Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '08

 
Kategori
Deneme
 

Keşke BERBER olsaydım

Keşke BERBER olsaydım
 

Berberin Hayalleri


Benimde aykırısın diye dışlanmadığım bir hayatım olsaydı, diyordu Ayşe... Belkide daha iyi olurdu. Bir berber olsaydım eğer; hergün yeni hayatlarla tanışır, standart insan sohbetleri ederdim. 2 yaşındaki Can'ı babası saç tıraşı için getirirdi. Usta derdi bana, keselim veledin saçlarını. Peki hocam nasıl olsun derdim, 3 numaraya vuralım derdi. Can ürkmüş olacakki elimdeki ses çıkaran o garip aletten korkarak ağlamaya başlardı. Bak; fuara oyuncaklara götürücem, dondurma alıcam sana vs. derken babası, işlemi zar zor bitirirdim ben. Ardından 5 YTL hesaptan sonra güle gülee yine beklerim, derdim; Can hala ağlamaklı, kızarmış burnuyla benim bu sözlerime için için kızar, nefretle bakardı gözlerimin içine. Ve son anda kapıdan çıkarken dil çıkarırdı. Ee tabi bendende karşılığını alırdı..

Sonra akşama Faik Efendi gelirdi. Kendisi mahallenin terzisi olur. Evlat saç sakal der, küt diye masaj koltuğuna atardı kendisini akşamın yorgunluğuyla. Titreşimli bu koltuğu ne iyi ettinde aldın be çocuğum diyede eklerdi memnuniyetinin birinci saniyesinden itibaren. Eyvallah baba derdim bende, müşterilerim benim velinimetim. Çok iyi de anlaşırız Faik babayla, o gömleklik kumaş keser, ben saç sakal. Sanırım bundandır anlaşmamızın ortaklığı...

__Ee Sabiha Hanım teyze nasıllar? (Berber)

__Nasıl olsun kızım, üzerine afiyet biraz üşütmüş, hasta halide hiç çekilmiyor, dır dır hep söyleniyor, yaşlandıkçada pek huysuz oldu bu kadın, boşancam vallahi...

__ Aa öyle deme Faik baba.... vs vs avuntu cümleleri yine standart hayatın standart laflarını sarf ederdim.(Berber)

Tıraşın ardından (hem laf hem saç sakal) hadi Faik baba uğurlar olsun, üzme canını sen, düzeliir düzeliir, İyi akşamlar karşılıklı klasik vedalaşmalar işte...

Ben de kepenkleri kapatayım artık saatte epey geç olmuş diye düşündüğüm anda, içeriye eli silahlı iki soyguncu girerdi. Berberin elleri, onlar daha söylemeden önce, korkuyla teslim olma hareketinde bulunurdu. Yahu kardeşim kuyumcu yan dükkan karıştırdınız galiba, bende para pul ne gezer iki kıllık canım var diye söylenirken, siren sesleri duyulur polisin. Birden kameraların ışıkları, flaşlar ardı ardına patlamaya başlar. Berberin gözleri boyoz gibi açılır, neye uğradığımı anlayamamışken, Özel Tim içeriye dalmıştır bile. Küçücük zavallı dükkanım bile o siyah kıllıklı, silahlı, çelik yelekli adamlarla dolmuştur. Hass....tir diye içinden geçiririrken berber... soluğu karanlık, tepesinde patlak bir aydınlık saçan ampulün yandığı odada alır. Sorgulanıyordur resmen yaa...

Bir insanın hayatı anlık değişebilir mi? Polisin sorularını duymuyor, aklındaki kendi sorularıyla uğraşıyordur... Geçmek bilmeyen zaman hele şükür geçiyor... 3 günlük bir karakol hikayesinin ardından suçsuzluğu anlaşılıyor da serbest bırakılıyor neyseki... Emniyet müdürlüğünden çıkarken arkasına dönüp bakıyor, birde ne görsün mağara gibi bir çıkıştan çıkartılmıştır. Gizli bir yerlerde mi sorgunlanmıştır ne?... Şaşar iyice zaten getirilirken gözleri bağlandığı içinde görememişti hiç bir yeri... Ama artık ünlü birisidir o. Berber dükkanın önünde Basın-Medya mensupları kaynamaktadır. Fatih Altaylı bile, Ntv bile programlarına çağırmaktadır. Belkide iyi oldu bu durum; işler açılır meşhur bir Berber olurum diye düşünürken, cebindeki telefonun titreşimi uyandırır onu bu düşlerinden....
Ve SON...

Vaz geçiyor... Vazgeçiyor BERBER olmaktan Ayşe. Vazgeçiyor çünkü; standart kalamıyorki, hayalleri bile klasik olamıyor.

Yahu istesene şöle zengin, yakışıklı bir koca (salak kızlar gibi) yada başını sokabileceğin küçücük bembe panjurlu bir ev. Yok yok olmuyor illaki sıra dışı düşüneceksin, ailenin aykırı kızı olacaksın. Ayşe memnun bu düşüncelerinden, bu halinden, şimdi yeni bir aykırılık bulmalı yapacak, standartlaşmaktan kaçınarak açıyor 10 metre karelik evinin hayata farklı yoldan açılan pencerelerini ( o küçücük odasında yalnız yaşıyor gibi umursamaz davranıyordur) ve koca bir nefes çekiyor dolduruyor oksijeni akciğerlerini yakarcasına... her nekadar az önce çöp arabasının yaydığı YÜREĞİ ÇÜRÜMÜŞ insan gibi koksada hava...

 
Toplam blog
: 26
: 797
Kayıt tarihi
: 29.06.08
 
 

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. İzmir-Konya aras..