Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

İnsan yüreği işte çabuk çürüyor...

İnsan yüreği işte çabuk çürüyor...
 

Bir yürek çarpıntısı, kocaman bir ses içimde. Büyüyor dur durak bilmeden. Benim aşkım dokunulabilirlikten çok uzak.. Masalsı bir güzellikte. Yanık sevdalara benzer. Kocaman mutluluklarının yanında hüzünlerini de alır getirir. Hiç sormaz "Kaldırabilecek misin? Kalbin ne kadar eşlik edebilecek bu heyecana?" diye.. Bilmez misin insanın yüreği çabuk çürür. En iyi kendini tanır ve en çok acıyı kendine çektirir. Keder ve yalanlarla dolu yaşamda tek gerçek kendisi değil midir? Kendini sorgular durur ve tüm hatayı kendinde bulur. Şimdi öğren işte insanın yüreği çabuk çürür.

Beyazın siyahı örtmekte zorlandığı gibi mutlulukta acıyı örtmekte zorlanır. Siyaha inat acıyı açığa çıkarmamak gerekir. Kendi halindeyken istediğini yapmalı ama dışardan bakıldığında en güçlü sen olmalısın. Güçlü olmayı, yüreğini acıtmamayı öğrenirsen, uzak durup her şeyden olan biteni yaşamaz, içinde olmaz sadece seyredersen yüreğindeki acının büyümesine engel olursun belki. Sakla her şeyi içinde sonra. Heyecanını yitir, hata yapmaktan kork ve öldür içindeki çocuğu. Öylesine kork ki yaşamaktan kapat gözlerini her şeye. Boya hayatındaki her şeyi siyaha hapset yaşamın güzelliklerini karanlıklara. Görme ne maviyi ne yeşili ne pembeyi… Güçlüsün ne de olsa. Belki karanlıklar gücüne güç katar. Ama bununla birlikte yüreğine de çöker. Dedim ya sana "insanın yüreği çabuk çürür".

Anladın değil mi artık bedenin ölümünden daha kötüymüş ruhunu öldürmek? Kocaman sevdalar heyecanlar yaşaması gereken yüreği susturup öylece çürütmek. Anladın değil mi ne kadar kötüymüş umut dolu yüreği hüzünlere teslim etmek? Şimdi doğrun acıya arka çıkmak, yaşam gücü ile değil de acılarla yaşayıp büyümek. Hayal dünyasının sınırı yok ne de olsa. Kendini en iyi bilen sensin. Kederin, hüznün, acının en alasını da sen yaşatırsın.. Yakışmasa da "kendim seçtim" dersin bunu. Aslında bir nefeste yıkılacakken güçlü görünmeyi, paylaşmamayı, acıyı mutlulukla değil de tam tersini yapmayı kendim seçtim. Aşkın dokunabilirliliğini, masalsı gidişini anlamsız acılarla ben yok ettim.

İnsan yüreği işte çabuk çürüyor. Bazen bir kıpırtı hissediyorum her şeye rağmen. Bir yerlerden süzülüyor ışık içeriye, sağlam kalabilen yerleri kafa tutabiliyor. Her acıyı kendine kat be kat yaşatan aslında severde kendini. O yüzdendir bu kafa tutuş. Mümkün mü acaba yalansız, kötülüklerden arınmış, karanlığa kafa tutmuş düş ülkesine tekrar dönebilmek? Mümkün mü acaba maviyi, beyazı, yeşili görebilmek? Mümkün mü acaba çürüyen kalbin yeniden tamirini yapabilmek?.. Kim bilir...

Resim Kaynağı: www.deviantart.com

 
Toplam blog
: 194
: 1525
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1981 yılında aslında istenmiyor olsam da geç alınan karardan dolayı hayattayım:)) Haritacıyım ve işi..