Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '11

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

İşaret parmağım

İşaret parmağım
 

Gonzo Corpus


Bir gelmiş geçmişliğin ortasında buluyoruz kendimizi. Artık durup nefes almanın zor olduğu bir hayatın tam içindeyiz. Şekillendirilmiş çalışma sistemleri, yapılması zorunlu kılınan görevler, göz açtırmayan bir düzen var. Başa çıkmaktan başka da bir şans yok ki eğer anadan doğma çok zengin değilsek.
Herkesin söylediği sizin de cümleniz içinde kullanmaktan artık çekindiğiniz bilinen gerçek dünyanın kontrolünü elinde tutan devler. Kim bunlar? Evet Amerika, İngiltere, Fransa kısaca G-8 ülkeleri (Group of Eight). Bu devletlerin ekonomik güçleri o kadar büyük ki ardında bıraktıkları diğer 184 ülkeyi dolaylı ya da direkt olarak yönetebilme erdemine sahiptirler. Ellerinde bulunan bu kuvvet zaten dışa bağımlı olan ülkelerin elinin ayağının bu G-8 ülkelerine çalışmasını şart koşar. Peki nedendir ki dışa bağımlı olunur, nedendir ki diğer ülkeler çağa ayak uydurmak uğruna kendi benliklerinden başlayarak siyasetine kadar süper güç devletlerini kendisiyle haşır neşir eder. Bir çok cevabı vardır elbet ama en büyük nedendir teknoloji. Para eşittir çalışma imkanı ve bu da direkt olarak teknolojik yeni gelişimler. Peki teknoloji bir devlet için neden önemlidir. Askeri alandan tutun da ekonomisini güçlendirmek için gerekli olan bilginin edinilmesi veya saklanması, ülkesinde yaşayan insanların sağlık, eğitim, çalışma koşullarını en üst seviyeye, ki bu üst seviye de kolay yaşam tarzı diye adlandırdığımız olgudur, çekebilmek için zorunlu olduğunun bilincinin dayatılmasıdır teknolojinin önemi.
Hayatımızda hemen hemen her gün kullandığımız bir çok araç gereç var. Bunların da en başında gelen hiç şüphesiz ki elimizden düşürmeye korktuğumuz cep telefonu. Bakınız her gün yeni bir model çıkmakta. Cep telefonunun kullanım amacının tamamen dışında yepyeni özelliklere sahip olan telefonlar. Halbuki, cep telefonu insanların çeşitli manyetizmalarla iletişim kurarak sesli olarak birbirlerine ulaşabilmesini sağlayan bir alettir. Ama şimdilerde evimizdeki klimayı bile biz başka bir ülkedeyken çalıştırabilmemize olanak sağlıyor. Hatta telefonumuzda fotoğraf çekme özelliği yoksa „?Nedir o elindeki şey? Duman makinesi mi??? gibi tepkilerle karşılaşmak olasılığın ötesinde. Olmazsa olmazlardan bir tanesi de internet. Kaçımızın evinde yok ki. Hatta artık sadece bir bilgisayarda mı var evimizde. Düşünsenize internetimiz olmasa şu anda, emin olun ki hafta sonu dışarıya çıkamazsınız çünkü nereye gidebileceğinizi başka nerden öğrenebilirsiniz ki? Hatta arkadaşlarınızla nasıl iletişim kurabileceksiniz bir düşünün. Ders çalışmak, karşılıklı sohbet etmek, yemek tarifi bulmak, yeni bir şeyler öğrenmek, oyun oynamak, kitap okumak… Kitap okumak diyorum evet. Hani
