Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '12

 
Kategori
Sinema
 

İki konuş, yarım düşün.

İki konuş, yarım düşün.
 

Çenemiz film sektörüne vuruyor.


Konuşmayı çok seviyoruz. Herşeyi konuşarak halletmeyi çok seviyoruz. Varsa yoksa çene. Erkekler bile dedikodu yapıyor, bir araya gelsek de boş boş konuşsak diye can atıyoruz, edebiyatımız bile sözlü. Kitap okumaya gelemiyoruz ya filmini izliyor ya da oyununu oynuyoruz. Bu da bize inanılmaz bir jargon veriyor. Seks hayatını bile konuşarak halledeceğiz neredeyse. Bizdeki küfür birikimi dünyanın hiç bir ülkesinde yok. Belaltı edebiyat diye bir şey gelişiyor. Sinemada küfür edeni tercih ediyoruz, küfür edince samimi, küfür edince huzurlu hissediyoruz. Komedi anlayışımız giderek kabalaşıyor. Espiriler anlamsızlaşıyor. İnsanlar sinemaya giriyor ve iki saat boyunca sıfır beyin aktivitesiyle izliyor.

Gerileyen bir zeka grafiğimiz var. Küfreden bir adama ya da çılgın gibi bağıran bir adama, ucuz bir makyajla kalitesiz ve çirkin bir çığlığa gülmek için düşünmek gerekmiyor çünkü. Tüm bunlar olurken dünya sinemaları espirilerini daha da derinleştiriyor. İnsanları, gülerken öğreniyor, farkına varıyor. Bunun yanına büyük filmler koyuyorlar; süper insanlar, kusursuz efektler. Zekice kurgulanmış filmler, zekice kullanılan espiriler.

Bizi kendilerine hayran bırakıyorlar. Biz yapamayız sanıyoruz çünkü bir yaptıklarımıza bir onlara bakıyoruz. Çabalamak yerine kabullenip ucuz filmler yapıyor, oturup onlarla eğleniyoruz. Bunun farkında ola ola sanki bağımlısıymış gibi kendi filmlerimizi kalitesizleştiriyoruz. 1453'ü yaptık. Kale surları çizgi filmlerden fırlamış gibiydi, amatördü. Yok mu bizim iyi yetişmiş grafikerlerimiz? Grafik tasarım okuyanlara, reklamcı, resim öğretmeni gözüyle baktık. Onlar da kendilerini öyle gördü gelişemedi. Yanlış yerlere yatırım yapıyoruz. Ülkemi çok seviyorum ama üzgünüm; yanlış yerlere harcıyoruz zekamızı. Grafikle dünya devi olunmaz sanıyoruz. Amerika'ya kimse bakmıyor mu? Yarattıkları kültürlerini duyurma biçimleri onlara neler kazandırıyor kimse görmüyor mu?  Ülkemde harcanan emeğe saygı duymak gerek elbet ama en basitinden sinemamız için; emek harcadığınız filmler birer Laz Vampir olmasın. Sorunumuz vizyon, günü kurtarma ve bencillik. Herkes birey olarak büyük şeyler düşünebilir. Ülkem için ne yapabilirim demenize gerek yok sadece birer Türk olan bizlerin dünyada olması yeter. Ülke içinde debelenip durmak anlamsız. Ama bunu yaparken hazır olmadan o sahaya çıkmak çok daha kötü sonuçlar veriyor.

 

http://www.baksimdinasilyazicam.com 

 
Toplam blog
: 17
: 596
Kayıt tarihi
: 11.08.12
 
 

Bilimsel ve kişisel yazılar. Sporcu. Dört yıla kalmaz mühendis de olacak. ..