Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '17

 
Kategori
Animasyon
 

Japon Mucizesi Anime Film ve Dizi

Japon Mucizesi Anime Film ve Dizi
 

 Anime dizi/film sevenler veya anime diz/film izlemeye başlamayı düşününler buraya. Bu yazımda size 3 tane film ve 2 dizi önereceğim. Eğer daha önce izlemediyseniz ve izlemeyi düşünüyorsanız bu dizi ve filmleri seveceksiniz. Anime film izlemek isteyenler;  hiç öyle kafanız karışmasın ve kara kara da ne izlesem ne ile başlasam diye düşünmeyin. Filmlerin/dizilerin isimlerine ve konularına bakın ve ilgi alanınız ne ise onunla başlayın. Ben mesela uzun zamandır düşünüyordum anime serilerine başlamayı fakat bir türlü fırsat bulup başlayamadım. İlk yaptığım iş anime dizilerine başlayacaklara öneriler listesini okumaktı. Hata yaptım, kendi ilgi alanım olmayan bir diziye başlayıp bıraktım izlemeyi. Sonra başka diziler aradım, konularına baktım ve 2 tane ilgi alanıma giren dizi buldum. Bu arada Instagram'da Think In Anime adlı bir hesap var, orada anime dizilerinin bir sahnesinden resim paylaşıyor. Genelde baş karakterin bir kelimesi falan oluyor ve genelde okuyunca "aynı ben" diyorsunuz. Buradan da hoşuna giden bir anime bulabilirsiniz, sayfa her ne kadar anime dizinin adını yazmamakta ısrar etse de yorumlar kısmında mutlaka takipçiler paylaşıyor.

 Anime hakkında birkaç bir şey yazmak istiyorum. Anime filmler/diziler animasyon gibi değil. Animelerin çoğu genelde mangaların (Japonların çizgi romanına verilen ad) televizyona ya da sinemaya uyarlanmasıdır. Anime bir çizim sanatıdır, çizgi dizilerle aynı teknik özelliklere sahip olsa da animeler her yaştan insana hitap edebilir. Çoğu animeler aile ile birlikte izlenebilecek türdedir. Fakat yine de 18 yaş üstü için küfür, şiddet, kan ve cinsellik içerenleri de vardır. Osamu Tezuka Japonya'da animenin öncüsü olarak kabul edilir. Küçük yaştan itibaren kamerasıyla küçük animasyonlar çekmiş ve Walt Disney ve Max Fleischer'ın eserlerinden ilham almıştır.  

Daha fazla bilgi için vereceğim link'teki yazıyı okuyabilirsiniz. Yazıda animelerin kategorilerinin isimleri de var, belki kategorilere göre anime izlemek isterseniz işinize yarar. 

5 Başlıkta Anime Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Ruhların Kaçışı - Spirited Away (Sen to Chihiro no Kamikakushi)

Fragman: 

https://www.youtube.com/watch?v=ByXuk9QqQkk

-Benim ilk izlediğim anime filmiydi, o kadar güzeldi ki oturup saatlerce izleyebilirdim. İzledikten sonra keşke dizisi olsaydı da izlemeye devam edebilseydim demiştim.-

Hayao Miyazaki tarafından yazılıp yönetilen 2003 yılında "Uzun Metrajlı En İyi Animasyon" Oscar ödülünü kazanan anime filmi. Ayrıca, Oscar kazanan ilk animedir. 23 Ağustos 2016'da BBC tarafından yayımlanan "21.Yüzyılın En İyi Filmleri" listesinde 4.sıradadır. 

