İyi,"iyi"

Blog kategorisinde hatırı sayılır yazı yazmışım.

Geriye dönüp içerikleri ile ilgili söz etmeyeceğim. Ancak son yazdığım “Sen ne yazarmışsın be abi” ‘de gazete haberlerine ve bloglara yorum yazan okuyucu-yorumcuların bende yarattığı izlenimlerden yola çıkarak köşe yazarlarını da katarak düşüncelerimi ifade etmişim.

Yazacak konu sıkıntısı yok çok şükür! Memleket Aziz Nesinlik, labaratuar gibi.Medyada gördüğün her haberden yola çıkarak duygu ve düşüncelerinizi ifade etmeye kalksanız Süleyman Ekim bile olsanız yetişemezsiniz.

Sorun ne o zaman ?

Benim sorunum hiç emek vermediğim “kıytırık” olarak adlandırdığım “Zemali ders vermek için soyundu” adlı blogun bu güne kadar yazdığım en çok okunan “Eğitimde başarı” adlı bloga neredeyse yetişmesi. Unutmadan söyleyeyim Vicdan filmi ile ilgili yazdığım yazıda hatırı sayılır reyting aldı ama okunmadı!

Neden mi böyle söylüyorum;

“Sahi şu plaza gazeteciliği işine giderek daha fazla inanıyorum galiba. Eh gazeteci ablalar, ağabeyler yazdıysa doğrudur mealinden sırf Erden Kral’a ve filmine methiye düzeceğim diye döktürülenleri görünce pes diyorum artık! Kısaca üçlü bir aşk öyküsü içeren Vicdan filmi biraz da durumu kurtarmak için yırtmak özlemiyle tutuşan, azıcık ta lezbiyen çağrışımlar yapan Nurgül ve Tülin ikilisinin bana göre Tülin’in pavyonda ölüm sahnesi ile tavan yapan görsel, sanatsal şölenin ötesinde taksideki sevişme sahnesinin esamesini bile okumamak gerekir. “

Paragrafta yanlış görüleceği üzere; Tülin pavyonda değil mahalledeki düğün sahnesinde ölüyor!

Şimdi benim derdim değerli bulduğum yazılarımın yeterince okunmaması. Anlaşıldı mı dostlar.

“Sen ne yazarmışsın be abi” ile ilgisi yok biliyorum benden sonra yayına çıkan ablamızın “iyi blog yazarı” içerikli yazısının. Ve o yazıya yazdığım yorumda belirttim “iyi blog yazarı” tarifim saklı ama günler geçtikçe şu “iyi” sözcüğünün ne kadar içi boş, muğlak, sıradan ve de yok olmayı, matematikteki tek başına hiç olan etkisiz elemanı çağrıştırdığını belirtmem gerekiyor.

Reyting getiren bloglar patron için iyidir.

Çünkü reklam veren yazıların içeriğinden çok aldığı görüntülenme oranlarına bakar!

Bakın televizyonlara; reytingi götüren dizilerin ortalama hatta vasat zeka seviyesine göre hazırlanmış içeriklerine bakarak iyi olduklarını söyleyebilir misiniz? Ama kanalın patronuna göre reyting getiren dizi “iyi”dir!

Seçimler yaklaşırken çarşafın belirleyiciliğini fark eden Baykal için yakaya “altıok” rozeti takmak iktidar açısından bakılınca “iyi”dir! Cumhuriyet Halk Partisi çağdaşlaşma ideallerini topluma kabul ettiremediği, dönüştüremediği için kendi dönüşmeye başlamıştır(ın) resmidir yansıyan!

“İyi”.

Kendini “fasülye gibi nimetten sayan” pardon önemseyen blog yazarı için yazılarda bulduğunu sandığı çağrışımlar ”iyidir”…

Doğrusu yüzyılın ekonomik krizinin yaşandığı günümüzde yaşamdan kopuk yazılar döktürmek, birbirimizi yemek için fırsat kollamak her halde krizden biraz daha zenginleşerek çıkacaklar için “iyi”dir!

29 Kasım Cumartesi günü KESK ve EĞİTİMSEN in düzenleyeceği "İşsizliğe, yoksulluğa ve zamlara karşı emek, barış ve demokrasi mitingi" nin ses getirmesi emekçiler için iyidir. Başarısız olması ise krizin faturasını emekçilere yıkacak iktidar için “iyi”dir.

Görüleceği üzere tırnak içindeki ”iyi” nereden baktığınızdan çok nerede durduğunuza bağlıdır.

Geçelim sığ tartışmaları sahi siz 29 Kasım da neredesiniz!

“İyi”, iyi!

Hangi iyi siniz!