Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '07

 
Kategori
Felsefe
 

İlm-i hal’de ava çıkınca

İlm-i hal’de ava çıkınca
 

Cuma suresinin 9. ayeti, inananları Toplantı Gününde namaza çağıran ayettir. Bu ayet “ya eyyuhelleziine” sözcüyle başlayıp “Ey inananlar” manasına gelip hiçbir şekilde din, ırk ve cinsiyet ayrımı yapmayan bir sözcüktür. Hitap hiçbir ayırım yapmadan tüm insanlaradır. Ayeti okuyan ve anlayan her insan bu çağrıya uymalıdır.

Sözcüğün Arapçasında ZEL harfinden sonra gelen harekesiz YE harfi, ZEL harfi esreli olduğundan, uzun “i” sesiyle okunmalıdır; YE harfi ise okunmayan uzatma harfidir. Hal böyle olunca, ayetlerin Türkçe transliterasyonlarında bazı telaffuz hataları yapılmış ise de, nihayetinde sözcüğün Arapçası telaffuz hatalarına rağmen, Allaha şükür ki ve tabii ki hep aynı şekilde yazılmaktadır ve yine daha aşağıda çoğunluk örneğini verdiğim “ya eyyuhelleziine” sözcüğü geçen ayet sayısı tamı tamına 90 adettir.

62:9-Ya eyyuhelleziyne (burada Arapçası var ama editörde çıkmıyor) amenu iza nudiye lissalati min yevmilcumu'ati fes'av ila zikrillahi ve zerulbey'a zalikum hayrun lekum in kuntum ta'lemune.

62:9 Ey inananlar! Toplantı günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.

Örnek ayetler

57:28 Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe ve aminu biresulihi yu'tikum kifleyni min rahmetihi ve yec'al lekum nuren temşune bihi ve yağfir lekum vallahu ğafurun rahıymun.

58:9 Ya eyyuhelleziyne amenu iza tenaceytum fela tetenacev bil'ismi vel'udvani ve ma'sıyetirresuli ve tenacev bilbirri vettakva vettekullahelleziy ileyhi tuhşerune.
58:11 Ya eyyuhelleziyne amenu iza kıyle lekum tefessehu fiylmecalisi fefsehu yefsehıllahu lekum ve iza kıylenşuzu fenşuzu yerfe'ıllahulleziyne amenu minkum velleziyne utul'ılme derecatin vallahu bima ta'melune habiyrun.'
58:12 Ya eyyuhelleziyne amenu iza naceytumurresule fekaddimu beyne yedey necvakum sadekaten zalike hayrun lekum ve atheru fein lem tecidu feinnallahe ğafurun rahıymun.

59:18 Ya eyyuhelleziyne amenuttekullahe veltenzur nefsun ma kaddemet liğadin vettekullahe innallahe habiyrun bima ta'melune.

60:1Ya eyyuhelleziyne amenu la tettehızu 'aduvviy ve 'aduvvekum evliyae tulkune ileyhim bilmeveddeti ve kad keferu bima caekum minelhakkı yuhricunerresule ve iyyakum en tu'minu billahi rabbikum in kuntum harectum cihaden fiy sebiyliy vebtiğae merdatiy tusirrune ileyhim bilmeveddeti ve ene a'lemu bima ahfeytum ve ma a'lentum ve men yef'alhu minkum fekad dalle sevaessebiyli.

60:10 Ya eyyuhelleziyne amenu iza caekumulmu'minatu muha ciratin femtehınuhunne allahu a'lemu biiymanihinne fein 'alimtumuhunne mu'minatin fela terci'uhunne ilelkuffari la hunne hıllun lehum ve la hum yehıllune lehunne ve atuhum ma enfeku ve la cunaha 'aleykum en tenkıhuhunne iza ateytumuhunne ucurehunne ve la tumsiku bi'ısamilkevafiri ves'elu ma enfaktum velyes&elu ma enfeku zalikum hukmullahi yahkumu beynekum vallahu 'aliymun hakuymun.

Aşağıdaki örneklerde hem transliterasyon hem de Türkçe tercümelerini verdiğim ayetler sıralanmıştır.

