İspanya modeli Türkiye'ye örnek olabilir mi?

KONU
Ayrılıkçı terörle mücadelede İspanya modeli Türkiye’ye örnek olabilir mi?Ayrılıkçı terörü kınamayan Demokratik Toplum Partisi neden İspanya’daki anayasal düzeni örnek gösteriyor?
KONUKLAR
1) Emekli Diplomat Akın Özçer
2) Emekli Büyükelçi CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ

Saygı ile Gürbüz Evren

Sayın Evren,

Tartışacağınız konuya katkı yapmaya çalışacağım.

Sanırım ki İspanya modeli dediğinizde ilk akla gelen isim otoriter, despot gibi sıfatlarla anılan Franko ve dönemi olmalıdır.

Öyle ise bir kaç soru ile başlayalım.

Franko otoritesine rağmen Baskların ETA haline dönüşmesinden mi bahsediyorsunuz?

Bunun sonunda ne mi oldu?

Terörizmin adı Farnko'ya direnen örgüt halini aldı.

İşte PKK'da tıpkı ETA gibi avrupada yer bulmaya çaılşıp yerini de bulmadı mı?Desteğini bulmadı mı?

Söz İspanya ve İspanyolluk kavramından açılınca tabii ki TCK md.301 de akıllara gelmektedir.

Neden?

Çünkü bazılarının iddiaları var.
Diyorlar ki"TCK'nın 301. maddesindeki "Türklük" kavramı metinden çıkarılmalı imiş" Neden çıkartılmalı peki? Yani İspanya'da yok mu, AB ülkelerinde yokmu derseniz açıklamaları da var. İspanya'da Türkiye'de ki gibi bir Türklük kavramı yok diyorlar.

Ya ne varmış?

LA HISPANIDAD... Telâffuzu "La İspanida"..kavramı varmış.

İspanyol Ceza Yasasının 496. maddesini örnek veriyorlar.

Nedir bu madde?

Temsilciler Meclisi, Senato ve özerk parlamentolara, oturum halindeyken aleni hakaret durumunu içeriyor.

Peki kardeşim hakaret serbest mi olsun?
Türk'e, Türklüğe, Cumhuriyete, Atatürk'e vs..gibi değerlere öylesine hatta ölesiye hakaret edelim.Zaten TV lerde boy gösterenler farklı birşey yapmıyor ki?

Peki bunlara yasal işlem yapılıyor mu?Hayır.
Öyleyse nedir amacınız?
İspanya'da Bask ve Katalan kökenliler, ayrılkçılık söylemi ile anayasa yapımına yardımcı olmuşlar.

Yani bizde de mi ayrılıkçı PKK anayasa hazırlığında katkıda bulunmalı idi?Öyle mi demek istiyorsunuz da ağzınızda geveliyorsunuz ki?

Bunu mu söylüyorsunuz demezler mi?

Hem terör örgütü diyeceksiniz, hem de anayasa yapmada katkı taleplerine evet diyeceksiniz.

Yahu dalgamı geçiyorsunuz demezler mi?
Hadi dönelim yeniden bu modeli uygulayalım diye tüm iyi niyetimizle konuşalım.
PKK'yı es geçelim.

Temsilcisi DTP'yi alalım.

DTP'nin başındaki adama bakalım, Ahmet Türk.
Kimdir, nedir?

DTP'nin tezleri nedir?Henüz bir tezleri dahi yok, demokrasi ile alakalı hiç mi hiç çerçeveleri yok, bir bilimsel açılım yapacak insanları yok, kurumsallaşmanın silahlanma olduğunu sanan insanlar, halkla ilişkiler dersen sadece teröröist katılımı sağlamakla alakalıdır.

Çözüm nedir peki?
İspanya modelimidir?
Tabii ki hayır.

Çözüm, halkı geniş ölçekte işin içinde tutacak, halkı katcak olan bir çözüm olmadıkça asla hiçbir model başarıya ulaşamıyacaktır.

Peki çözümden evvel sorun nedir diye sormak gerekmez mi?
Sorun tabii ki çoktur.

AB ve ABD'nin hesaplarını devre dışı bıraksak dahi sorun yinede dallı budaklıdır.
Birkere ağalık düzenini bitirmek gerekir.Zira PKK'nın şimdiki hamilerine bakarsanız tümü de ağa dır.
Birzamanlar Rahmetli Ecevit'in toprak reformu gündemdeydi.

Tabii ki alaşşağı edildi.
Çünki bu tarz reform ağaların işine de empoşların işine de gelmezdi.(Empoş benim yakıştırmamdır.Kısaca

Emperyalist yerine kullanoyorum)
Model çok;İspanya, İskoçya, İrlanda, Güney Afrika, Yugoslavya vs..

Önemli olan modeller değildir.
Önemli olan halklardır.Halk modelidir.

Bakınız "Bende Kürt'üm"(Turgut Özal)diyebilen birisi Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olmuşsa, 1970 li yılların başlarında Tunceli, okur yazar oranı en yüksek seviyedeki iller arasında ise ve yine devletin yatırım yapanlara "Yapacağınız yatırımın % 20'sini doğu illerine yapacaksınız" diye zorlaması yoksa, Kürt olduğunu iddia edenlerin dahi İstanbul'da, batıda yatırım sevdası varsa, devlet vergide, adalette yanlı davranıyor ise, dokunulmaz zümre gittikçe çoğalıyorsa (ki bu zümre, bazı kaynaklarda 1850 ile 1900 yılları arasında 200 ile 250 bin kişi olarak anılmaktadır, bu da osmalı'nın bitmesinde ki en önemli unsur olmuştur), kadınlarımızın eğitim seviyelerini üst seviyelerde tutmuyor isek, eğitimde dini ağırlıklara gittikçe artan bir hız veriliyor ise, vs....ise, ise daha çok model tartışır, hiç de bir çözüme ulaşamayız.

Düşününüz;Yugoslavya'nın son başkanının kökeni neydi?
Tabii ki Nakşi.

Şimdilerde bunu sık sık soruyorum.
Dost, müttefik olduğu iddiasındakiler neden işini bitirecekleri ülkenin başına şu ya da bu, hangi ad altında olursa olsun dini kökenli kişileri getiriyor dersiniz?

Demek ki artık TC'nin de bitme zamanı gelmiştir anlamı mı çıkıyor?
Yoksa biz bu modelleri neden durup dururken tarışıyoruz ki?

Artık bizim de müslüman bir cumhurbaşkanımız var.

Allah bu milleti ve vatanımızı korusun.
Saygı ile...
Ahmet Dursun