Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '07

 
Kategori
Anılar
 

İki ördek bir battaniye!

İki ördek bir battaniye!
 

Taş sokaklarda yürüyorum,

Sadece terliklerimin çıkarttığı ses duyuluyor.

Camları panjurlu evin önüne bir tas su bırakılmış, kediler evin gölgesinde..

Ne kadar çok eskici var Cunda’da

Gümüş çatal ve kaşıklar, çeşitli gaz lambaları, taş plaklar ve gramofon, adını hiç duymadığım yabancı yazarların yaprakları sararmış kitapları, zamana yenilmiş, ne zaman durduğu unutulan saatler. Bir zamanlar güzel kadınların makyaj masalarını süslemiş parfüm şişleri, ucundaki demiri aşınmış şık bir baston..

Ve koku!

“Eski” diye satılan bu eşyaların üzerine sinmiş insan kokusu!

Her yerde.

Eskici deyince nedense nayloncular gelir benim aklıma. “Nayloncu “deyince fatura cambazları değil anlatmak istediğim.

Geçmiş zamanlarda mahalle aralarında değiş tokuş usulü ile çalışan, küçülen, yıpranan kıyafetlerimizi verdiğimizde, uzun pazarlıklar sonucu karşılığında leğen ya da mandal aldığımız anı toplayıcıları...

Sonra; çarşafçılar.

Rahmetli Babaannemin onlarca Amerikan ördeği vardı. Bu ördekleri bilirsiniz kafalarını sürekli öne arkaya oynatırlarda, kilolu olduklarından sıkıştıkları zaman uçarlar.

Kocaman da yumurtaları olur.

Bir yumurta, bir sahan!

İlkokullu dönemlerimde, Babaannemde kalırım..Haftada bir defa Çarşafçı “Emne”* gelir..

Ben o koca çıkını bu küçücük kadın nasıl taşıyor diye düşünürken, evden biriymiş gibi sundurmaya girer oturur, o, basmadan gömleğinin çıtçıtlarını açıp göğsündeki terleri silerken ben içeriye seslenirim...

“ Babaanne Emne abla geldi”

Babaannem ellerini eteğinde kurularken, içeriden gülerek çıkar.

Misafirini hoşladıktan sonra kahveler yapılır..

“Gelincik” cigaraları tellenir..

Emne abla bir de fal bakar..

Arkasından pazarlık başlar...

“ Bu kadın yine aldatacak babaannemi” diye düşünürken iki Amerikan ördeği gider..

Yerine pençelerini açmış kartal motifli battaniye kalır...

Ben çocuk aklımla ördeklere üzülürken,

Battaniyeyi en yakın divanın altına sıkıştırır,

Ardından bana seslenir.

“ Üzülmesene sen ördeklere, gene basarız*, çeyizine koycağız ya bu battaniyeyi senin”

Emne’nin elinde, avludan baş aşağı çıkan ördeklerin akıbetini hala bilmiyorum ama soğuk kış gecelerinde ben hem ördek hikâyeleri anlatıyorum hem de sıcacık battaniyelere sarılıyorum.

“İnsan kokusu siner mi eşyalara?” Demeyin.

Battaniyeler hala Babaannem kokuyor!

Sözlük;
Emne: Emine isminin Babaannem tarafından telaffuzu.

Basmak: Kümes hayvanlarını kuluçkaya yatırmak..

Foto: Resimdeki Ördek Amerikan Ördeği değil...İnternette bu fotoğrafı bulabildim....

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..