2:104 Ya eyyühellezıne amenu la tekulu raına ve kulünzurna vesmeu ve lil kafirıne azabün elım

2:104 İnananlar! "Raina (bize çobanlık et), " demeyin; "Unzurna (bizi gözet), " deyin ve dinleyin. İnkarcılar için acı bir azap var.

2:153 Ya eyyühellezıne amenüsteıynu bis sabri ves salah innellahe meas sabirın

2:153 İnananlar! Güçlüklere karşı sabır ve namaz ile yardım dileyin. ALLAH sabredenlerle beraberdir.

2:172 Ya eyyühellezıne amenu külu min tayyibati ma razaknaküm veşküru lillahi in küntüm iyyahü ta'büdun

2:172 İnananlar, size verdiğimiz rızıkların iyilerinden yiyin. ALLAH'a şükredin, sadece O'na tapıyorsanız.

2:178 Ya eyyühellezıne amenu kütibe aleykümül kısasu fil katla el hurru bil hurri vel abdü bil abdi vel ünsa bil ünsa fe men ufiye lehu min ehıyhi şey'ün fettibaum bil ma'rufi ve edaün ileyhi bi ıhsan zalike tahfıfüm mir rabbiküm ve rahmeh fe menı'teda ba'de zalike fe lehu azabün eliym

2:178 İnananlar! Öldürmede size eşitlik farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye köle, kadına kadın... Ama kim maktulun hısımları tarafından bağışlanırsa, o zaman uygun olanı yapması ve diyeti güzelce ödemesi gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra kim sınırı aşarsa onun için acı bir azap var.

2:183 Ya eyyühellezıne amenu kütibe aleykümüs sıyamü kema kütibe alellezıne min kabliküm lealleküm tettekun

2:183 İnananlar, sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi, sakınmanız için size de farz kılındı.

2:208 Ya eyyühellezıne amenüdhulu fis silmi kaffeh ve la tettebiu hutuvatüş şeytan innehu leküm adüvvüm mübiyn

2:208 İnananlar, tümüyle teslim olun. Şeytanın adımlarını izlemeyin; çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.

2:254 Ya eyyühellezıne amenu enfiku mimma rezaknaküm min kabli ey ye'tiye yevmül la bey'un fıhi ve la hulletüv ve la şefaah vel kafirune hümüz zalimun

2:254 İnananlar, ne alışverişin ne dostluğun ve ne de şefaatin (aracılığın) olmadığı gün gelmeden önce size verdiklerimizden dağıtın. İnkar edenler zalimlerdir.

2:264 Ya eyyühellezıne amenu la tübtılu sadekatiküm bil menni vel eza kellezı yünfiku malehu riaen nasi ve la yü'minü billahi vel yevmil ahır fe meselühu ke meseli safvanin aleyhi türabün fe esabehu vabilün fe terakehu salda la yakdirune ala şey'im mimma kesebu vallahü la yehdil kavmel kafirın

2:264 İnananlar! ALLAH'a ve ahiret gününe inanmadığı halde halka gösteriş için yardımda bulunan kişi gibi yardımlarınızı başa kakmakla ve eziyet etmekle boşa çıkarmayın. Bu tip davranışın örneği, üzerinde toz toprak biriken bir kayaya benzer ki şiddetli bir sağanak onu çıplak bırakır. Yaptıklarından hiçbir şey kazanamazlar. ALLAH inkarcı toplumu doğruya iletmez.

2:267 Ya eyyühellezıne amenu enfiku min tayyibati ma kesebtüm ve mimma ahracna leküm minel ard ve la teyemmemül habıse minhü tünfikune ve lestüm bi ahızıhi illa en tüğmidu fıh va'lemu ennellahe ğaniyyün hamıd

2:267 İnananlar, kazandıklarınızdan ve sizin için yerden çıkardığımız nimetlerden yardım olarak verin. Size verilse, ancak gözünüz kapalı olarak kabul edebileceğiniz kötü mallarınızı yardım olarak vermeye kalkmayın. Bilin ki ALLAH Zengindir, Övgüye layıktır.

2:278 Ya eyyühellezıne amenüttekullahe vezeru ma bekıye miner riba in künüm mü'minın

2:278 Ey inananlar, gerçekten inanıyorsanız ALLAH'ı dinleyin ve her çeşit tefecilik kalıntısını terk edin.