şu elimize aldığımızda sayfaları sağ işaret parmağımızla değiştirdiğimiz kağıttan yapılmış sayfa destesi. Ya da oyun oynamak hani dışarı çıkardık da topumuz varsa topla yoksa kola kapağı ile bile oynadığımız çoklu oyunlardan. Hatırladınız mı? Şayet artık hatırlıyorsanız yaşınız epey bir yol almıştır. Çünkü artık parklarda elinde kitapla oturmuş okuyan amcalarımızı ya da sokak aralarında birbirleriyle ip atlayan kız arkadaşlarımızı görünce „? Aaaa fakir galiba bunlar , yazııııkk!?? diyor muyuz? Diyoruz. Artık normal olan bizim için bilgisayar başında kurduğumuz hayat, doğal olanı mazimizdeyse hatırlayamıyor hiç yaşamamışsak hayal edemiyoruz.
Batı diye adlandırdığımız ülkeler gittikçe yalnızlaştıran ya da tek başımıza kalmamıza neden olan çeşitli aktiviteler üzerinde gelişim yapmakta ve bunları hayatlarının içine dahil etmekte. Tabi gelişmekte olan ülkeler buna ayak uydurma hayalinde olduklarından en fazla birkaç yıl geriden gelip „?çağa ayak uydurabilmekte??. Şayet az önce de bahsi geçtiği gibi internet olsun, cep telefonu olsun bu çeşit iletişim ağları ya da araçlar kişinin tek başına kullanmasını öne sürer. Bilgisayar gibi araçlarda aslına baktığınızda hep tek başınasınızdır. Evet, şimdiden düşünüyorsunuz ama ben sohbet ediyorum ya da oyun oynuyorum orada çevrimiçi (online) olarak ve başka bir bilgisayardan da başka arkadaşlarım oluyor. Dur ve düşün!
Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda ya da üçüncü dünya ülkeleri diye adlandıralım, teknolojiden uzak oyunlar görmekteyiz, genelinde. Örneğin; okey, kağıt oyunları, yakar top , tavla, saklambaç…Farkındaysanız aynı ortamda birden fazla kişiye ihtiyaç duyacağınız oyunlar. Sürekli olarak bir başkası ile karşılıklı diyalog halinde olabileceğimiz aktiviteler. Sesini, nefesini hissedebileceğimiz yakınlıkta. Hal böyle olunca insan ilişkilerimiz de elbette doğru orantılı olarak gelişmekte ve çok kolay bir şekilde birbirimizle geçinebilmekteyiz. Fakat bilgisayar başında işaret parmağıyla yüzlerce tık yaparak hayat süren bir insanda bir süre sonra içe dönük bir hayat ve bunun sonucu bunalımlar çok rahat bir şekilde görünebilmekte. Aksi nasıl düşünülebilir ki zaten. Bir hayat var evden dışarı çıkmaya bile gerek yok. İşinizi, yemeğinizi, alışverişinizi her şeyinizi evden yönetip, sosyal aktiviteleriniz de evden yapmanız mümkün. Sanal ortamda bini aşkın arkadaşınız olabilir ancak kaçıyla yakın olabilirsiniz ki. O bini aşkın arkadaşınızın kaçıyla dışarıda bir ortam daha doğrusu şimdilerdeki tabirle gerçekte (reel?de) görüştüğünüzde sohbet edebilir onu da geçtim kaçıyla selamlaşabilirsiniz.
Hiç kimse teknolojiye karşı değildir elbet. Teknoloji insanların çıkarına olduğu sürece de gerçekten iyidir. Ancak teknoloji insanların hayatını kolaylaştırma da değil, onların yaşamasına yardımcı olma seviyesinde kalsa daha hoş olabilirdi. Çünkü diğer türlü ticari nedenlerden ötürü sizin günlük hayatta yapabileceğiniz herhangi bir işi sizin yerinize yapmakta ve bununla beraber sizi tembelleştirmekte, teknolojiyi bizim yönetebileceğimiz bir çağ dilerdim..

 

 

www: http://www.gonzocorpus.com/sonpdf/Gonzo%20Corpus%20Sentetik%20Zamanlar.pdf

 
Toplam blog
: 6
: 938
Kayıt tarihi
: 23.08.08
 
 

Eastern Mediterranean University Makine Mühendisliği Bölümü öğrencisiyim. Spor, internet, felsefe ve..