İrticayla mücadele eylem planı

Bir kağıt parçası üzerinde fırtınalar koparıldı. Karşılıklı sert açıklamalar, suçlamalar yapıldı. Birileri çıkıp “ Ben bu davanın savcısıyım” , dedi. Tabiidir ki avukatlığına soyunanlar oldu. Fırtına dinmiş, iş yargıya havale edilmiş gibi göründü uzunca bir süre.

Ama gelin görün ki, açılımlar, saçılımlar, talimatla dağdan indiklerini, pişmanlık duymadıklarını özellikle belirtenlerin şovları, sağduyulu insanların bunlara karşı tepkileri derken, ıslak imzalı denilen belge çıkıverdi ortaya. Ülkesini sevdiğini belirten bir subay, o belgeyi dosyadan aşırmış da dört buçuk ay sakladıktan sonra postaya vermişmiş. Hiç kimse de bu belge nereye gitti diye merak edip sormamış, araştırmamış anlaşılan. Her türlü tehlikeyi göze almış, ikinci bir ihbar mektubuyla da bir sürü sav ortaya atmış o subay doğru ise. Ortada yasalara göre bir suç varsa eğer, o kişinin korkmasına gerek yok ki, en kötü olasılıkla bile ya bir kurumda yönetim kurulu üyesi olur ya da milletvekili yapılır.

Türkiye Cumhuriyeti, anayasasında belirtildiği gibi bir hukuk devletidir demiyor muyuz? Öyleyse bırakalım hukuk çözsün meseleyi. Türk yargısının istemlerine kulak verin, yargı bağımsızlığına saygılı olun, savcı ve yargıçlarımıza güvenin, ötesine karışma hakkınız olamaz. Sayın başbakanın grup toplantısında “Tutuculuk yapmayın, yargıya teslim edin” demesi doğru değildir. Bu işler talimatlarla değil yasalarla yapılmalıdır. Her kişi ve kurumun yetki, görev ve sorumlulukları yasalarla belirtilmiştir. Onu başka kişi ve kurumlar istemelidir. Yandaş diye tabir edilen medyada, albaya ifade vermesi için ihbarlı davetiye yollandığı yazılıp çiziliyor, günler sonra başsavcılık böyle bir şey olmadığını belirtiyor.

Belgenin adı “İrtica İle Mücadele Eylem Planı”. Bu ülkede sadece askerin değil, emniyetin, dış işlerinin, başbakanlık da dahil çeşitli kurumların irtica ile mücadele eylem planlarının olması gerekmiyor mu? Bunun suç olmaması gerekmiyor mu? Ha bu yolla bir darbe hazırlığı yapılmış da bu girişim başarılı olamamışsa o zaman yargı gereğini yapacaktır elbette.

Bu tür haberlerin önce yandaş medyada yer alması, suçluların telaşı içindeki bazı kişi ve irticai faaliyetlerin odağı olmuş kurumların söz konusu davaya sıkı sıkıya sarılıyor görünmeleri, akıllara; laik, sosyal, demokratik, hukuk devletine sivil görünümlü bir darbe mi yapılmakta kuşkusunu da getirmiyor değil hani.