İç bükey konuşmaların dış bükey yansımalar

• Sonbaharın içimi titreten ve beni hasta eden ruh haline karşı, onu ne kadar çok sevdiğimi düşünürken, birden bire bastıran sağnağının altında sırıl sıklam bir halde kala kalmak… Tanrı ‘ nın çok enteresan bir espiri anlayışı var… Akıl alır gibi değil…
• İpin ucun kaçırdığımı hissettiğim anlarda, yolda ilerlerken etrafı kolaçan edip kimse yoksa, var gücümle zıplayıp bir su birikintisine dalıvermek… Ne kadar keyifli olduğunu tahmin edemezsiniz… Tadını alsanız, inanın her gün siz de yapmak istersiniz…
• En üst katta yer alan evimizin, arkaya bakan mutfak penceresinden, dakikalar boyunca nefesimi tutarak gün batımını seyretmek… Daha önce hiç bu kadar keyifli olduğunu düşünmezdim… Bebeğimiz uyurken evimiz o kadar sessizleşiyor ki, terapi gibi geliyor bana…
• Sporumu yapamadığım akşam vakitlerinde, markete giderken bilerek bir şeyleri almayı unutmak ve yeniden 4. kata çıkıp inmek… Saydım, tam 256 basamak… Hayat koşturmacasına yenilip sporu feda edişime verdiğim acımasız bir ceza…
• Balkonumuzdan evleri seyrederken, başımızı sokacak bir ev hayali kurduğumuz üniversite yıllarını düşleyerek hüzünlenmek… Aaah ah, sevgilimle ( şimdiki eşim, Baksenim ) pek büyük ve erişilmez gelirdi o sımsıcak ışıkları yanan huzur dolu evler…
• Bütün ışıkları söndürüp, evin dingin sessizliği içinde, cama vuran yağmur tanelerinin hüzün dolu şarkısını dinlemek… O an için dünyanın en güzel şarkısından bile lezzetli geliyor adama… Ruhun etiketi ve markası yok işte… İçine kimi, neyi, ne zaman alacağını kestiremiyorsun…
• Yazmanın tadına varıp, devam etmeyi istesen de, birden bire oğlunun ağlayış sesiyle irkilerek, ayaklarının yere basmak zorunda kalması… Adam olana bu kadarcık mutluluk çok bile… Ne de olsa güzel ve keyifli olan şeylerin ömrü o kadar çok sürmüyor…

www.hayatveinsan.com/ic-bukey-konusmalarin-dis-bukey-yansimalari/