İnsan yakanlar yakalanamadı, bari dönemin kamu görevlilerini yakalayalım!

Sivas Davası Katliamı’nda zamanaşımı işledi.

Kaçaklar kurtuldu; ölenler zaten kurtulmuştu.

Kaçaklar, kamu görevlisi olsaymış, zamanaşımı onlara işlemeyecekmiş!

Yani?

Kaçakları kurtaran, adamların kamu görevlisi olmamaları olmuş!

*****

Şimdi ne olacak?

Kaçaklara zamanaşımı işlemesin diye Meclis’e verilen yasa önerisi AKP’nin parmak hesabıyla reddedildi.

Meclis’te çare tükendi, ama...

Hukukçu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a bakılırsa, çare tükenmedi!

Önlerine konan “çare”yi görmezden gelenler, parmak hesabıyla “çare” olacağı reddedenler, nasıl bir “çare” bulacaklar?

İşte “çare”:

Dönemim kamu görevlilerini yakalamak!

Kaçanlar yakalanamadı, hiç değilse, birileri yakalansın!

(Kaçakların içlerinde bir var ki... Adam, askere gidiyor, evleniyor, çocuğunu nüfusa yazdırıyor, ehliyet alıyor... Araştırılsa, sanıyorum, seçimlerde oy bile kullanmıştır.)

****

Adamlar, madem yakalanamadı, kurtuldu; bari dönemin kamu görevlileri yakalansın!

Hiç değilse...

Madımak’ta cayır cayır yanan 35 aydının yakınlarının yüreğine su serpilmiş olur!

Demek ki, umutlar tükense de, tükenmeyen bir şey var:

Çare!

“Çare”, “-siz” ekiyle, yepyeni bir sözcük olur: çaresiz!

“Çaresiz”den ya da öyle görünen/lerden başak ne beklenir ki?

Anlamsız bir soru:

Bu adamların yakalanamadığı son 10 yılda, kim/ler iş başında, bilen var mı?

Sorunun yanıtı CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan biliyormuş:

"Adına zamanaşımı denilen afla canileri kurtaralım, ama kamu görevlilerini yargılayalım, diyorlar. Çoğunun affa uğradığını unutarak, hep aynı hikâye aslında. Pekala olur diyoruz, kimin ihmali varsa bulun ve yargılayın diyoruz. Ama sormazlar mı adama 10 yıldır kim iktidardaydı? O vahşetin faillerini ve ardındaki zihniyeti perdelemek için yine hedef saptırıyorsunuz, siz bu katliamın neresindesiniz? Bir taşla yine iki kuş vurmaya çalışıyorsunuz."


TURGUT ÇELİK/ Mersin