İstanbul ve Erdoğan..

Bir insanın kötü bir şey yaptığını itiraf etmesi çok güzel bir şey, erdemdir. İtiraf, kişiyi ahlaklı ve iyi hareket etmeye yönlendirir.

Cumhurbaşkanı İstanbul'la ilgili itirafını etti. Eğriye eğri doğruya doğru bu konuda hakikaten adam gibi adam duruşunu gösterdi.

"İstanbul'u mahfettik. Şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz. Bundan ben de sorumluyum".dedi..

Bu itiraf geçmişi geriye getirmeyecektir tabi ki ama en azından bundan sonra medeniyetler şehri İstanbul'umuzu daha fazla ucubeye izin verilmeyecektir eğer verilen söz tutulursa. Yani bundan sonra yüksek binalara plazalara dur denilecekse..

Şöyle de bir durum var. İstanbul'un tarihi dokusunu sadece Tayyip Erdoğan döneminde bozulmaya yüz tutmamıştır. Taa altmış yetmiş yıl öncesi tüm İstanbul'u yönetenler sorumlu tutulmalıdır diye düşünüyorum.

Cumbalı evlerden tutunuz eski İstanbul'u anımsatan Nişantaşı'nın çeşmeli yeşil alanlı mahalleleri yok edildi rant uğruna.

Medeniyetlere ait tarihi binalar tarihi çeşmelerin nasıl yerlere gömüldüğüne şahit olmak için o tarihi binaların giriş kapılarına bakmanız yeterlidir. Adeta kapı yerin bir metre derinliğine gömülü olduğunu görürsünüz. Çeşmeler de aynı durumda.

Sadece binalar ve çeşmeler değil. Gidin Ayasofya müzesinin Topkapı sarayına giden yolun sağ kısmına bakınız, arkeololojik kazılarla elde edilmiş eski medeniyetlere ait yer altına gömülmüş yaşam alanını görürsünüz.

1950 yılından itibaren İstanbul'u yönetenler İstanbul'u yok etmek için ellerinden geleni yaptılar.

İstanbul'la ilgili itiraf umarım Kanal İstanbul projesine yönelik bir strateji değildir.

"Mahfettik İstanbul'u, ihanet ettik. Haydi Kanal İstanbul projesini desteklemeye" dersek ikinci defa ihanet etmiş oluruz Medeniyet ülkesi İstanbul'a.

İstanbul'a artık medeniyetler ülkesi diyorum, medeniyetler şerhini çoktan aştı.