Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '10

 
Kategori
Siyaset
 

İsrail'in Ayalon'u

Klavyenin başına geçtim yine.

Tv de Şebnem kızım söylüyor.

Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.

Seyir defterini başkası yazsın.

Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.

Beni o limana çıkaramazsın.

Hani memleket hasreti içinde ölen vatan haini Nazım Hikmet’in bir şiiri.

Hani yıllar sonra tekrar vatandaşlığa kabul ettiğimiz.

Ah be üstat senin kadar kahırlı ölen kaç kişi var şu alemde.

Yine sızladı burnum.

Gelelim sadede;

İsrail dışişleri bakan yardımcısı Ayalon, Türkiye’nin Tel-Aviv büyükelçisi Oğuz Çelikkol’u çağırmış bir baş yüksekliği kadar alçak bir kanepeye oturtmuş.

Kameralar orada ve ‘ onun benden daha alçak bir seviyede oturduğunu görmenizi istedim, ayrıca masada yalnız İsrail bayrağı var’ demiş.

‘Kurtlar vadisi pusu’ da işlenen, biraz antisiyonizm belki de antisemitizm kokan sahnelerden ötürü tepkisini ifade etmiş.

Ayalon’u tanımam ancak bu haberi dinlediğimde, böyle faşizan tavrı kim ortaya koyar dedim ve derhal bunun ancak bir İsrail nasyonalisti olabileceğini düşündüm. O anda tv açıkladı.

Ayalon koalisyon ortağı aşırı sağcı ‘evimiz’ partisine mensup.

Tıpkı bizdeki ırkçılar gibi.

Kendisi dışındaki, kendi ırkı dışındaki herkese sıfır tolerans.

Kendisi dışındaki hiç kimseye söz ve yaşam hakkı tanımayan.

Kendisi dışındaki herkese düşman.

Maalesefki dünyanın her tarafında soft milliyetçilikle radikal milliyetçilik, yani ırkçılık, çoğu kez iç içe geçer, karışır ve milletlerin başına ancak sorun olur. Oysa sağlıklı bir çizgi çizebilmek gerekir, milliyetçilikle ırkçılık arasına.

İşte Fransız lider Sarkozy, işte Merkel.İkiside sağcı . İkiside Türkiyenin AB serüveninde ciddi birer takoz. Hani ellerinden gelse bir çırpıda müzakereleri sonlandıracaklar.

Sağın, bu nasyonalist karakteri onu çatışmacı, kavgacı, savaşçı hale getiriyor maalesef.

Ayalon, ’en büyük İsrail başka büyük yok’ değilmi?

Şimdi bırakalım Ayalon’u onu İsrail kendi içinde bir şekilde halleder umarım.

Kurtlar vadisindeki İsrail’i rencide eden görüntüler devlet veya hükümet eliyle mi çekilmiştir.

Hayır.

O halde eğer bunun bir faturası olacaksa (bir faturası çıkmadı ama çıkabilirdi) bu faturayı niçin tüm Türkiye halkı veya AKP iktidarı ödesin. Yani Türkiyenin dış politikasını etkileyebilecek bir film nasıl böyle iki senaristin tasarrufuna bırakılabilirki. Bu durum tuhaf değil mi?

Senarist kendi kafasına göre, belki şöhretini artırmak ereğiyle film yapacak ama faturasından sorumlu olmayacak. Faturayı Oğuz Çelikkol ödeyecek, Türkiye ödeyecek. Ohh ne ala.

Davul Türkiye’nin boynunda tokmak iki tane senaristin elinde.

Aklıma Türkiye aleyhinde görüntülerle dolu ‘gece yarısı ekspresi’ filmi geldi nasıl rahatsız olmuştuk.

Gelelim bir başka noktaya.

İsrail ve Ayalon resmen özür hususunda biraz direnç gösterdi ama bilhassa kendi muhalefet partilerinin baskısı karşısında daha fazla dayanamadı ve özür diledi.

Bu arada özürde, bence İsrail’in de-facto müttefiki olan Türkiye’nin baskısını da es geçmemek gerekir.

Resmen özür dilenmesi Türkiye açısında son derece olumludur.Türkiye’nin bölgede ciddi bir ağırlığının olduğu hatırlatılmıştır.

Sonuç olarak Türkiye bu film le kazanan olmuştur, ancak her zaman böyle sonuç çıkmaz.

Dış politika senaristlerin eline bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir.

Boş verin, siz açın yüreğinizi bir insana.

İbrahim EROL

 
Toplam blog
: 135
: 694
Kayıt tarihi
: 31.08.09
 
 

Gazi Üniversitesi fizik lisans eğitiminin ardından, Marmara Üniversitesi'nde master, İTÜ'de dokto..