Denilecektir ki, bu adam bu kadar ayeti bir araya hangi hikmet için getirmeye çalıştı?

Hemen anlatıyorumdur.

İslam Araştırmaları Merkezinin İlmihal’i elime geçti. Birkaç gün önce Cuma (Toplantı) Günü namazı üzerine bir makale yazmıştım. Bu makaleme ilginç kritikler de gelmiş idi. İlmihal elime geçer geçmez, acaba Cuma Namazı nasıl anlatılıyor diye merakımı çekti. Zira İlm-i Hal denen kitap, İslam uleması yani âlimleri (her ne demekse) tarafından kaleme alınmış, oylanmış, kabul edilmiş bir yorum kitabıdır. Ayetlerden de, hadislerden de dem vurulur, ama söylenmek istenilen şey öyle veya böyle, 650.000 hadisten 7300 adete kadar indirilmiş hadis arasından seçilip merama uygulanır, uydurulur. Bu kitap işte böyle oluşturulmuştur. Müslüman da o kutsallaştırılmış kitaba bakacağına, o anlayamayacağı kitabın içerisinde aradığını bulamayacağına, bulsa bile bir harf kayması yüzünden okuduğunu yanlış anlayıp günaha gireceğine, işte “İslam alimleri” hem de grup halinde çalışıp araştırıp ortaya koymuşlardır Kuran’ı ve Peygamberimizin saih sünnetini söylem şeklini daha bir tercih etmektedirler.

Aynen aktarıyorum, İslam Araştırmaları Merkezinin İlmihal’inin IIci cilt, sahife 290’dan:

B) CUMA NAMAZININ ŞARTLARI

Cuma namazının farz olabilmesi için belli birtakım şartların gerçekleşmiş olması gerekir. Bu şartlar vücûb şartları ve sıhhat şartları olmak üzere iki çeşittir. Vücûb şartları, cuma namazı kılmakla yükümlü olmanın şartlarıdır; sıhhat şartları ise kılınan namazın sahih yani geçerli olmasının şartlarıdır. Sıhhat şartları yerine cuma namazının edasının şartları da denilir.

Aşağıda vücûb şartları ve sıhhat şartları ayrı ayrı sayılıp açıklanacaktır. Ancak, dikkat edilmelidir ki, aşağıda sıhhat şartları arasında sayılacak şeylerden üçü (ki bunlar; a) Vaktin girmiş olması. b) Devlet başkanının hazır bulunması veya izni ve c) Bulunulan yerin şehir veya şehir hükmünde olmasıdır), esasen hem vücûb hem sıhhat şartlarıdır. Zira bu şartları ileri sürenlere göre bunlardan biri bulunmadığında cuma namazı kişiye farz olmayacağı gibi, kılması halinde geçerli de olmaz.

a) Cuma Namazının Vücûb Şartları

Bir kimseye cuma namazının farz olması, o kimsede vakit namazlarının farz olması için aranan şartlardan başka şu şartların da bulunmasına bağlıdır:

1. Erkek olmak

Cuma namazı erkeklere farz olup kadınlara farz değildir. Bu konuda bütün fakihler görüş birliği etmiştir. Fakat kadınlar da camiye gelip cuma namazı kılsalar, bu namazları sahih (geçerli) olur ve artık o gün ayrıca öğle namazı kılmazlar.

Cuma namazı kılmayı emreden ayet genel içerikli olduğu halde kadınların niçin cuma namazı kılmadıkları hatıra gelebilir. Çok fazla teknik ayrıntıya girmeden bir iki nokta üzerinde durarak bu konuya açıklık getirmeye çalışalım. Burada gözden kaçırılmaması gereken hususların başında konunun Arap dilinin özelliği ile ilgisi gelmektedir. Arap dilinde erkek ve kadına yapılan hitap kalıbı birbirinden farklıdır. Kadınlara yapılan hitabın içinde erkeklerin bulunması, dilin yapısı bakımından imkânsızdır. Kadınlara yapılan hitap, sadece ve sadece kadınlara yapılmış bir hitaptır. Buna mukabil, erkeklere yönelik hitabın kapsamına kadınların girip girmediği, yani bu hitabın kadınlara da yönelik olup olamayacağı, dilciler arasında tartışmalı bir konudur.

