Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '15

     
    Kategori
    Deneme
     

    İçsel Mahkeme

    İçsel Mahkeme
     

    Buradaki yazılarıma aralıklarla zihnimi meşgul edip giden, birçoğunuzu da ziyaret ettiğini düşündüğüm bir hissi ele alarak başlayacağım. Bu durumu bir hoşnutsuzluk içe vurumu, bir başkasını ya da başkalarını onların gıyabında kendine şikâyet hali olarak açıklıyorum. Maktul iken faili canlandırıp üstüne cezayı biçen hâkimi oynadığım, keyifsiz bir akıl oyunu.

    Bu senaryonun ortaya çıkması için en temel gereksinim bir başkasının yakınınızda ve birçoklarının da etrafınızda olması. Dahası ortamın insanların çoğunluğunun eğlendiği bir yer olmaması gereksinimi de eklerken ortalama bir Türk vatandaşının bu kısmı göz ardı edebilecek kadar eğlenceye maruz kalmadığını da biliyorum. Diğer gereksinim ise kitle arasında iletişimin ki buna yalnız konuşmak değil selamlaşmak ve gülümsemek de dâhil, olmaması. Şehir hayatı yaşayanlar için bu da kolaylıkla ve çoğunlukla sağlanan bir şart o yüzden çok da dert etmeyin. Son olarak unutmadan bu tecrübeyi yaşamak için bilincinizin ve gözlerinizin açık olması da gerekiyor.

    Bir örnek bu hissi açıklamada çok yardımcı olacak. Ufak tefek bir yapınızın olduğunu ve sizinle birlikte yüzlerce insanın koltuk numarası olmayan bir gösteriyi izlemeye gittiğini düşünün. Bekleme yerine vardığınızda tek sıra olmasa da düzensiz bir kütle olarak toplanmış bekleyenlerin coğrafi olarak en güneyindeki kişinin arkasına geçtiniz. Önlere doğru topluluğun dizilimi sıklaşmış, aynı hizada onlarca insan olsa da en arkadaki tek kişinin ve ya onun önündeki tek kişinin yanında durmanın adil olmadığını düşünerek arkalarına geçtiniz. Ama hissediyorsunuz, neredeyse eminsiniz bu sıra ip gibi düz ya da S çizerek devam etmeyecek. Tecrübelerinizden gelen çıkarımlar sizi yanılttığı da yok. Yine de doğru bildiğinizi yaptınız, modern dünyada yapıldığı gibi yana değil arkaya geçtiniz. Ve bam! Geldi işte beklediğiniz. Arkanızda durmadı, yanınıza geldi diyeceğim ama hayır! Adeta maksimum hoş görülebilir düzeyi hesaplayıp birkaç sıra önünüze ama en sol ya da en sağ tarafa geçerek potansiyel tepkilerden uzaklaşacak bir noktaya yerleşti. “Sıraya geçer misiniz? Ya da hop birader ne oluyor?” demek geliyor içinizden ama öyle stratejik bir noktaya geçti ki bunu da demiyorsunuz. Derken bir ikinci hatta ikili üçlü gruplar gelip hızlı olarak önünüzdeki tüm boşlukları doldurur. Üstüne daha da ön sıralara yan hatlardan yeni katılımlar olur ve sıramız futbol topu görünümünü alır. Buyurun size itekleme ve izdiham kültürü.

    Bu his, haksızlığa uğramışlık hissi ve daha ağırı haksızlığa uğramışken buna bir şey yapamamanın getirdiği çöküntü. Birden gözünüze bu gibi ortamların batı ülkelerinde nasıl olabileceğini, insanların nasıl düzen ve memnuniyet içinde bulunabileceklerinin hayali geliyorsa bir de. İşte o zaman karşılaştırmanın da etkisiyle hissin etkisi katlanıyor. İçinizde büyüyen bir yakınma ve suçlama, faile duyulan öfke ile zayıflayan adalet hissi. Bu örnekteki gibi tecrübeler günlük hayatınızda ne kadar sıklıkla karşınıza çıkıyorsa dayanabilme eşiğiniz o kadar aşağıya iniyor. Neye mi dayanıyoruz? Buna bir tepki vermeye. Peki, nedir bu olası tepkiler? A) Paltonuzun içine sakladığınız kılıcı çıkarıp etrafa şuursuzca savurmak. B) Bunun daha makulü haksızlığa uğramışlık hissini tekrar yaşamayı engellemek için bir daha haksızlığa uğramayacağınız bir noktaya gidip orada yer tutmak. Ki bu bir önceki paragrafta bahsettiğim önünüze geçen ilk karakterin seçtiği nokta oluyor.

    Peki, bu bir kısırdöngü mü? Ta kendisi. Beni iyi hissettiriyor mu? Hayır, ama en azından kırılmışlıkla başlayıp ağır nefrete kadar ilerleyen yıkıcı duyguları ortadan kaldırıyor. O his ki insanı yaşlandırır, hayatını gri tozlu bir renge bürür. Bir gün o kılıcı gerçekten kuşanıp gelmesine sebep olur. Bu yüzden ülkemizde bekleme sırası dikey değil alabildiğince birbirine paralel insan kümelerinden oluşur. Ve bu yüzden hayatımızı düzene sokacak çoban köpeklerine ihtiyacımız var.

     
    Toplam blog
    : 1
    : 78
    Kayıt tarihi
    : 15.04.14
     
     

    Hizmet sektörü çalışanı. ..