Konusu:

Babasının işi nedeniyle yeni bir şehre taşınmak zorunda olan 10 yaşındaki Chihiro bu duruma çok üzülmektedir. Fakat bu yolculuk hiç ummadığı kadar ilginçlerle dolu olacaktır. İlk olarak Chihiro'nun babası yanlış bir dönüş yapar ve tek şeritli çıkmaz bir yoldan bir tünelin önüne çıkarlar. Ailesi arabayı durdurup etrafı keşfetmeye karar verir. Chihiro her ne kadar bu bu yapının içine girmek istemese de anne ve babasını peşinden gider. Tünelden girerler ve küçük bir kasabası olan terk edilmiş bir eğlence parkı bulurlar. Ailesi çalışanı bulunmayan ve güzel yemek kokuları olan restoranı görünce, yemeye ve parasını sonra ödemeye karar verirler. Fakat Chihiro yemeyi reddeder ve eğlence parkını biraz daha keşfetmeye karar verir. Haku adında ailesinin ve kendisinin tehlikede olduğunu ve acilen ayrılmalarını söyleyen bir çocuk ile tanışır. Chihiro restorana koşar ve ailesinin domuza dönüştüğünü görür. Ayrıca, park şeytanların, ruhların ve kötü tanrıların yaşadığı bir kasaba haline gelir. Chihiro hayatta kalmak ve anne babasını kurtarmak için, kendisini hayaletlerin kaldığı bu otele kabul ettirmek zorundadır. Burada hayaletlerin gizemini çözerken aynı zamanda esrarengiz Haku ile de aşkın büyüsünü de keşfedecektir. 

Filmleri ve dizileri lütfen orjinal dilinde izleyin, ben filmi her zaman orijinal dilinde izleme taraftarıyım. Çünkü filmi dublajlı izleyince o filme ait bütün özgünlük gidiyor. Mesela Howl's Moving Castle filmi çoğu yerde İngilizce dublajlı ve altyazı çevirilerinde hata vardı. Altyazılı istediğiniz dilde izleyin ama filmi orijinal dilinde izleyin bence.

Film hakkında spoiler vermeden yorum yapabilir miyim, bilmiyorum. Chihiro karakterini çok sevdim, ailesi ve sevdiği için her şeyi göze aldı. Yani film insanın içini ısıtan bir film, böyle tatlı bir huzur veriyor izlerken. Genelde bu tür animelerde aşkın/sevginin gücü herkesi her şeyi yener mesajı veriliyor. Bu da tabi insanı mutlu ediyor, sonunda kötülerin kaybetmesi de ayrı bir güzel.

Yürüyen Şato - Howl's Moving Castle (Hauru no ugoku shiro)

Fragman:

https://www.youtube.com/watch?v=iwROgK94zcM

-Ya bu sanırım en en sevdiğim oldu, izlediğim anime filmlerin hepsini ayrı sevdim ama bunu çok daha başka sevdim. O Yürüyen Şato'da yaşamak isterdim. O adamı sevmek isterdim, o kızın yerinde olmak isterdim.-

 Yürüyen Şato Hayao Miyazaki tarafından yönetilen Diana Wyne Jone'un aynı adlı kitabından uyarlanan Studio Ghibli yapımıdır. 

Konusu:

Fakir bir genç kız olan Sophie, Kötülükler Cadısı tarafından ihtiyar bir kadına dönüştürülür. Bu durumdan kurtulmak isteyen Sophie büyüyü çözecek birisini aramak üzere yola çıkar. Bu arada kendine bir değnek ararken bir korkuluğu sopa sanar ve onu çalılıkların arasından kurtarır. Bu iyiliği karşısında korkuluk ona yol boyunca eşlik eder. Korkuluktan kurtulmak için kendisine bir ev bulmasını ister ve korkuluk ona Yürüyen Şato'yu bulur. bu garip bir makine görünümünde olan Şato'dan içeri girer. Burası Howl adındaki genç ve yakışıklı bir büyücüye aittir. Burada temizlikçi olarak çalışmaya başlar. Howl ile aralarındaki önemli bir sırrı taşıyan ve makineyi yürüten Calcifer adındaki bir ateş, bir çocuk ve Howl ile arkadaşlık kurar. Bu sırada komşu ülkeyle büyük ve acımasız bir savaş yaşanmakta ve Howl bu savaştaki yıkımı önlemeye çalışmaktadır. Sophie üzerindeki laneti ancak bu şatoda çözebilecektir.

