İlber Ortaylı'ya ve Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a canı gönülden teşekkür ediyorum

Son on beş günde 4 adet İlber Ortaylı kitabı okudum… Yakın dostlarım ‘’Senin Ortaylı ayın on sekizinde Muratpaşa belediyesinde sohbet toplantısında olacak’’ deyince, gerçekten canı gönülden katıldım söyleşiye… Kolay değil koca Ortaylı’nın ‘’benim’’ olması… Demek ki arkadaşlarımın çok kafasını şişirmişim ‘’İlber bey’’ böyle diyor diye…

Kim ne derse desin İlber Otaylı tarihe kimsenin bakmadığı gibi bakan bir ilim adamı… Üstelik dilinin kemiği hiç yok; gerekli gördüğü anda içinden geçenleri kelimesi kelimesine söylüyor… Ne kimseden beklentisi var, ne kimseye eyvallahı… Üstelik kibarlık diye derdi  de yok, hangi olay olursa olsun, güm diye koyuyor düşüncelerini ortaya… Yani anılarını anlatan bir pamuk dede olmayı bırak, iddialı, çetin ve insanı allak bullak eden bir kimlik… Üstüne üstlük herkesi yola getirme, herkese yol gösterme derdi var… Ve bu konuda hiçbir fırsatı kaçırmamak derdinde…

Dedim yaa, on beş günde 4 kitabını okumuşum İlber Beyin… İçim dışım hocanın düşünceleri ile dolmuş… Bu belediye daha önce Can Dündar ve Şafak Pavey ile söyleşi yaptı, biliyorum… Onlarla bir doku uyuşması var… Belediye ile var, asıl önemlisi gelen insanlarla var… Bu sefer nasıl olacak diye epey endişeliydim… Kavga kaçınılmazdı bana göre… Neyse korktuklarım olmadı…

Söyleşi başlayınca İlber bey yarım saat kadar ders verir gibi, eğitim, tarım, belediyecilik ana başlıklarında kendi düşüncelerini anlattı… Sonra soru cevap bölümüne geçildi… İşte o bölümlerde Ortaylı’nın artık bir star, bir noter olduğunu anladım… Sorulan soru hemen hemen yoktu çünkü… Daha çok onaylanması istenilen düşünceler vardı… İlber Hoca istemediği hiçbir düşünceyi onaylamadı, hatta dalga geçti çoğuyla… Bu anlamda sığ geçti diyebilirim söyleşi… Çünkü tarihten çok güncel siyasete çekilmek istendi Hoca…

Ben bu toplantıyı düzenledikleri için Ümit Uysal’a teşekkür ederim… Ayrıca böyle bir toplantıya katıldığı içinde İlber Beye… Şaka filan değil, teraziye koysan CHP’ye muhalifliği ağır basan bir adamdır Hoca… Ve gelenlerin çoğunun hoşuna gidecek mesajlarda vermez… Aksine genel kabul görmüş slogan düşünceleri görünce dalgasını geçer, hatta aşağılar… Sivri dilinden ve düşüncelerinden kurtulabilen siyasetçi ve parti hemen hemen yoktur… Tüm bunları bilerek kendi kitlesini ve partisini Hocayla karşı karşıya getirmek bence tebrik edilecek bir davranıştır… Ayrıca Hocanın da böyle bir kitleye ön yargısız gelmesi güzel bir olaydır…

Neyse güzeldi her şey… Kimse duvara filan çarpmadı… Kitlelerin gelişmişliği hep çok önemlidir…  Geçmişte ayrılıklar öne çıkardı, şimdi ortak yanlar göze batıyor… Nükleer enerjide çok ayrıydı Hoca kitle ile ama eğitimin rezaletliği konusunda ise hem fikirdi…  Ve daha bir çok konuda aynı durum vardı ruhsal olarak… Demokrasiyi böyle böyle özümseyeceğiz bizler… Teslim olmadan, teslim almak istemeden….

Haaa Hoca imzaya geçince ben imzaya gidemedim… Çünkü bendeki 4 kitabı da Doğan Hızlan Kütüphanesinden ödünç alınmıştı…