Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '09

 
Kategori
Psikoloji
 

İnsanlar

İnsanlar
 

Önce çocukluğumuzu istediler. Mızıkçılık ettik. "Vermem" dedik, "Çocukluğumuzu elimizden alamazsınız."

İlk başlarda alamadılar da. Ama sonra kocaman oldun dediler. "Çocuklar gibi koşup oynayamazsın." diyip toplarımızı patlattılar, bebeklerimizi elimizden aldılar. Kilden yaptığımız mutfak eşyalarını parçaladılar, kırdılar, dağıttılar.

Kestikleri kavak ağaçları yeşersin, büyüsün diye suluyorken güldüler. Büyür büyümez tekrar kestiler ağaçları.

İyileştirdiğimiz serçe yavrularının uçuşunu seyredemeden azat ettiler.

Sahipsiz köpekleri eve getiriyoruz diye azarladılar. "Ben onları bırakmayacağıma söz verdim" dediğimiz halde dinlemediler, sokağa attılar. "Benim onlara sözüm var." demeye çalışınca susturdular.

Büyüğün küçüğe haksızlık etmesine dayanamadık bir çoğumuz. Küçüğü arkamıza aldık. "Önce ben. " diyince. "Sen karışamazsın. " dediler.

Bütün çocuklar biraraya geliyor diye bağırdılar. "Sadece oynuyoruz. " diyince hep "Başka yerde oynayın, çok ses çıkarıyorsunuz, başımız şişti. " dediler. Başka yerlerde oynamaya başlayınca ya oradan da aynı sebeple dışlandık ya da "Çok uzaklaşıyorsunuz." diye uyarıldık.

Eve geç saatlerde geliyoruz diye ikaz edildik. "Cadılar bu saatlerde çocukları topluyor, kötülük ediyorlar. " dediklerinde ürktük. Ama yine de oyunlarımıza engel olamadı bu söylenenler.

Çocuk olmanın öz güvenini ve cesaretini almaya çalıştılar. Engel olmak istedik. Olduk da kimi zaman. Ama kırmaya çalıştılar bunları alamadıkları için.

Ciddiyetimizi almaya çalıştılar ve bu sefer başardılar da bir nebze. Oyunu ciddiye almayan, kazanmak için çabalamayan bir çocuk gördünüz mü siz hiç hayatınızda. "Bir yetişkin ciddi davranışlarda bulunmalıdır. " dendikçe kuralların içinde hapsolduğumuzu düşünmedik mi? Özgürlüğümüzün kısıtlandığını, dahası belli kalıplar içine kıstırılmaya çalıştığımızı düşündürmedi mi tüm bu yapılanlar?

"Eğitim" dediler ezbere klişeleşmiş fişleri verdiler ilk olarak elimize. "Ali ata bak. Veli topu at. " dedik. "Derste dersle ilgilenmelidir sadece." dediler düş gücümüzü zehirler gibi ne dışarıdaki hayattan bahsettiler ne de "Ne olmak istiyorsun büyüyünce?" diye sordukları sorulara yönelik hiçbir çaba içine girmediler.

Düşlerimizi istediler. "Vermeyiz işte düşlerimizi." diye itiraz ettik. Hatta bağırdık sesimizin yettiğince. Yine dinlemediler. "Böylesi daha hayırlı" dediler. "Sizin hayatınız mevzu bahis değil ki..." diye karşı çıkacak olduk. Bu seferde onların şiddetli itirazlarına maruz kaldık.

Büyümeyi öğütleyenler aslında hep küçük bıraktılar. Savunmasız, cesareti kırılmış, özgüvenden yoksun olmamamızı istediler. Ama yöntemleri karıştırdılar hep birbirine.

Geriye bıraktıkları şey kırgınlıklara ve kızgınlıklara çabucak sahip olabilen kişiler oldu. Yığınlar halde bir kitle yarattılar. Ne kendilerinin istediği bir birey ne de gerçekte olmasını istedikleri gibi birey topluluğu yaratabildiler. Karmaşa yarattılar.

Gerçeğe de yalana da uzak.

 
Toplam blog
: 128
: 1145
Kayıt tarihi
: 23.11.07
 
 

Herkes gibi yazar, çizerim. Dünyamı boyarım hepsi bu!..