Bu film hakkında kusura bakmayın ama spoiler vermeden yorum yapamayacağım. Film o kadar güzel ki. kelimeler yetmiyor anlatmaya. Hem savaşın insanlar üzerindeki etkisini, savaşın ne kadar yıkıcı ve aslında iki ülkenin gereksiz inatlarına bağlı olduğunu gösteriyor. Ayrıca, Sophie'nin Howl'a olan karşılıklı aşkı güçlendikçe Sophie'nin eski bedenine geri dönmesi çok güzeldi. Filmde Howl'ın Sophie'yi hep asıl bedeninde görmesi ve Sophie'nin ara ara gençleşip ara ara yaşlanması sanırım bu aşk tereddüte düştükçe Sophie yaşlanıyordu. Zaten büyünün çözülmesi de Sophie ile Howl arasındaki aşka bağlıydı. Korkuluğunda Sophie'nin öpücüğü ile Prense dönüşmesi çok güzeldi. Ya aslında Sophie karakteri başlı başına çok güzeldi, Howl için yapmayacağı yapmadığı bir şey yoktu. Kendisine büyü yapan Kötülük Cadısına bile merhamet gösterip onu yaşadığı şatoya götürdü. Filmin sonunda da Kraliçe'nin Howl ile Sophie arasındaki sevginin gücünden etkilenip savaşı sonlandırması yukarı da bahsettiğim sevginin gücü her şeyi yener mesajını veriyordu.

Tepetaklak Patema - Patema Inverted (Sakasama no Patema)

Fragman:

https://www.youtube.com/watch?v=Aa7sa-Zd-3E

-Bu da en bir sevdiğim anime oldu. İnsanı sürükleyip götüren, kafasında binlerce soru bıraktıran bir filmdi.-

Patema Inverted 2003 yılı yapımı Yasuhiro Yoshiura tarafından yazılıp yayınlanan drama, bilim kurgu filmi.

23 Temmuz 1967 yılında bilim adamlarının yaptığı bir deney sonucu dünyanın yer çekimi bozulur ve dünya tepetaklak olur. İnsanların birçoğu aşağı yani göğe düşer. Göğe düşmeyen insanlar yer altına sığınır ve tepetaklak bir biçimde yaşamaya yaşamaya başlarlar. Yıllar sonra, yüzeyde yaşayan insanlar tarafından tepetaklak olarak adlandırılan bu insanlar iyice yer altında iyice yerleşmiş durumdalar ve dünyayı bilmemektedirler. Dünyada olan Aiga halkının lideri ise yer altında yaşayan bu tepetaklakları günahkar ilan edip onlardan nefret etmektedir ve yerlerini bulup onları yok etmek istemektedir. Bu arada Aiga halkının lideri sürekli halkını kameralarla izleyip, okullarda genç çocuklara sürekli bu günahkar fikrini aşılamaktadır. Onların göğe bakmaları yasaktır ve vatandaşlıkları puanlama sistemine bağlıdır. Aiga halkının liderinin yasakladığı gibi yaşamayanlar puan kaybeder ve en son vatandaşlıktan çıkarırlar. Yer altında tepetaklak yaşadığından bir haber kendisine göre yaşamaktadır. En büyük hobisi keşfe çıkmak ve yaşam olmayan tünellerde gezinmektir. Kendisine bu tünellere gitmemesi konusunda verilen uyarıları dikate almayan Patema, günün birinde bu tünellerin birinde herkesin Yarasa Adam olarak adlandırdığı insanlardan birisi ile karşılaşır. Bu kişinin saldırısına kaçmaya çalışırken tüneldeki boşluktan aşağı doğru dünyaya düşer. Patema kendisine göre göğe ama aslında dünyaya düşerken çitlerden birine tutunur ve karşısında tepetaklak duran Age adında bir öğrenci görür. İkiside birbirine göre tepetaklakdır. Age Patema'ı göğe düşmekten kurtarır ve birbirlerini tanımaya başlarlar. Aiga lideri Patema'nın peşine düşer.

