Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '12

 
Kategori
Güncel
 

İnsanlar “denizde çeken akıntı ve ölüm tehlikesi “uyarısına neden aldırmaz?

İnsanlar “denizde çeken akıntı ve ölüm tehlikesi “uyarısına neden aldırmaz?
 

 

İstanbul Eyüp’te Göktürk Ağaçlı köyü mevkiinden yasak olmasına rağmen denize giren 3 kız kardeş boğuldu.

ALLAH rahmet eylesin.

Umarım bu son olur diyeceğim.

Ne yazık ki devamı gelecek.

İnsanlar beynin çalışma sistematiği nedeniyle yasaklara aldırmıyorlar.

İnsan beyni tıpkı bir elektrik akımı gibi çalışır.

Daima en kısa yoldan gitmeyi tercih eder.

Rastgele 10 kişiyi alarak bir deney yapılmış.

Hepsine teker teker beyaz ve kırmızı kartlar gösterilmiş.

Doğal olarak tüm denekler beyaza beyaz kırmızıya kırmızı demişler.

Sonrasında 9 kişiyi ayrı bir odaya alarak deneyi değiştirmişler.

Onlardan beyaz karta kırmızı, kırmızı karta beyaz demeleri istenmiş.

Yalnız son kişiye hiçbir şey söylenmemiş.

10 kişi tekrar aynı odaya alınmış. Cevapları

Anlaştıkları gibi 9 kişiden teker teker beyaz karta kırmızı, kırmızı karta beyaz alınmış.

Sıra sonuncu kişiye gelmiş.

Çok şaşıracağınız gibi sonuncu kişide beyaz kartı kırmızı, kırmızı kartı beyaz diye cevaplamış.

Çünkü insan beyin karar verirken gördüğü ve duyduğu görüntü ve sesleri referans alır.

 Bu olayda da beyin 9 kişinin kararını doğru olarak algılamış.

Geliyorum yukardaki boğulma olayına.

Deniz kenarında çok ciddi ölüm tehlikesi uyarısına beyin aldırmıyor.

Beynin o andaki referansı o bölgede denize giren diğer insanlar.

Beyin şöyle karar veriyor.

Eğer bu bölgede ufacık bir tehlike olsaydı bu kadar insan denize girmezdi.

Beynin bu çalışma sistematiği günlük hayatımıza şöyle örneklerlerle yansıyor.

İş yerlerinde baret ve emniyet kemeri dahil koruyucu ekipmanlar takılmasına gerek yok çünkü çoğunluk takmıyor.

Araçlarda emniyet kemeri takılmıyor.

Gençler anne, babaları karşı çıkmalarına rağmen içki sigara içmeye devam ediyor.

Çünkü sigara kanser yapsaydı, anne, babaları içmezdi.

Beynin bu karar verme sistematiğini değiştirmek mümkündür.

Bunun için her organizasyonda rol modeli olabilecek kişiler seçilerek onlara davranışları değiştirmeleri konusunda koçluk yapılabilir.

Sonrasında organizasyonlar içinde insanların rol modeli önderler etrafında davranışlarını değiştirmeleri için uzun vadeli eğitim çalışmalarına başlamak gerekiyor.

Bu yöntem özellikle özellikle işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği konusunda “değerler” oluşturmak için çok önemli.

Çalışanlar arasında bu kurallara öncelikler olarak bakılıyor.

Öncelikler ise sürekli değişebilir olduğundan bir gün emniyet kemeri takan sonraki gün işi acil diye takmayabiliyor.

Oysa emniyet kemeri takmak çalışanlar için bir değer olsa, onsuz asla çalışmayacaklardır.

Açıktır ki insanlar değerleri için canlarını bile verirler.

Tarihteki onlarca örnek arasından futbol dan dan bir örnek vereceğim.

Ünlü dinamo Kiev takımı 2. Dünya savaşında işgal altında iken Nazi futbol takımıyla bir maç yapmaya zorlanmışlar.

Maçtan evvel bütün futbolculardan maç başlamadan evvel kollarıyla Nazi selamı vermeleri ve maçı kaybetmemeleri istenmiş.

Aksi durumda kendileri için çok kötü olacağımda ilave edilmiş.

Maçın sonucunda ise almanlar hayal kırıklığına uğramışlar.

Oyuncular Nazi selamı bir yana maçı da 3–1 kazanmışlar.

Tahmin edebileceğiniz gibi futbolcuların bazıları öldürülmüş, bazılarıda hapse atılmış

Yıllar sonra öldürülenlerin anısına anıt mezar yapılmış.

Burada futbolcuların değerleri uğruna ölümü göze alabildiklerini anlıyoruz.

Başta sağlık ve güvenlik olmak üzere her konuda toplumsal etik, ahlak, kültür değerlerinin oluşturulması için eli kalem tutan herkesin çabasına ihtiyaç bulunuyor.

Aksi durumda yasaklar ve yasalar anaların gözyaşlarına engel olacak gibi gözükmüyor

 
Toplam blog
: 92
: 440
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

Şükrü ÖZGÜR İ.T.Ü Metalürji mühendisliğinden mezun oldu. Kamu ve özel sektörde farklı pozisyonlar..