Kimi dilciler erkeklere yönelik hitabın içerisine kadınların girmediğini, kimileri de girdiğini söylemişlerdir. Dilcilerin bu farklı iki kanaati, usulcülerin, o tür ayetlerin, yani erkeklere yönelik hitap içeren ayetlerin anlaşılmasında ister istemez etkili olmuştur. Kimi usulcüler, erkeklere yönelik hitabın içerisine kadınların dâhil olmadığı yönündeki anlayışı kabul etmişler ve ayetleri bu doğrultuda anlamlandırıp, onlardan hüküm çıkarmışlardır. Bu anlayışa göre, erkeklere yönelik hitabın içerisine kadınlar dil kuralları gereği, girmezler. Fakat bazı dil dışı karîneler sebebiyle, erkeklere yönelik hitaba kadınlar da dâhil olur. Bu dil dışı karînelerin başında, getirilen hükmün anlamı ve mahiyeti ile bu hükmün içerik bakımından erkek-kadın farkı dikkate alınacak türden olup olmadığı gelmektedir. Bu farklılık, tabii ki bir cinsiyet ayırımından değil, aksine fizikî yapı ile toplumsal statü ve buna bağlı olarak haklar ve sorumluluklar dengesinden kaynaklanan bir farklılıktır.

Kimi usulcüler ise dilcilerin öteki kanaatini esas alarak ve kural olarak, erkekler hitabının içerisine kadınların da girdiğini, fakat cuma namazı gibi bazı konularda, birtakım haricî karîneler ile kadınların hitap kapsamı dışında tutulacağını ileri sürmüşlerdir. Kadınların hitap kapsamı dışına alınmasına gerekçe olan hâricî karîneler cümlesinden olmak üzere, o dönemdeki kadın telakkisi, kadının ailedeki görev ve sorumluluklarına ve cemaat kavramı ve dayanışması içerisinde kadınların yerine ilişkin anlayış gösterilebilir.

Şimdi yukarıdaki yazıdan konuyla ilgili olan kısmı çıkarıp bir analiz edelim isterseniz:

Arap dilinde erkek ve kadına yapılan hitap kalıbı birbirinden farklıdır. Kadınlara yapılan hitabın içinde erkeklerin bulunması, dilin yapısı bakımından imkânsızdır. Kadınlara yapılan hitap, sadece ve sadece kadınlara yapılmış bir hitaptır. Buna mukabil, erkeklere yönelik hitabın kapsamına kadınların girip girmediği, yani bu hitabın kadınlara da yönelik olup olamayacağı, dilciler arasında tartışmalı bir konudur.

Burada bahsi geçen hitap kalıbı “ya eyyühelleziine” dir tabii ki. İlmihal, kadınlara yapılan hitabın içerisinde erkeklerin bulunması, dilin yapısı bakımından imkansızdır demektedir. Devamen, erkeklere yapılan hitabın kapsamına kadınların girip girmediği ise tartışmalı bir konu olmuştur “din alimlerimiz” arasında. Ama bahsin başında Cuma namazı erkeklere farz olup kadınlara farz değildir cümlesi bulunduğuna göre, anlaşılan odur ki, konu tartışmalı bile olsa, milli din alimlerimiz kadınlara farz olmadığı kararına varmışlardır. Yani “ya eyyuhelleziine” hitabı “Ey inananlar” şeklinde sadece erkeklere yapılmaktadır demektir. Bu konuyu, isteyen, diyanetin aşağıdaki linkinden rahatlıkla okuyabilir:
http://diyanet7.diyanet.gov.tr/turkish/weboku.asp?id=849&yid=33&sayfa=53

Belki şimdi biraz anlamaya başlamışsınızdır neden bu kadar ayeti buraya taşımaya çalıştığımı. Söylemiş olduğum gibi, bu hitapla başlayan yani “Ey inananlar” sözcüğü ile başlayan ayetlerin sayısı 90 tanedir. Kuranın hiçbir yerinde, “Ey iman edenler” diye başlayan bir hitap şekli bulunmamaktadır. Zira Kuranın hitabı tüm insanlığadır, belirli bir Müslüman kesime değildir.

