Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '07

 
Kategori
Felsefe
 

İnsanın iyi yaşamı üzerine - III

İnsanın iyi yaşamı üzerine - III
 

Tartışma

Şu aşamada iyi yaşama ilişkin izahların köken itibariyle iki koldan yürütüldüğünü söylemek durumundayız. Bunlardan biri hazcı temelli (faydacı), diğeri ise Aristotelesci geleneğe bağlı olarak insanî gelişim temellidir. Bu iki farklı iyi yaşam izahının, kendi içinde sapmalar yaşamış olsa da, kökenleri Sokrates’e değin uzanacak şekilde birbirinden doğmuş olması, bizce asıl ilginç olan ve tartışmaya ayrı bir içerik katan özel bir durumdur.

Açıklanmış tercihlere dayalı izahların özünde yatan inanç, bireyin iyi yaşam anlayışının, yine o bireyin “tercihleri” ile tanımlı olduğu yönündedir. Şöyle ki: Eğer insanların kötü bir yaşamı arzuluyor olmaları tutarlı bir önerme değilse ve bireylerin tercihleri belirli bir iyiye ulaşmaya yönelikse, birey açısından iyi yaşamın belirleyeni, yine o bireyin tercihleridir. Her birey tercihleriyle belirli bir iyiye ulaşmayı arzular. Tercihler ise bireylerin değer yargılarına bağlıdır. Dolayısiyle iyi yaşama ilişkin anlayış, her bir birey için bir değer yargısı ortaya koyar ve bu tüm bireyler için ayrı ayrı tanımlanmış olabilir.

Bu görüş köken olarak, kesin bilginin bize yalnızca duyumlarımız tarafından verildiği inancına dayanır. Söz konusu duyumlar şeylerin özünden ya da başkalarının duyumlarından değil, eylemde bulunan bireylerin bizatihi kendi duyumlarından kaynaklanır, yani öznel olarak belirir. Kuram her ne kadar tercihlere yön veren saikleri dışlamış ve böylece sınırlayıcı unsurları ortadan kaldırmışsa da, bireyin eylemlerine yön çizen davranış beklentisi öznel duyumlar olarak kabul edildiğinden, iyi bir yaşama yönelik her türlü eylemin amacı da hoş duyumlar elde etmek olur. Böylece kuramdan dışlanmış olduğu varsayılan hazcı kavrayış gizil bir şekilde kuramın içinde yer almaya devam eder.

Aslında bu, iyi yaşama ilişkin olduğundan daha fazla, ‘iyi’nin ne olduğuna yönelik bir tartışmadır. Bu aşamada konumuzla ilgili olarak, şu sorular gündeme gelir: Acaba iyi benim tercih ettiklerim midir? Yoksa iyiye dair genel bir yargı ortaya koymak mümkün müdür?

Şöyle de sorabilirdik: İyi bir değer yargısı mıdır? Tümüyle öznel midir?
Yoksa iyi olgusal mıdır? İyiye ilişkin nesnel unsurlar var mıdır?

İyinin bir değer yargısı olduğunu savunanlara göre,

Herkes kendi iyisini hiçbir nesnel unsura bağlı olmaksızın salt kendisi belirleyebilir, bunun için ortak akla ihtiyaç yoktur.

İnsan kendisi için iyi olanı belirlerken bütün diğer değer yargılarından bağımsızdır, sadece kendi değer yargılarına tabidir. Bunda bir tutarsızlık da yoktur, çünkü hiçbir insan kötüyü istemez; zira insanların kötü bir yaşamı arzuluyor olmaları tutarlı bir önerme değildir.

Önemli olan kişinin neyi tercih ettiği ise, iyi olan o kişinin açıkladığı tercihlerle belirlenebilir: Açıklanmış Tercihler Kuramı (Modern sübjektivist yaklaşım).

İyi bir yaşamın nedensellik (sebeb-sonuç) ilişkisi içinde olduğu unsur faydadır. Kişiler kendilerine fayda sağlayan şeyleri, davranışları ya da eylemleri tercih ederler. Faydanın ortaya çıktığı andan itibaren, tercihlerini açıklayan kişi için iyi de ortaya çıkmış demektir. Böylece iyi, fayda ile eşleştirilmiştir.

İyi nasıl bir bilişle algılanmalıdır?

 
Toplam blog
: 21
: 2056
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

İzmir doğumluyum, yaşadığım yer İstanbul olsa da... Burnumda tüter, hasretini çekerim; gidenlerle se..