakim olan ve onları yönlendiren üstün irade, "Alemlerin Rabbi olan Allah"tır.


Özel Bir Donma Sistemi...


Donmuş bir "kurbağa" alışılmamış bir biyolojik yapıdır. Hiçbir yaşam belirtisi göstermez; kalp atışı, soluk alışı ve kan dolaşımı tümüyle durmuştur...


Lâkin o kurbağa, buzlar eriyince sanki uykudan uyanmışçasına normal hayatına dönüverir...


Donma durumundaki bir canlı, birçok ölümcül riskle karşı karşıya kalır. Fakat kurbağa için böyle bir risk yoktur!..


Kendisine verilen temel özellik, bu durumda iken bol miktarda glikoz üretebilmesidir. Tıpkı bir şeker hastası gibi, kurbağanın kan şekeri seviyesi çok yüksek değerlere çıkmaktadır, bazen bu seviyenin 550 milimol/litreye ulaştığı görülmüştür ki, bu değer normalde kurbağalar için 1-5, insan içinse 4-5 milimol/litredir...


Normal durumda önemli sorunlara sebep olabilen bu aşırı glikoz, kurbağada, hücrelerden su çekilmesine mani olup, büzülme olayını engellemektedir...


Kurbağanın hücre zarı glikoza karşı oldukça geçirgendir. Vücutta yüksek oranda bulunan glikoz donma ısısını düşürür; bu sayede hayvanın vücut içi sıvısının çok az bir bölümü soğukta buz haline gelir...


Bu oranda glikoz kurbağada aniden nasıl oluşabilmektedir?..


Hayvanın vücudunda bu iş için görevli çok özel bir sistem mevcuttur. Deri üzerinde buz belirir belirmez karaciğere bir mesaj gider ve bu organ da sahip olduğu glikojenin bir kısmını hemen glikoza çevirir. Karaciğere giden ve niteliği halen tespit edilememiş olan o mesajdan 5 dakika sonra, kandaki şeker miktarı süratle artmaya başlar...


Hayvanın tam ihtiyacı olduğu bir dönemde, metabolizmasını, tüm ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde tamamen değiştirecek bir sisteme sahip olması, ancak üstün bir akıl ve bilgi sahibi Yaratıcı'nın kusursuz planı neticesinde gerçekleşebilir...


Tesadüflerle yola devam eden evrimcilere bir sormak mı lazım acaba?.. Bu nasıl bir tesadüf???



Kaynakça >>> H. Yahya - Yaratılış Gerçeği


Şaşırtıcı Bir Yolculuk Hakkında >>> http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=78691

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..