Çok zeki bir kurgusu var ve çok anlamlı mesajlar veriyor. Spoiler vereceğim, doğayla uğraşırsan cevabını alırsın temalı bir film gibiydi resmen. Bir de Age'ın hepimiz birbirimize göre tepetaklağız demesi da güzel bir mesajdı. Hepimiz birbirimize göre tepetaklağız, kavga etmenin, savaşmanın anlamı ne?! Ayrıca, Aiga halkının lideri tam bir örümcek beyinliydi. Yönetimlerde hep bir dönem böyle örümcek beyinli yöneticiler olmuştur, gelişmeye kapalı. Kendinden farklı olanı yok etme isteği olmuştur ve halkı da korkutarak, sindirmeye çalışarak kendisine engel olmalarını önlemiştir. Filmde Age'ın babası başka bir dünya keşfetmek için uçmak istediğinde, balon havalandığında adamı öldürttü.

Filmin sonunu da aşırı beğendim, tüm halkın tekrar bir arada yaşayabilmesi için birlik olmak. Fakat sonu böyle havada kalmış gibiydi. Yani ben en azından, o herkesin korktuğu tünelin dibinin yıkılması ile dünyaya indiklerinde bu sefer herkesin aynı şekilde yere basacağını düşünmüştüm, fakat basanlar sadece tepetaklak olanlardı. Ama olsun, bu şekilde de olsa tepetakların basacakları bir toprak olması güzeldi.

Anime Diziler:

No Game No Life

-Gerçekten bu kadar zeki bir kurgu görmedim, okumadım. Japon mucizesi işte! Bu dizi erkek kitlesini hedef alıyormuş, saçma bence.-

 No Game No Life aslında Yü Kamiya tarafından light novel (hedef kitlesi ortaokul-lise arası olan öğrenciler, Japonlar kullanr genelde bu terimi) serisiydi. 2012 ve 2016 yılları arasında 9 kitap yayımlanmış. Sonra Yü Kamiya ve karısı Mashiro Hiiragi kitapları 2013 yılında mangaya uyarlamış.9 Nisan 2014'te ise Atsuko Ishizaku yönetmenliğinde Madhouse tarafından animesi yayınlanmış. 25 Haziran 2014'te final yapmış.

Konusu:

Sora ve Shiro kardeşler hem gerçek dünyada hem de oyunlarda ayrılmaz bir ikilidir. Bir takım olarak, bireysel becerilerinin uyumu onları yenilmez kılıyor. Gerçek hayatta ikisi de utangaç ve asosyaller ama bu iki kardeş space (boşluk) olarak bilinen bir grubu oluşturuyorlar ve bu grup diğer oyuncular tarafından gizemli ve yenilmez olarak biliniyor.

Bir gün, gizemli bir rakibi online satrançta yendikten sonra kardeşler rakipleri tarafından rakibin kendi dünyasına Disboard -her şeye oyunlarla karar verilen bir dünya- geçmeleri teklif ediliyor. Kardeşler teklifi kabul ettikten sonra rakipleri Tanrı Tet onları kendi dünyasına getirir. Siro ve Shiro zayıf insan ırkı olan Imanity'nin kurtarıcıları olarak diğer ırklarla dünyayı fethetmek için savaşa girerler.

Burada oyunlar 10 kurala göre oynanır:

1) Her türlü savaş, yağma ve katliam yasaktır.

2) Her türlü anlaşmazlık oyunla çözülecektir.

3) Bir oyunda, her grup iki tarafın da anlaştığı ve eşit değerde olduğu için bir şey için iddiaya girebilir.

4) Üçüncü kurala ters düşmediği takdirde, bahse girilen eşyalar ve kurallar sorgulanmayacaktır.

5) Meydan okuyan taraf oyunun kurallarını koyma hakkına sahiptir.

6) Kurallara uygun olan her oyunun şartlarını iki taraf da kabul etmelidir.

7) Gruplar arasındaki anlaşmazlıklar yetkili kişiler tarafından çözülecektir.

