Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '10

 
Kategori
İlişkiler
 

İlişkilerdeki işkence

Kapı aralıktır zaten .. Kapı size aralanmıştır.. Siz kapıdan ne kadar meraklı gözlerle girerseniz, kapıyı aralık bırakanda o kadar meraklıdır.. Bir o kadarda ürkektir her ikiside..

Gelen şunun için gelsin ..
Gördüğüm kişi benim için şu olsun..
Benim yaşamda her şeyim tam ancak, şu da olsa çok iyi olacak..
Bu dost olsa harika olur..
Bu sevgili olsa ne güzel olur..
Bu arkadaş olsa enfes bir şey olur..
Bununla o güzel zaman geçirilir..
Bununla en güzel düşünce paylaşımlarımı yaparım ben..
Amma eğlenceli..
Amma bonkör..
Amma çevresi geniş..
Amma salak, vur ensesine ulan bunun..
Ulan bundan bir halt olmaz..
Ulan dalgamı geçeyim..

Her ikisi de ürkektir başlangıçta.. Fakat kapı aralık bırakılmıştır ve kapıya biri gelmiştir açık kapıyı görünce.. Genelde yukarıdaki kodlamalarla karşılanır yeni insanlar.. Kısa zamanda nefrete dönüşür ilişkilerin büyük çoğunluğu.. Çünkü kafada yaratılan, düşlenen, kodlanan insan asla gelen insan değildir.. O gelen insan yavaş yavaş yaşanılıp, keşfedilip, öğrenilmek yerine kafanda yaratılan insanla karşılaştırılır.. Kıyaslanır ve nefret edilir..
İnsanlar belli yaştan sonra yeni olan hiçbir şey kazanamazlar.. Çünkü karşısındaki insanı yaşamak niyetinde değildirler.. Boşlukları doldurmak için malzeme olarak görürler..

Gerçek insanı tanımak, öğrenmek genç işidir.. Yanlış anlaşılmasın genç yaşla ilgili kavram değil.. İnsanın beyninin kalıplarla kodlanmadan önceki halidir.. Kodlanmamış kafa gelen insanı önce kafasında yaratıp, sonra yarattığı insana uymadı diye yerden yere vurmaz.. Gelen insanı yaşar ve onunla devam edecekse onu kafasında bir yere koyar.. O asla değişmez yada birlikte değişirler..

Gelen insanı baştan bir yere koymayın.. Ya kapılarınızı kapatın sımsıkı.. Ölün içerde havasızlıktan.. Ya gözünüz açık kapılarda olmasın.. Yada kafanızda yarattığınız insan olmaya zorlamayın kimseyi.. Yaşam öğretir onun kim olduğunu size..
Haaaaa sakın unutmayın, gelen insanda sizi kafasında bir yerlere koymuştur.. Bunu kırıp atmadan almayın kimseyi içeriye.. İlişkilerdeki işkence budur işte.. Hadi bu konuyu alışılmış ‘’beni kategorize etme’’ klasik söyleminin ötesine geçirelim biraz..

Her insan diğer insanlar ile iletişime/ilişkiye geçme ihtiyacı/zorunluluğu içindedir.. Ancak bireyler baştan neye ihtiyacı olduğunu bilirler.. Bu ihtiyaca göre kişi bulma derdine düşerler.. Karşılarına çıkan her kişiye bu ihtiyaçlarına uyan kişi olabilir mi gözüyle bakarlar.. Karşıdaki kişide aynı durumdadır.. Fakat iki tarafta istenilen kişiyi oynamaya başlar.. Ancak hiçbir oyun sonsuza kadar oynanmaz.. İşte kendini yaralı, aldatılmış sanan insanların hikayesi budur..

Baştan hiçbir ilişkinin adı yoktur.. Bir yoldur her ilişki, bir kitaptır her insan.. Baştan o yolun nereye gitmesi gerektiğine siz karar verirseniz, istediğiniz yere gitmediğinde hatayı karşıda aramayın.. Baştan okumadığınız kitaptaki hikayeleri siz tasarlarsanız, orada olmayınca o kitabı değersiz saymayın.. Karşınızdaki kişiyi baştan siz belirlemeyin, sizi belirlemek isteyenlere izin vermeyin.. Yola çıkınca tanıdıklarınız hoşunuza giderse devam edin.. Kitabı okurken zaten onu kafanızda olması gereken yere koyacaksınız..

Ismarlama ilişkiler/iletişimlerin sonu hüsrandır.. Çünkü baştan düşünülmüş, tasarlanmış insan yoktur evrende.. Zaten bunu istemek insanı aşağılamaktır...

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..