İhtiyar adam

Bu gün size İhtiyar Adam dan söz etmek istiyorum. Amacım her yerde kolaylıkla görebileceğiniz sıradan bir adamın kim olduğunu anlatmaya çalışmak değil. Tam tersi yazacağım yazılarda uyacağım etik değerleri farklı bir üslupla anlatabilmek. 

Gerçekten de İhtiyar Adam, her yerde görebileceğiniz özelliği olmayan yaşı altmış beşin çok az üzerinde, sıradan görünümlü, karizmatik olmayan, maddi durumu ne çok iyi ne de çok kötü , sıradan bir emeklidir.Türkiyenin en iyi okullarından birinde çok iyi bir eğitim almış özellikle mesleki konuların dışında nasıl bir konunun araştırılacağını öğrenmiştir. Önce bir kamu kuruluşunda, daha sonrada özel sektörde çalışmış, gelinebilecek en üst noktalara gelmiş, her iki alanda da artık bir şey yapamayacağını anlayınca , önce çalışma hayatından sonrada onun getirdiği sosyal faaliyetlerden çekilmiş, sakin bir emeklilik hayatı sürdürmeye okumaya ve yazmaya başlamıştır. 

Siyasi olaylara bakışı üzerinde gerçekten durulmaya değer bir konudur. Herşeyden önce hiç bir partiyi fanatik tutkularla futbol takımı tutar gibi tutmaz. Yapılan doğru işlerin doğru olduğunu, yanlışların yanlış olduğunu rahatlıkla söyler ve yazar. Altmış sekiz kuşağıdır, özellikle yazdıklarında bunun izleri görülür. Hukuka ve hukuki prosedürlere saygı duyar. Yargı sürecinde olan hiç bir şey üzerinde , süreç tamamlanana kadar hiç bir şey yazmaz ve konuşmaz. Bunun en belirgin örneği medyanın bir bölümünün ergenekon olarak adlandırdığı, sürdürülen dava hakkında hiç bir blogunda hatta kişisel notlarında hiç bir şey yazmamıştır. Sadece, içi çok acıdığı zaman kendini zorlayarak da olsa konunun hukukun hoyrat bir uygulaması olduğunu söylemiştir. Yargı sürecinin tamamlandığını görecek kadar uzun yaşayabilirse, yazacağı ve söyleyeceği çok şey vardır. 

AKP nin uygulamalarına, doğru olduğuna inanırsa, evet bu yaptığınız doğrudur der. Yanlış olduğu zaman ise doğrudan Başbakan Erdoğan'a hitaben yanlış olduğunu bu uygulamanın doğru olmadığını hatta bu yolun yol olmadığını, söyleyip yazacak kadar da cesurdur. 

Yazılarında CHP yi en çok tenkid edenlerden biridir. Bütün amacı her nedense sürekli muhalefette kalan bir partinin yeni bir kadroyla tanımlara uygun bir muhalefet yapmasını görebilmektir... 

BDP nin politikalarını genelde onaylamaz. Kürtlerin bazı haklarını almak zorunda olduğunu bilir ancak bunun, BDP nin yapmaya çalıştığı gibi, sivil itaatsizliğin sınırlarını zorlayıp meselenin kalkışma boyutlarına taşınmasını , hiç onaylamaz.Ona göre, üniter devlet yapısı önemlidir ve değiştirilemez. Ancak, bu ana dilini öğrenmek isteyen, doğru dürüst sağlık hizmeti almaya her vatandaş kadar hakkı olan, yapılacak yatırımlarla çalışabilen herkesin iş bulacağı bir düzenin gerektiğini, bilir. Ona göre PKK devlete karşı silahlı kalkışma başlatan ve bunu inatla sürdüren, bir terör örgütüdür. Eli silah tutanla veya tokalaşmak için yumruğunu uzatanla barış görüşülemeyeceğini, el sıkışılamayacağını hep savunmuştur hep . 

Söylediğinin arkasında duran, dediğini yapan dış politikayı hep sevmiş hatta kamu kuruluşunda çalışırken gittiği yurdışı toplantılarda uygulamıştır da... Siyasi Baskılarla karar değiştiren, üstelik çıkıp her ikisininde doğru olduğunu anlatmaya çalışan yöntemleri hiç benimsemez. 

Medyanın adına liberaller denilen köşe yazarları ile kendi kendine kavga eder. Üşenmeden binbir zorlukla arşivlere girip eskiden ne yazdıklarını ve şimdi ne söylediklerini okur ve karşılaştırır. Bazı gazetelerin okur yorumları bölümünde bunları çarpıcı hatta acıtıcı biçimde yazar. Doğru olmasına karşılık bunlar bazen yayımlanır, bazen de yayın politikasına aykırılık nedeniyle yayınlanmaz. Bu duruma güler ve geçer.. 

Politikacıların söylediklerini çok aykırı olmadıktan sonra yorumsuz dinler. Politikacının görevinin ağlıyan çocuğa şeker vermek değil, onun elindeki şekeri alıp, babasıyla çıkar ilişkisinde olduğu ancak ağlayan başka çocuğa vermek olduğunu bilir... 

Sonuç olarak İhtiyar Adam biraz huysuz biraz huzursuz sıradan bir insandır, onun gibilere her yerde rastlanır. Önemli olan görebilmektir.