Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '13

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

İngilizcemi geliştiriyorum - 5

İngilizcemi geliştiriyorum - 5
 

 
Bu amaçla, birilerine ilham kaynağı olması, örnek olması amacıyla en az 12 dersten oluşan bir dizi hazırlamaya çalıştım. Birilerine yardımcı olursa veya ilham kaynağı olursa çok mutlu olurum. Elimden gelirse daha da bunu geliştirmeyi düşünüyorum.
 
İşte 5. ders.
 
Çeviri yoluyla daha çok ingilizce öğrenmek...
 
 
5. Ders
 
Bashar al-Assad used weapons against his people = Beşar Esad kendi halkına karşı silah kullandı
 
We fell out with him = Onunla ayrı düştük
 
We are in Syrian people's side = Biz Suriye halkının yanındayız
 
Since uprising began in 2011 = 2011 yılında başlayan ayaklanmadan beri
 
1.7 million Syrians have been forced to seek shelter in neighbouring countries = 1,7 milyon Suriyeli komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı
 
If Syrian regime is sincere = Suriye rejimi eğer samimi ise
 
Attacks on Sacrifice Feast should be stopped = Kurban Bayramındaki saldırılar durdurulmalı
 
On these holy days = Bu kutsal günlerde
 
Steps on this issue must be taken sooner than later = Bu konudaki adımlar çok geç olmadan alınmalıdır
 
Turkey will also do its best on the issue = Türkiye, bu konuda elinden geleni yapacaktır.
 
Foreign Minister also reacted to the EU Progress Report being unveiled during Sacrifice Feast = Dış İşleri Bakanı, Kurban Bayramı sırasında açıklanan AB İlerleme Raporuna da tepki gösterdi.
 
To delay the announcement of the report = Raporun açıklmasını geciktirmek için
 
Just like they suspend such issues during Christmas = Tıpkı, Krısmis/Noel sırasında böyle konuları askıya aldıkları gibi
 
We expected the same understanding for the sensitivities of our society = Bizim toplumumuzun hassasiyetleri için de aynı anlayışı beklerdik.
 
UN had lost its reputation considerably = Birleşmiş Milletler önemli ölçüde itibarını kaybetmiştir
 
As it remains silent on world conflicts = Dünya çatışmalarına sessiz kaldığı sürece
 
Saudi Arabia apparantly wanted to draw the attention of the world by doing so = Suudi Arabistan anlaşılan böyle yaparak dünyanın dikkatini çekmek istedi.
 
They made a decision and we should respect it = Onlar bir karar verdi ve biz saygı duymalıyız
 
Gul visited Turkish sailors fighting piracy in Somali off shores = Gül, Somali açıklarındaki kıyılarda korsanlıkla mücadele eden Türk denizcileri ziyaret etti.
 
The sailors for fulfilling their duties in international waters = Uluslararası sularda görevlerini yerine getiren denizciler
 
Plane made an emergency landing back in Istanbul = Uçak, Istanbul'a geri acil iniş yaptı.
 
A flock of bird hit one of the engines of plane = Bir kuş sürüsü, uçağın motorlarındna birine vurdu
 
Shortly after it took off = Kalktıktan kısa bir süre sonra
 
The plane was sent to THY maintenance facility = Uçak, THY bakım tesisine gönderildi.
 
It reveals how perfect Fidan did his job = Bu, Fidan'ın işini ne kadar mükemmel yaptığını ortaya koymaktadır.
 
Content and timing of published articles = Yayınlanan makalelerin içeriği ve zamanlaması
 
The bloodshed and tyranny in Syria = Suriye'deki kan ve zulüm
 
Diplomatic ways to end the crisis in Syria = Suriye'deki krizi sona erdirmek için diplomatik yollar
 
Geneva Peace Conference will be taken up = Cenevre Barış Konferansı ele alınacaktır
 
Besides = Bunun yanında, ayrıca
 
Ministers will try to convince Syrian opposition members = Bakanlar, Suriye muhalif üyelerini ikna etmeye çalışacak
 
Is expected to make a decision = Bir karar vermesi bekleniyor
 
If it is not laid down as a condition = Bir koşul olarak öne sürülmezse
 
According to a bill drafted = Hazırlanan bir tasarıya göre
 
In order for the government to begin negotiations = Hükümetin müzakerelere başlaması için
 
On the future of Jerusalem = Kudüs'ün geleceği konusunda
 
It is impossible to reach a peace deal with = İle bir barış anlaşmasına varmak mümkün değildir
 
Without discussing the issue of = Konusunu görüşmeden
 
To freeze the motion to avoid any delay = Herhangi bir gecikmeyi önlemek için hareketi dondurmak
 
US-backed negotiations = ABD destekli görüşmeler
 
Peace talks between Israel and Palestine were renewed = İsrail ve Filistin arasındaki barış görüşmeleri yenilendi.
 
Thanks to the US mediation = ABD arabuluculuğu sayesinde
 
After a three-year interval = Üç yıllık bir aradan sonra
 
One of the most sensitive issues in talks = Görüşmelerde en hassas konulardan biri
 
As its eternal capital = Onun ebedi Başkenti olarak
 
Whereas = Halbuki
 
Israel annexed in 1967 war = İsrail 1967 savaşında ilhak etti (ekledi)
 
The United States has donated 10 armoured vehicles to the United Nations = Amerika Birleşik Devletleri, Birleşmiş Milletler için 10 zırhlı araç bağışladı.
 