Hal böyle olunca, Kuranda bulunan 90 adet hitabın hepsi, demek ki erkeklere yapılmaktadır. Kuran demek ki sadece bir cinse, erkek cinsine inmiş bir kitap olmaktadır burada. Arada kadından da bahsetmektedir ama kadın bahsi demek ki erkek olayını tamamlamak amacıyla kullanılmaktadır. Tüm kainat erkek için yaratılmıştır. Hatta kainatın ötesi bile, ahiret alemi dahi erkek için yaratılmış olup, orada kadınlar (huriler) erkeklere hizmet için diriltilmektedir. Karılarıyla beraber cennette sefahat süren erkekler, bir de yanlarına hurileri alıp bir güzel eğlenmektedirler. (Hemen bir parantez açalım, huri eş demektir, “karı” demek değildir.)

Böyle bir şey olabilir mi? Kuran sadece bir tek cinse hitap edebilir mi? Müctehitlerin arasındaki tartışma sonuçlanırsa ve hitabın erkeğe olduğunu savunan taraf tartışmadan zaferle çıkarsa, Kuran erkeğe hitap eden bir kitap olup çıkacak mıdır?

Yok, aslında hiçbir şey olmayacaktır. Yaratılmışlar ayetler üzerinde istedikleri yorumu yapsınlar, istedikleri gibi eğip bükmeye çalışsınlar, ayetin özü hiçbir hal ve şartta değişmemektedir. Allah sözünü söylemiştir, ister doğru anlarsın, ister yanlış anlarsın. Sana akıl fikir vermiş, düşünenini makbul kılmış, gerisi senin bileceğin bir şeydir.

Bakınız yüce yaradan, cinsleri ayırıp, ayrı ayrı hitap etmek istediği zaman nasıl davranmaktadır, Nur:30 ayetinde görüldüğü gibi:

24:30 Kul lil mü'minıne yeğuddu min ebsarihim ve yahfezu fürucehüm zalike ezka lehüm innellahe habırum bima yasneun

24:30 Mümin erkeklere söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsiyet organlarını/ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Kuşkusuz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

Konu kadınlar olduğunda ise hitabı sadece kadınlara yönlendirmiştir yüce Allah. Ve dikkatleri çekmek isterim, bu ayetlerde konuşan varlık Allahın ta kendisidir.

24:31 Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne ve yahfazne fürucehünne ve la yübdıne zınetehünne illa ma zahera minha vle yadribne bi humurihinne ala cüyubihinne ve la yübdıne zınetehünne illa li büuletihinne ev abaihinne ev abai büuletihinne ev ebaihinne ev ebnai büuletihnne ev ıhvanihinne ev benı ıhvanihinne ev benı ehavatihınne ev nisaihinne ev ma meleket eymanühünne evit tabiıyne ğayri ülil irbeti miner ricali evit tıflillezıne lem yazheru ala avratin nisai ve la yadribne bi ercülihunne li yu'leme ma yuhfıne min zınetihinn ve tubu ilellahi cemıan eyyühel mü'minune lealleküm tüflihun

24:31 Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsiyet organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/ziynetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hepiniz topluca Allah'a tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz.

Bu ve bunun gibi kitapların yazarı büyüklerimiz, din âlimlerimiz, bu gerçeği bilmemektedirler midir sizce? Hayır hayır, bal gibi de bilmektedirler. Ama gelin görün ki, tüm erkil güruhu temsil edercesine, kadınları egemenlikleri altlarına almak isteyen bu elebaşı büyüklerimiz, topu diğer müçtehitlere paslayıp, yanına azıcık da Kuran Arapçasının cilvelerini iliştirip zulüm üzerine zulüm işlemektedirler. Hitap edileni, Allah ile kandırmaktadırlar.

Diyeceğim odur ki, Kuran’ı okuyalım ve onun yanına başka başka kitapları koymayalım. Yoksa toptan helak olacağız.

17(İsra):16 Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış ele başlarını yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke aleyhine hüküm hak olur; biz de oranın altını üstüne getiririz.

 
Toplam blog
: 24
: 2699
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

Rumî takvimin 1900+55 senesi sonunda nüfusa katkıları olsun diye annem ve babam oturmuşlar, benim il..