Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '08

 
Kategori
Deneme
 

İki ucu boklu değnek

İki ucu boklu değnek
 

" Bırakın herkes konuşsun..."


Siyaset dediğiniz nedir ki, “iki ucu boklu değnek” Siyaset arenasında şimdilerde oynananlar, tıpkı boks maçını andırıyor. Hakemin görmezliğinde bel altından hayâlara vuruluyor. Acımasızca gözaltına indiriliyor, sorgulamaların yumrukları. İktidar ve muhalefet ise, hakemin ellerinde taraftarlarıyla birlikte, kendi lehine sonuçlanacak zaferi bekliyor.


Bir ülkede, demokrasinin sağlıklı yürümesi için, hem iktidara, hem de muhalefete önemli görevler düşüyor. İktidar olmak güzel olduğu kadar zorlukları da olsa gerek.


Niçin diyeceksiniz?


Paranın musluğu iktidarda olduğundan dalkavuklarda çevrenizdedir. Medyasıyla, şirketleriyle hep size yakın olmak, açtığınız ihalelerden pay almak ve daha da büyümek isterler. Derler ya sıcaktan ve zenginlikten zarar gelmez diye…


Sonra, en önemlisi erk, yani polis gücü elinizdedir. Size karşı gelenleri biber gazı, orantısız güç ve haydarla durdurmak oldukça kolaydır.


İktidar olmak zordur! Zamanla yıpranırsınız! Uykusuz kalır, gözaltınız torba gibi şişer, sinirlenir belki de şekeriniz olmadık yerde düşüverir, sonrada önemli bir toplantının orta yerinde uyuya kalırsınız. Gerçekten, ülkenin çeşitli fikirlere sahip insanlarını, insanca yaşama kriterlerine göre hizmet vermek ve onları memnun edebilmek hiç de kolay bir iş değildir. Daha sizler bir çocuğa bakmakta zorlanırken, iktidardakilerin milyonlarca insanın ihtiyaçlarını karşılayabilmesini, kolay mı zannediyorsunuz!


İşçi, memur ve emekli, dar gelirli ne ister? Durduk yerde meydanlara inip polisine karşı gelmeyi tabii ki istemez. Herhalde kendisine verilen ücretle insanca ve sorunsuz yaşamak ister. Alamadığı haklar için de doğal olarak yasada belirlenen kısıtlı haklarını kullanmak ve istediğini alabilmek için, tepkisini dile getirmek ister. İşte onları susturup, geri işlerine göndermek de kolay iş değildir!


Banka önlerinde Sosyal Yardım çerçevesinde, ‘öğrenci yardımı’ adı altında verilen 18 YTL ve üç ayda bir verilen 250 YTL’lik yaşlılık maaşını verirken, kuyruklarda meydana gelen rezillikleri izlemek ve gelecek muhalif söylemlere cevap vermek için önlem almak da kolay olmasa gerek! Ayrıca, o kadar fakir insana kömür ve yiyecek yardımının organizasyonunu da yapmak hiç kolay değildir. Kimin fakir, kimin zengin olduğunu nerden anlayacaksınız ki!


İktidarın işi, yalnızca ülke içindeki gelişmelerle sınırlı kalmıyor. Ya dış politikada ki gelişmelere ne dersiniz? İşte size satranca benzer oyunların oynandığı dünya arenası. Üçüncü dünya ülkelerinin, gelişmiş ülkelerle olan çıkar mücadelesi. İkinci bir orantısız gücü başka yerde aramayın! Amerika, şu günlerde İran’la dalaşıp duruyor. Irak’ta yaptığını, onlara da yapmak istiyor. İran’ın baş belalısı PJAK’ı terörist örgüt olarak ilan etmiyor. Etmediği gibi CİA tarafından da destek verdiği söylenmekte. Allah korusun, bir savaşta burada patlak verirse yine milyonlara yakın insanın ölümü ve ülkenin bölünme yanı sıra sömürülme konumuna getirilişi de kaçınılmaz olacaktır. Dünyanın bir çıbanı iyileşmeden, diğer çıbanı, insanlığın kanserine yol açacaktır! Hani ABD dünyada terörle mücadele ediyordu? Hadi gelin şimdi, ABD’ye, ‘siz yanlış yaptınız’ diyebilin! Peki ya sonra? Yakında PKK’yı da listeden çıkartırlarsa sakın şaşırmayın! Ne demek istediğimi sanırım anlamışsınızdır! Dedik ya “siyaset, iki ucu boklu değnek” diye.


Hadi bunları geçin, bir de üstüne üstlük demokrasinin vazgeçilmezi “Muhalefet” ile uğraşmak, o da ayrı bir çalışma gerektiriyor. Muhalefetin konuştuklarını takip etmek ve onlara seçmenlerinizin önünde gerektiği gibi cevap verebilmek, hiç de kolay olmasa gerek!


Şu muhalefette neymiş be! Kim icat etti? İnsanın canını sıkıyor ve sinirlendiriyor değil mi? Onlar olmayacak ki, şöyle her istediğini yapabilesin! Artık sözlü sataşmalar “Mahalle Kavgası”na dönüştü. Millet, iktidar ve muhalefetten icraat bekliyor! İcraat! İktidardan, ekmeğin, benzin gibi artan fiyatların baş döndürücü yükselişinin önlenmesini ve insanca yaşanabilecek bir ücret ile refahın kendisine verilmesini, muhalefetten ise, iktidara geldiğinde “neler yapacağını” açıkça bilmek ve anlamak istiyor.


Bu halk, bunların dışında, herkesi, önce hukuka ve anayasada açıkça belirtilen hükümlere uymaya, sonrada hukukun vereceği adil kararlara saygılı olmayı bekliyor.


Bizim insanınız, demokrasiyi seviyor…


Şu unutulmamalı ki, yalnızca krallıklarda muhalefet olmaz. Rejimi demokrasi yapan, muhalefettir.


Bırakın herkes konuşsun. Boşuna dememişler, “İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşırmış” diye…


Asıl siz; susan, tele kulakla sizi dinleyen ve susturmaya çalışanlardan korkun! İster iktidar olun, ister muhalefet ama sonuçta karşınızdakini saygıyla dinleyin. Bu da demokrasinin ince nezaketi olsa gerek.


Yine sevgiyle kalın…


erterd@msn.com

Temmuz 2008/ Bursa Ertuğrul ERDOĞAN

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..