Carry out concerted efforts to examine and destroy Syria's chemical weapons = Suriye'nin kimyasal silahlarını incelemek ve yok etmek için çabalar yürütmek/gerçekleştirmek
 
A statement made by the US State Department = ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada
 
10 armoured vehicles have been supplied = 10 zırhlı araç temin edilmiştir
 
The shipment and delivery of vehicles = Araç sevkiyat ve teslim
 
Has been conducted jointly by = Tarafından ortaklaşa yapılmıştır
 
Shipments of vehicles was completed = Araç sevkiyatı tamamlandı
 
UN also took them over = BM bunları da devraldı.
 
Syrian leader Bashar Al Assad said no date had been set for an international conference = Suriye lideri Beşar Esad uluslararası bir konferans için hiçbir tarihin ayarlanmadığını söyledi
 
To end the civil war in Syria = Suriye'deki iç savaşı bitirmek için
 
A number of countries = Bir takım ülkeler
 
Many politicians and institutions concerned = İlgili pek çok politikacı ve kurumlar
 
Have announced recently = Son zamanlarda açıkladılar, duyurdular
 
They agree with the scheduling of the conference = Bu Konferansın programlanması ile aynı fikirdeler
 
It is not yet clear who will represent the opposition = Henüz muhalefeti kimin temsil edeceği belli değil
 
He had no intention of quitting = Onun bırakma niyeti yok
 
He might run for re-election in 2014 = 2014'de yeniden seçilmek için çalışabilir
 
Personally, I don't see any obstacles to being nominated = Şahsen ben aday olmak için hiçbir engel görmüyorum
 
Meanwhile = Bu arada
 
All issues concerning Syria = Suriye ile ilgili tüm konular
 
Were reportedly taken up by ministers = Bildirildiğine göre bakanlar tarafından ele alındı.
 
Russia's Prime Minister Dmitri Medvedev has gone to China = Rusya Başbakanı Dmitri Medvedev Çin'e gitti
 
At the invitation of his Chinese counterpart Li Keqiang = Çinli mevkidaşı Li Keqiang'ın daveti üzerine
 
An important platform aimed at improving bilateral ties = İkili ilişkileri geliştirmeyi amaçlayan önemli bir platform
 
Medvedev plans to meet Chinese Head of State = Medvedev Çin Devlet Başkanı ile bir araya gelmeyi planlıyor
 
He will attend an online conversation with Chinese internet users during his two-day visit = İki günlük ziyareti sırasında Çinli internet kullanıcıları ile bir online sohbete katılacak.
 
After concluding his contacts in Beijing = Pekin'de temaslarını tamamladıktan sonra
 
Medvedev will proceed to Anhui province = Medvedev Anhui iline geçecektir
 
Deputy Prime Minister Ali Babacan has made a summary of Turkey's economic performance = Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin ekonomik performansının bir özetini yaptı
 
On the occasion of the Turkey Investment Week activities = Türkiye Yatırım Haftası etkinlikleri vesilesiyle
 
Turkey's basic growth sectors = Türkiye'nin temel büyüme sektörleri
 
The steps taken in democracy and freedom contributed to the economic success = Demokrasi ve özgürlükte atılan adımlar, ekonomik başarıya katkıda bulundu
 
The precautionary measures Ankara took in the 2009 crisis = 2009 krizinde Ankara'nın aldığı önlemler
 
Made a most negative impact on the global economy = Küresel ekonomi üzerinde çok olumsuz etki yaptı
 
To weather the storm = Fırtınayı atlatmak
 
Many banks across the world went bankrupt = Dünya çapında birçok banka iflas etti
 
if a country's growth is consistent = Bir ülkenin büyümesi tutarlıysa
 
To lower the level of poverty = Yoksulluk düzeyini düşürmek için
 
To enhance the educational and health systems = Eğitim ve sağlık sistemini geliştirmek
 
it could not be considered genuine growth = Bu gerçek bir büyüme olarak düşünülemeyebilir
 
it will be tantamount to robbing the world of its new generations = Yeni nesilleri soymakla eşdeğer olacaktır
 
He placed emphasis on the = Vurgu yaptı, vurguladı
 
Turkey geographically is where three continents converge = Türkiye coğrafi olarak 3 kıtanın buluştuğu bir yerdedir
 
Becoming a regional attraction financially = Finasal olarak bölgesel bir cazibe oluyor
 
He recalled that = Olduğunu hatırlattı
 
While many countries shut down their embassies in Africa on economic grounds = Birçok ülke ekonomik gerekçelerle Afrika`daki büyükelçiliklerini kapatırken
 
Turkey increased the number of its diplomatic missions there = Türkiye oradaki diplomatik misyon sayısını artırdı
 
İstanbul will host the event for the 3rd time = İstanbul 3. kez olaya ev sahipliği yapacak
 
The tournament will be broadcast live by TRT = Turnuva TRT tarafından canlı yayınlanacak
 
Turkish Grand National Assembly = Türkiye Büyük Millet Meclisi
 
Cemil Çiçek has made an official visit to Montenegro = Cemil Çiçek Karadağ'a resmi bir ziyaret yaptı.
 
A joint press conference = Ortak bir basın toplantısı
 
He wishes the development of relations between the two countries in all areas = Tüm alanlarda iki ülke arasında ilişkilerin geliştirilmesini istiyor/diliyor
 
71-day captivity = 71 günlük esaret
 
Having arrived in Ankara with their families = Aileleri ile Ankara'ya geldi sonra
 
The breakfast took place in a sincere and familial atmosphere = Kahvaltı, samimi ve ailesel bir atmosferde gerçekleşti
 
He was thankful to the pilots = Pilotlara müteşekkirdi
 
 
 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..