Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '13

 
Kategori
Aile
 

İletişim Çağı'nda "Anne, Kızı ve Üvey Baba Üçgeni"

İletişim Çağı'nda "Anne, Kızı ve Üvey Baba Üçgeni"
 

Çekirdek Aile


Günümüzde kırsal kesimde, metropollerde de çok sık rastladığımız ‘çekirdek aile’ kompozisyonudur.

Blog yazımda toplumumuzda oldukça yaygınlaşmaya başlayan ‘ikinci baharını’ yaşayan anneler ve babalar söz konusu olduğunda kız evlatlarının yaş düzeyi de 18 - 28 yaş grubudur.

Konumuz olan ‘aile üçgeni’ kavramını ‘bireyden bireye iletişim’ açısından irdelemeye çabalıyorum.

‘Üçgen’ deyince ilk gençlik yıllarımdan beri neden ise, aklıma hep ‘Bermuda Şeytan Üçgeni’ gelir.

Bu üçgenin köşelerinde Bermuda, Florida’daki Miami ve Puerto Rico’daki San Juan olduğu kabul edilmektedir.

Kimsenin açıklama getiremediği gemi, tekne ve uçak kayıplarının çok fazla olduğu yer ‘Bermuda Şeytan Üçgeni’ alanıdır.

‘Aile Üçgeni’ köşelerinde ‘Anne,’’kızı’ ve ‘üvey baba’ olduğu görülmektedir.

‘Üçgen,’ üç tepe noktası, üç açısı, üç kenarı olan ‘geometri biçimidir.

‘Üçgen’ her zaman ‘eşkenar’ biçimde değildir.

Bu ailede iletişim kanallarındaki ‘devimsel,’ ‘interaktif’ ilişkiler sürecini etkileyen bireysel donanımlar ve deneyimler eşkenar üçgen biçiminde olmayabilir.

18 – 28 yaş grubunda kız evladı olan anne evdeki davranışlarında üvey babayla olan ‘duygusal’ ilişkisini gizlemek gibi kendini ‘psikolojik’ baskıya sokmamalıdır.

Diğer bir ifade ile ’çift’ yetişkinliğe adım atmış bulunan kızlarından ‘kendilerini’ ve ‘aşklarını’ sakınmamalıdırlar.

Aynı ‘aşkı/sevgiyi’ kızlarına da gösterebilirlerse ‘kıskançlık’ kavramına da yer kalmayacaktır

Bu üçgende en büyük ‘empati,’ ‘hoşgörü’ ve ‘anlayış’ üvey babaya gösterilmek zorundadır.

Kızıyla birlikte yaşayan bir kadınla evlenen bir erkeğin ‘birlikte yaşama yükü’ ve ‘rolü’ anneye göre çoğu kez daha zor olmaktadır.

Öncelikle uzun soluklu bir ‘evlilik/beraberlik’ maratonunu amaçlayan anne bu gerçeği kabullenmekle eşine ‘sosyo-psikolojik’ destek vermeli, ‘şefkatli’ ‘eş/anne’ olabilmelidir.

Bir üçgende ‘iki kenar toplamı daima bir kenardan daha büyüktür’ gerçeği ortada iken; anneye çok iş düşmekte ve öncelikle de eşinin ‘yalnızlık duygusunu’ yaşamasına engel olabilmelidir.

Birlikte sosyal ortamların sıklığı ve akşamları aile sohbetleri, özellikle üvey baba ve kızının birbirlerine ısınmalarına ve önyargılardan arınmalarına yardımcı olacaktır.

Bu sürece günümüzdeki yaygın kullanımı ile ‘çözüm süreci’  diyelim..

Özellikle sosyal ortamlarda babanın üvey kızını adıyla tanıtmak, akabinde ‘kızım’ demek, sıcaklık, samimiyet, her şeyden önce ‘Ben seni kızım olarak kabul ediyorum!’  yaklaşımını doğurur.

Eğer ‘üvey babanın’  ‘pozitif,’ ‘kucaklayan’ yaklaşımının ‘üvey kızı’ tarafından kabul görmesi çözüm sürecinin başarıyla aşılmış olduğu anlamı taşır.

Davranış Bilimleri açısından ‘eşimin kızı’ gibi bir yaklaşım asla doğru değildir.

‘Üvey kızı’ tarafından ‘sırnaşıklık’ olarak da algılanma olasılığı karşısında ‘üvey baba’ doğal olabilme becerisini de gösterebilmelidir.

‘Üvey kız’ erken ‘ergenlik dönemi’ yaşadığı ‘bilişsel gelişim’ ve ‘psikolojik’ sorunları nedeniyle boşanma sonrası vurdumduymaz ve sorumsuz davranışları ile annesinden uzaklaşabiliyor.   

Sanki ‘bir gün ansızın’ ’üvey babayı’ Noel Baba getirmiş de; anneye yakınlaşmaya, ilgisini ve dikkatini çekmeye başlıyor.

‘Üvey baba’yı annenin ilgi ve dikkatini çeken, ‘rekabet’ edeceği bir ‘yabancı erkek’ olarak da görebilir.

Tabi ki; küçük istisnalar dışında ‘ üvey baba’ ‘öz babanın’ yerine konulmamalıdır.

Eğer ‘üvey baba,’ ‘gerçek dost,’ ‘arkadaş’ olabilmeyi kabullenirse ve davranışlarıyla hissettirebilirse, ‘üvey kızı’nın bir numaralı ‘sırdaşı,’ ‘arkadaşı’ ve hatta öz babasından da daha yakın olabilir.

24.11.2013, İzmir, Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır.

                                                                             

 
Toplam blog
: 392
: 908
Kayıt tarihi
: 27.11.11
 
 

1951 Muğla doğumluyum. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'ni 1974 yılında bit..