Başbakan'ım millet'in vesayet'e ihtiyacı yok ise; neden MGK kararı hayata geçirilmedi?

Başbakan’ım ‘millet’in vesayet’e ihtiyacı yok ise; neden MGK kararı hayata geçirilmedi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershanelerle ilgili tartışma sürerken, Gülen Cemaati üyelerinin Erdoğan Hükümetleri tarafından fişlendiğini manşet yapan medyaya ateş püskürüyordu.

Demokratik, laik, hukuk devleti ilkelerine inanmış sade bir T.C. vatandaşı olarak Başbakan Erdoğan’ın dün Ak Parti Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmanın içeriğine ağırlıklı olarak katılıyorum.

- Başbakan Erdoğan’ın; ‘Demokrasilerde sivil toplum, dernek, vakıf, sendika ve medya çok önemlidir. Onlar eleştirilerini yaparlar, tavsiyelerini ortaya koyarlar, meşru ve demokratik çerçevede istek ve taleplerini dile getirirler ama hakaret etmezler.’

- ‘Nihayetinde karar verecek olan TBMM, milletin seçtiği vekillerdir, o vekillerin tayin ettiği hükümetlerdir. Meclisi de hükümetleri de teşkil eden, ona görev veren millettir.’   

- ‘Yani millet, kendi kararını kendisi vermekten, kendi istikametini kendisi çizmekten aciz değildir. Milletin vesayete ve vasilere hiç ama hiç ihtiyacı yoktur’ söylemine katılmamak mümkün değildir.

Başbakan Erdoğan’ın grup toplantısındaki söyleminde kastettiği ‘vakıf’ ve ‘sermaye’ Gülen Cemaati’nin hizmetleri, manşetler ise Hoca Efendi’yi destekleyen medya gruplarınındır.

Özel dershanelerin özel okullara dönüştürülme reformunun biran önce yaşama geçirilmesini hedefleyen Başbakan Erdoğan’a sektörde sahip oldukları %25 pazar payı ile karşı çıkanların en başında Gülen Cemaati yer almaktadır.   

Bir an 10 yıl öncesine 25 Ağustos 2004’teki dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun imzası bulunan MGK tavsiye kararında,

- “Nurculuk Faaliyetleri ve Fethullah Gülen Grubu’na ait kurumların faaliyetlerinin engellenmesi için, ağır yaptırımlar getiren yasal düzenlemeler yapılmalıdır, eylem planı hazırlanmalıdır.”

- “Eğer siyasi irade konulup bu konunun üstüne gidilmezse bir felaket olacağı” belirtilmiştir.

MGK Toplantısında Fethullah Gülen Cemaati’nin faaliyetlerini bitirme yönünde karar alındığının haberi medyada yer alınca AKP kurmayları panik yaşamaya başladılar.

MGK tavsiye kararında imzası bulunan her bir AKP’li Bakan şaşkınlık içinde kararın uygulanmadığını teyit etmek ve kanıtlamak amacıyla sanal gerekçeler üretiyorlardı.

Son dönem TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ‘Ben tek başıma imzalamadım’ derken; arkadaşlarını dele veren afacan öğrencilere benziyordu.

Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, ‘kambersiz düğün olmaz’ örneği; ‘2004’teki MGK kararı hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş, hiçbir Bakanlar Kurulu kararı alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır’ derken AKP Hükümetlerini temize çıkarma gayretkeşliği içinde çabalıyordu.

1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan sonra ‘tarikatlar’ ve ‘tekkeler’ Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlanmıştır.

Bir yıl sonra Takrir-i Sükun Kanunu ile 25 Mart 1925’de yasaklanmalarına karşın günümüz Türkiye’sinde ‘tarikat’ veya ‘cemaat’ adı altında faaliyetlerini sürdürüyorlar.

Günümüzde her anlamda en güçlü durumda olan Gülen Cemaati Nurcu Tarikatı müritleridirler.

Nurcu Tarikatı bugün Gülen Cemaati şahsında en ‘olgun’ ve ‘saygın’ dönemini yaşamakta ve ‘mürit’ sayısı her geçen gün ‘nicelik’ ve ‘nitelik’ olarak artmaktadır.

10 yıl önce ‘tarikat örgütlenmesi’ olması nedeniyle MGK toplantısında Gülen Cemaati’ne karşı alınacak önlemlermasaya yatırılmış ve bu belge tüm katılımcılar tarafından imzalanmış olmasına karşın ‘eylem planına’ geçilmemiştir.

Bugün ise ‘Yeni Türkiye’nin ‘cemaatler üstü,’ ‘reformist’ ‘deha lideri’ olarak anılmayı düşleyen Başbakan Erdoğan, 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde olası ‘oy kaybı’ endişesiyle dershaneleri kapatmayı iki yıl ötelemiştir.  

O halde “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur.”

Sayın Başbakan’ım, demokratik laik bir hukuk devleti olan T.C. için ‘oy kaygısına’ düşmeden ‘sivil vesayeti’ kaldırmak adına beklemeyeceksiniz!..

Gereğini yapacaksınız’..

05.12.2013, İzmir, Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır.