İsim ne? Cisim ne!

Bazı isimler vardır, özellikle bir amaca hizmet eder, birden çok niyeti gizler. Bazı isimler de vardır ki umuttur, ümit edilir ki kişi verilen isme layık olsun. Bu her zaman amaca uygun, sonuçlar çıkarımlar olması demek değildir. Temenniler her zaman gerçekleşebilir dilekler değildir. Adı üstünde temenni…

Çocuğunun adına Ali koyan birisi Hz Ali gibi olmasını, Hz. Ali ahlakında olmasını isteyebilir. Bu girişte de belirtildiği gibi temennidir. Aynı şekilde peygamberimizin adını çocuğuna veren bir baba elbette tamamen iyi niyetlerle çocuğunun adını Muhammed koyduysa en azından Muhammed ismine layık bir evlat olmasını istemek hakkıdır. Öte yandan Müslümanların iyi niyetlerini, Muhammed ismine gösterecekleri iltifatı sömürmek isteyenler de olabilir. Öte yandan bu niyetlerden herhangi birini taşımadan öylesine o kişiye o isim de verilmiş olabilir. İsim vermek değil, isme layık olmaktır esas olan hattı zatında.

İsim konusu şirketler için de önemlidir. Kimisi büyük düşünür. O ismin gelecekte akılda kalacak bir isim olmasını isteyebilir ve konu işse aslında kişi gibi o da zamanla ismine layık hareket ettikçe büyür. Burada coğrafyanın ne olduğunun dinlerin ne olduğunun önemi yok. Misal otomobil ve güven denince akla gelenler ya da ayakkabı denince akla gelen markalar ve bunların insanların beyninde imajları, kalplerinde kazandığı sevgi ile büyür, büyür. Hiç kimse “mükemmel” yazdığı için o ayakkabıyı almaz. O ayakkabı markasının büyümesi zamanla verdiği sözlere layık bir üretim ve tüketici memnuniyetini gözetmesi gerekir.

İsim vermenin görüldüğü gibi birçok nedeni var. Özellikle insanları ikna etmek, imajı iyi olan imgelerin sömürülecek yanlarını sömürmek isteyen insanlar büyük oynamak istediklerinde ise genelin, çoğunluğun kendini ait veya taraf olduğu fikir ve görüşler sömürülmek istenirse otomatikman kazanç da büyük olur. Büyük kazanç sağlamak isteyenler özellikle büyük isimler ve iddialar taşımalıdırlar ki genelin düşüncesine, isteğine paralel olarak pozisyon alanlar eğer amaçları kazanç ise kazanırken o düşünceye zarar vermekle kalmazlar, o düşünceden insanların soğumasına neden olurlar. Bu din dahi olabilir,  dini kullanarak isim alanlar ve bu isimleri kazanç nedeniyle kullananlar bir süre sonra dinin insanların kamburu haline dönüştüklerinde şaşırmazlar, aksine rol değiştirir toplumda yükselen değerleri tespit edip o cephede pozisyon alırlar...

İsim keşke her zaman olması gerektiği şekilde olsaydı. Bu isim alma olayı sadece insanlar söz konusu olduğunda aldatma veya aldatılma vesilesi ve oyun aracı olabilir. Masa dendiğinde insanlar masa anlarken, odundan farkını bilirler. Aynı şekilde koyuna koyun, aslana aslan diyen insan, görev tanımı konusunda insan harici varlıklarda pek aldatılmaz. Herkes, her coğrafya her dil eşeğe eşek der de farkı ses farkı, dil farkıdır. O kadar da olsun artık...