8) Bir oyun sırasında hile yaparken yakalananlar yenilmiş sayılır.

9) Tanrı'nın adına, bu kurallar asla değiştirilemez.

10) Birlikte iyi geçinelim ve oyun oynayalım!

Kurallar adil, savaş var ama fiziksel anlamda değil. Zeki olan kazanır! Bence bu diziyi çok beğeneceksiniz, ben her izlediğimde bölüm bittikten sonra iki kardeşin zekasına hayran kalıyorum. Tabi bu aralar başka dizilere, filmlere takılmaktan zaman ayırıp izlemiyorum. Fakat bu izlemeyeceğim anlamına gelmz, aklımda en kısa zamanda tekrar devam edeceğim.

İzlemek isterseniz bazı siteler vermiş diziyi, ben Facebook'da Anime Dünyası 2 diye bir sayfadan takip ediyorum. Aynı şekilde birazdan bahsedeceğim diziyi de oradan izleyebilirsiniz. 

Boku dake ga ınai machi - Erased

Satoru Fujinuma'nın ilginç bir yeteneği vardır; Revival. Etrafında ölüm kalım meselesi bir olay olacaksa, istemsiz bir şekilde zamanda bir kaç dakika geri gidebiliyor. Böylece gelecek olayı fark edip, kendisine bile zarar verebilecek bir olayı engellemiş oluyor. Fakat genç Fujinuma annesinin gizemli bir şekilde öldürüleceğini görmesine rağmen olayı engelleyemiyor ve o anda olay yerinden bulunmasından dolayı suçlu durumuna düşüyor. Bu olay onun zamanda 18 yıl geriye çocukluğuna götürüyor. 11 yaşında bedeninde 29 yaşında bir akılla annesinin cinayetini durdurmaya niyetleniyor. Fakat annesinin gelecekteki ölüme ile sınıfından 3 kızın kaçırılması ve öldürülmesi arasında bağlantıyı çözmesi gerekiyor. 

Bu anime dizisi her yaştan kesimin izleyebileceği bir dizi değil, çünkü en başta bahsettiğim bazı animeler şiddet içerebiliyor kısmına giriyor. Bu dizide hem şiddet, hem kan hem de istismar var. Çok gizemli bir dizi. Bu kaçırılma ile başlayan olaylar annesinin ölümüne yol açıyor. Fakat olaylar birbiri ile nasıl bağlantılı, kızı kim kaçırdı, annesi neden öyle davrandı her şey birer gizem. Bir de 29 yaşında olduğu dünyada Pizzacı'da çalışan ona sürekli yardımcı olan kız ile ölümünün bir sır olduğu kız arasında sanki bir bağlantı var. Pizzacı'da çalışan kız 5.sınıftaki kız ile aynı kelimeyi kullanıyor ama bağlantılarını daha Satoru'da çözebilmiş değil. İzlerken sürekli düşünmek, sürekli soru sormak, bir olayın çözümüne tanıklık etmek istiyorsanız bu diziyi mutlaka izleyin.

Benim önereceklerim bu kadar, ben de henüz daha anime dizi/film olayının başındayım ve deneme yanılma yöntemi ile ilerliyorum. Başka anime film/dizi beğenirsem onları da tanıtırım, ama şu sıralar anime filmlere ağırlık verdim. Sizin de izleyip beğendikleriniz varsa öneri olarak yorumlarda yazabilirsiniz, çok klasik Death Note gibi anime dizileri önermedim çünkü henüz ben de öyle popüler dizilere başlayıp ısınamamaktan korktum. Cowboy Bebop dizisini de izledim 1 bölüm fakat her zaman dediğim gibi uzay olayı beni pek çekmiyor yada şu aşamada daha izlemesi kolay diziler izliyorum. Her neyse yorumlarınızı ve önerilerinizi bekliyorum. :)

 
Toplam blog
: 31
: 1276
Kayıt tarihi
: 29.04.15
 
 

Işık Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler mezunuyum. Erken mezun olmuş biri olarak mesleğime henü..