Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '09

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Önce iğneyi kendimize batıralım

Önce iğneyi kendimize batıralım
 

Artık hepimiz biliyoruz ki bilinçaltımızda hangi inanç ve kalıplar varsa hayatımızda karşımıza çıkanlar onlar.. Eğer yaşantımızdan memnun değilsek bunun sorumlusunun sadece ve sadece kendimiz olduğunu biliyoruz. Herşey bu düşünceyi kabul etmekle başlıyor. Bunu kabul etmek demek bir anlamda hayatımızın sorumluluğunu almak anlamına geliyor.

Bu düşünceyi kabul etmek en önemli ve en zor aşama..Yıllarca anne babalarımızı, öğretmenlerimizi, erkekleri, kadınları, iş arkadaşlarımızı, patronlarımızı, çocuklarımızı vs. suçlayarak yaşarken birden bire bütün bunların sorumlusu aslında benmişim demek çok da kolay birşey değil..İnsanın içinde aniden itirazlar yükselmeye başlıyor ama annem bana böyle davrandı, ama erkek arkadaşım beni aldattı, ama kız arkadaşım bana yalan söylüyor, ama patronum beni gereksiz yere azarlıyor, ama işçilerim işten kaytarıyor, kimse işini doğru düzgün yapmıyor, ama ama ama... Bu liste böyle uzar gider..

İlk etapta ortaya çıkan bu itirazların aslında kendi savunma mekanizmamız olduğunu anlayıp, samimi bir şekilde; hayatımdaki herşeyin sorumlusu benim, dedikten sonra asıl serüven başlıyor.

Şimdiye kadar; sen böyle yaptın, sen bunu yapmadın diye başlayan cümlelerimizin öznesini değiştiryoruz. Ben hayatımı nasıl bu hale getirdim? Ben neyi yapmadım? Ben kendimi nasıl terkettirdim? Ben kendimi nasıl aldattım? Ben kimlere yalan söylüyorum? Ben kimi aldatıyorum? Ben nasıl mutsuz oluyorum? Ben nasıl başarısız oluyorum? Şuanda yaşadığım hayatın bana kazandırdıkları ne? Bu şekilde sızlanarak hangi yanımı tatmin ediyorum? Mutsuz olmaktan nasıl bir fayda görüyorum? Aşk acısı çekmek bana nasıl bir yarar sağlıyor?

Bu ve buna benzer sorularla hayatımızın sorumluluğunu kendi üzerimize almış oluyoruz. Yani iğneyi kendimize batırmış oluyoruz bir anlamda.

Peki bu soruların cevaplarını nasıl bulacağız?

Yaşantımızı inançlarımız, duygularımız ve düşüncelerimiz belirler.. Neye inanıp, ne düşündüğümüzü ve aslında neler hissettiğimizi anlamak için şuanda hayatımızda olan şeylere bakmak gerekiyor. Eğer hayatımızda hoşlanmadığımız veya mutsuz olduğumuz alanlar varsa o alanlardaki düşüncelerimizi ve inançlarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor.
Bir arkadaşım uzmanlık sınavına hazırlanmaya çalışıyor.Ama bir türlü odaklanıp ders çalışamadığından yakınıyordu. Biraz konuştuğumuzda uzmanlar hakkında o kadar çok negatif inanç ve yargısı ortaya çıktı ki çalışamaması çok normal.. Fakat bunu bilinç düzeyinde bilmiyor, bilinç düzeyinde tek bildiği uzman olmak istediği ve nedense bir türlü ders çalışamadığı..

İstediğimizi zannettiğimiz şeyler ile inançlarımız uyuşmuyorsa o istediğimiz şeye ulaşamayız. Çok paramız olsun isteriz ama bir yandan da zengin insanlar kötüdür gibi bir inancımız varsa, asla çok para kazanıp zengin olamayız..

Bütün bunlar tamam ama biz bilinçaltı inançalrımızı ve kaıplarımızı nasıl bulacağız? Bununla ilgili bir çok yöntem ve teknik var ama kendi uygulamış olduğum ve kısa sürede çok faydasını görmüş olduğum yöntem YAZMAK..

Akşam yatmadan önce veya yalnız kalabildiğiniz bir zamanda ve sessiz bir ortamda, bir konu belirleyip o konu hakkındaki duygu ve düşünceleri kağıda dökmek oldukça yararlı bir yöntem. Yazarken sadece duruma odaklanmak ve özellikle duyguları yazmak önemli. Hiç durmadan ve düşünmeden yaklaşık 3-4 sayfa konu ile ilgili aklınıza gelen herşeyi yazdığınızda 3. sayfanın sonlarında o konu ile ilgili gerçek duygu ve düşüncelerinizi, korku ve inançlarınızı ortaya çıkarmış oluyorsunuz..

Bütün öfkeleri, kızgınlıkları, hissedilen her duyguyu kağıda dökmek; insanda büyük bir rahatlama ile birlikte duygusal açıdan da bir boşalmayı sağlıyor.

Yazıp gerçek düşünce ve duygularımızı ortaya çıkardıktan sonra, o boşalan yere o duygunun olumlusunu yerleştirmek gerekiyor. Yazıp ortaya çıkarmak birinci aşama yani ferketme aşaması.. Farkettikten sonra yerine olumlu duyguları ve düşünceleri yerleştirmek gerekiyor. Bunun için de yine aynı yöntem kullanılabildiği gibi imajinasyon da kullanılabilir.. Olayları olmasını istediğiniz şekliyle hayal edip, olumlu duyguyu hissetmek gerekiyor.

Bilinçli olarak düşündüklerimize göre değil hissettiklerimize göre yaşarız.. Ne düşündüğümüzden ziyade ne hissettiğimiz daha önemli.. Çünkü bilinçaltı duygularla çalışır..
 
Toplam blog
: 117
: 2437
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1970 Tokat doğumluyum. İstanbul Tıp Fakültesi Sağlık Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar bölümü mez..