İstanbul’un altını üstüne getiren Şenlikname…

Avrupa Kültür Başkenti Projeleri kapsamında İstanbul’la ilgili hazırlanan film ve belgesellerden biri de ‘Şenlikname’! Yönetmenliğini İsmail Eren’in üstlendiği film, Samanyolu TV’deki ‘Sanat Kafe’nin bu haftaki konusuydu. Mine Vargı, Naci Taşdöğen ve Alper Türedi’nin katıldığı programda Köksal Aras, filmin görüntüleri eşliğinde sorularını yöneltti. ‘Şenlikname’yle ilgili olarak ilk kez bu programda ağırlandıklarını belirten Vargı, filmi ‘Bir Osmanlı masalı’ olarak tarif etti. İstanbul’un bir marka olduğunu vurgulayan Vargı, yok etmeye çalıştığımız yönlerinin bile yabancıların ilgisini çektiğini hatırlatıp bizde pek dikkate alınmayan Osmanlı’yı, başrolde İstanbul’un olduğu fantastik bir masalla anlatmak için bu filmi yaptıklarını söyledi. Topkapı Sarayı’nda ve İstanbul’un bilinmeyen bölümlerinde geçen ‘Şenlikname’nin çekim aşamasında, kostüm ve gerçekçilik açısından özenli bir çalışma yürütüldüğünü belirten yapımcı, mekânların havasızlığı ve nemliliğinden dolayı yaşadıkları zorluklara rağmen gizemlerle dolu dehlizleri görmekten duydukları mutluluğu vurguladı!  

Bugüne kadar denenmemişi deneyen ve tarihi masal yoluyla anlatan ‘Şenlikname’, seyirciye İstanbul’un ziyarete kapalı olan 3000 yıllık yeraltı mekânlarını görme fırsatını sağlamanın yanı sıra bir aşk öyküsünün sıcaklığını da yaşatıyor. Fantastik bir hikâye olmasına karşın, 16. yy’daki mekanik mucitlerinin çeşitli denemelerine yer veren filmde tarihçiler tarafından varlığı bilinen ‘kayıp kitap’ konusu da senaryoda işlenmiş! Korsanları, mehteranı, saray içi çekişmeleri, rüşvet dağıtan yabancı tacirleri ve türlü icatlar yapan mucitleriyle bir devrin ihtişamını gözler önüne seren ‘Şenlikname’, kalite açısından yabancı benzerleriyle boy ölçüşecek nitelikte. Yurt dışı festivallere yollanması muhtemel filme, ülkemizdeki yabancılar için İngilizce alt yazı da düşünülmekte. Topkapı Sarayı’ndan Kız Kulesi’ne uzanan, İstanbul’un altını üstüne getiren bir macera için ‘Şenlikname’ doğru seçim!  

Anibal Güleroğlu