İnsan Seçebilmek ve Biriktirmek

Birey, annesini, babasını, kardeşlerini, akraba ve hısımlarını seçme şansına sahip değildir.

Ancak mahalleden, okuldan, hobiden, işten arkadaş ve partner (sevgili, eş) seçme şansına sahiptir.

Bireyin yaşamının başlangıcını hatta okulunu ailesi belirliyorsa da, iletişim kuracağı veya paylaşımlarda bulunacağı insanları ailesi belirlemediği gibi tamamen bireyin kendi insiyatifde olduğu bir gerçektir. İşte bu gerçekten hareketle bireyin insan tercih hakkının başladığı zamandan itibaren; birey yaşamına giren, çıkan, devam eden tüm insanlarını sıraladığında, tek başına veya objektif biriyle bu listenin (kimi niye seçtiğinin) analizini yaptığında kendine dair bilmediği bir çok gerçeğin ortaya çıkacağını tanımlanabileceğini (hani bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim atasözünün hayat bulacağını) söylemek kehanet olmasa gerek.

Yukarıdaki paragrafta ifade ettiğim yorum açısını enine boyuna değerlendirerek kendimize uyguladığımızda ve özetlediğimizde kendimizi daha fazla tanıma şansını elde etmez miyiz?

Eğer yaşamıma giren insanları ben seçmedim veya kovamadım diyorsanız onunda zaaf olduğunu söyleyemez miyiz?

---------------------------------------------------------------

MB de TIK, HİT ve OKUNMA yı incelemeye çalıştığım bu süreçte, dün bir arkadaşımdan "hayatına alabileceğin kadar değil sevebileceğin kadar insan al" cümlesini tek kelime ile "insanlarım" ı vurgulayan çok kısa bir e.posta aldım ve enine boyuna düşündüm. 

Bir insanın hayatına alabileceği kadar insan alması sapla samanı karıştırır gibi bir durum oluşturacağını, hayatına sevebileceği kadar insanı alması halinde insanları ile yeterince paylaşımlar yaşayıp, onlara ve kendine pozitif katkı saglamasının mümkün olacağını tekrar düşündürdü. 

İzlemek için FACE karıştırıyorsunuz ve bakıyosunuz ki arkadaş listesi denen başlıkta 500 kişinin resmi var, yine TWİTTER da izlediği 200 insan listesi, MB bakıyorsunuz çok bloga yorum yetiştireyim diye rast gele yazılan yorumlar ve özetle sanal da olsa günlük yaşamdaki gibi birey benimseyebildiği kadar insanla muhatap olmalı ve sevebildiği kadar insanla paylaşımlar yaşamalı diye düşünmemek mümkün mü? 

Kalabalık; kargaşa ve belirsizlik ... özgünlükte;samimiyet ve pozitiflik üretmez mi? 

Kadri KANPAK