İlk Mısır Piramit’ini Kimin Yaptığını Biliyorum.

Piramitler, Firavun mezarları olarak inşa ettirilmiş bunu biliyorum ve hemen aklıma onların yapılışı sırasında çalışan insanlar geliyor. Ne çok insan olmalı ve ne çok acı çekmiş olmalılar.

Nasıl yapıldığı, bu kadar büyük taşları nasıl yerleştirdikleri ve hangi dinamizm içinde çalıştıklarını sorguluyorum. Piramitleri inceledikçe ve bu konuda Antik Mısır’a gönül vermiş, yazarların kitaplarını okudukça, bir başka büyülü alemde kendimi buluyorum.

En eski piramit diyorum mesela.
Mimar İmhotep yapmış.

Kimdir bu mimar diyorum bu defa merak bu ustayı incelemeye geliyor.
Böyle muazzam eserin mimarını incelediğimde ‘bu adam yapar’ı düşünüyorum.

İmhotep sadece mimar değil. Antik Mısır’da ne yapmamış ne ile uğraşmamış ki. Adam yazar aynı zamanda bu beni ziyadesi ile etkiledi. Durun bitmedi. Hekim, mucit...

Okumaya devam ediyorum. Mühendis aynı zamanda ki bu da bazı bilinmeyenlerin bilinen olmasını sağlıyor.

Öyle olmasa ilk Piramit’i nasıl yapmış olsun diyorum kendime.
İnşaat ve mühendis, tamam bu da uygun diyorum.

Sonra ne öğreniyorum?
Bu adam heykeltıraş! Yani sanatın birçok alanında mevcut. Bu nasıl olur diye sorguluyorum yine kendimle soru cevap oyununda.

Yetmedi adamcağız astronom!
Yani?
Astronom astronomi ya da astro fizik üzerinde araştırmalar ve çalışmalar yapan bilim insanı…

Firavunun veziri de aynı zamanda.
Buyurunuz.

Şimdi şöyle bir düşünelim.
Benim yazılarımı okuyanlar bilirler ben takılı kalmış bir Mu Kıtası araştırmacısı, inancısı, habercisiyim.
Orayla ilgili yeni bir şey mi okudum hemen okurlarımda bilmeli derim.

Bana göre onlar şimdiki çağımızda, başaramadıklarımızı başarmışlar ve enerji işinde o kadar ileri gitmişler ki kendilerini ve koskocaman kıtalarını sulara gömdürmüşler.

Bunu neden anlattım. Bağlantısı nedir derseniz?
MU Kıtasındaki bilim rahiplerinin dünyanın birçok yerine gittiklerine oralarda koloniler yani sömürgeler kurduklarına, uygarlıklarının, alışkanlıklarının neticesinde piramitleri yaptıklarına inanırım.

Başkası mümkün değil gibi gelir bana…

İyi de: Nasıl yapmışlar?

Birde bir mimar var. Anlattığım usta…
Daha bir derin düşünmeye itiyor bu adamın edinimleri.

Ve aklıma şöyle bir şey geliyor.
Mimar İmhotep, MU Kıtasından gelmiştir belki de…

Tamam buna biraz kani olmuş olabilirim diyorum fakat başka sorular soruluyor Naz’dan Nazan’a.

Peki diyor Naz;
Bu adam nasıl biriydi?
Basamaklı piramitleri yapan büyük usta o zamanlar nasıl bir hayat yaşıyordu?
Aşık mıydı?
Firavunla arası nasıldı?
Nasıl yaşardı?

Biliyoruz ki, piramitlerin yapılışı sırasında çalışanlara çok büyük eziyetler edilmiş, o zaman bu adam zalimdi veya Firavundan çok korkuyordu.

Zalim biri sanatçı olabilir miydi?
Sanat ruhu zalimleştirmez tam tersi yumuşatır, ipek gibi yapar, duygu yoğunluğu içinde olur sanata gönül verenler.

Sonra şöyle bir takıntı daha geliyor akla:
Diğer meslek dalları ve Firavun korkusu onu zalimleştiriyor muydu?

Bilinmiyor, bilmiyorum. Öğrenmek istiyorum. Sadece bunu mu yok daha var öğreneceklerim ve öğrendikçe sizlere aktaracaklarım.

Ben yazmaya devam edeceğim.
Dilerim ki sizlerde okumaya devam edersiniz.


Nazan Şara Şatana