Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '08

 
Kategori
Deneme
 

İki kadın ve gün batımı

İki kadın ve gün batımı
 

Gün batımı


Sonbaharın ilk günü akşam olmak üzereydi ve ben güneşi, denizi, geçen motorları seyrediyordum. Yandaki şezlongda orta yaşın üzerinde bir kadın, hüzünlü ve dudaklarında tebessümle güneşin batışını seyretmeye hazırlanıyordu.

Bir süre sonra sohbet etmeye başladık. Daha sonra doğanın güzelliğini, yaşadığımız toprakların çok güzel olduğunu ve Dünyanın hiçbir yerinde bu güzellikleri görmediğini anlatmaya başladı.

Konuşurken gözleri güneşe dalıp dalıp gidiyordu.

Telefonu çaldı; sıcacık ve yumuşacık bir sesle konuşuyordu, konuşmasından kızıyla konuştuğunu anladım. Sonra tek çocuk mu diye sordum. ‘Çok uzun bir hikaye bu’ dedi.

Oğlunun onbeş yıl önce şehit olduğunu söyledi.

Birden buruklaştım ve özür dileme gereğini duydum.

‘Nereden bileceksiniz ki’ dedi, eğer yaşasaydı kırkbeş yaşında olacaktı.

Kızım dediğinin öz kızı olmadığını ama onu çok sevdiklerini, hayata onu tanıdıktan sonra bağlandıklarını, oğlunun ölümünden sonra onunla karşılaştıklarını ve gerçekten doğurmamış olmasına rağmen öz çocukları gibi olduğunu anlattı.

Eşiyle birlikte okuttukları birçok çocukları olduğundan ve yıllarca dünyayı dolaştıklarından bahsederken bile hala gözleri batmaya hazırlanan güneşteydi.

Gözleri dolu dolu olarak ‘ kırkbeş yaşında olacaktı’ diye tekrarladı. ‘Oğlum denizi ve güneşin batışını çok severdi , uzun zaman denize giremedim ve güneşin batışını seyrederken hep onu görüyordum’ dedi.

Biri yalnız, bir diğeri de acılı bir kadın ama ikisi de sevgi dolu, ikisi de güneşi batırmayı seviyor.

Biri çocukluğundan beri, diğeri de çocuğunu kaybettiğinden beri.

Bir süre sustuk, güneş batmaya başlıyordu.

İkimiz güneş batana kadar kumsalda kaldık, sessizce ama ağlamadan güneşi denize birlikte batırdık.

 
Toplam blog
: 118
: 663
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

İ.Ü İktisat fakültesi mezunuyum, özel bir şirkette mali işler ve personel müdürü olarak çalışıyorum...