Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '07

 
Kategori
Kadın Modası
 

Jeyan Gedik

Jeyan Gedik
 

Jeyan Gedik; Hatay doğumluyum, 2 yaşından itibaren İzmir' e yerleştik, İzmir' liyim diyebilirim. Hatay' da doğmamın sebebi de babamın deniz assubayı olması. Ege Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölüm mezunuyum. Liseden sonra Olgunlaşma Enstitüsünün sınavını kazanıp Moda Tasarım Bölümünü okudum. Öncelikle tasarımcıyım. Liseden hemen sonra tasarım okudum. Sadece üniversitenin tasarım bölümünü okusaydım bu kadar dolu olmayabilirdim. Arkeolojiyi iyi ki okumuşum. Sadece okumakla da kalmadım, yaz sezonunda kazılara da gittim. Efes gibi ...

Arkeolog deyince hep taşı toprağı eşeleyenler gelir aklımaBen o eşeleyip çıkarılanları çiziyordum o zamanlar. Sonra arkeolojiyi bıraktım çünkü içimde önüne geçilemez bir tasarımcı olma isteği vardı. Teknik çizim yaparken bile modeller çiziyordum. Bu böyle olmayacak dedim ve hocamla konuştum. Çok sevdiğim arkeolojiyi başka bir yönde kullanmak üzere bıraktım ve dünyaca ünlü modacımız olan, hocam Zuhal Yorgancıoğlu' nun yanında staja başladım. Daha sonra birkaç firmada calıştım. 1.5 yıl önce de kendi adımı taşıyan modaevimi açtım. Artık özgürce kendi tasarımlarımı sergileyebiliyorum.

Tasarımlarından bahseder misin?

Daha önce bahsettigim gibi arkeolojiyi içimden atmam mümkün degil. Tarzım, Grek çizgilerini taşıyor. Antik Yunan, Roma. Mısır gibi diğer uygarlıklardan da etkilendiğim oluyor ama genelde Grek. Doğu' yu ve Batı' yı sentezleyip kendi tarzımı da içine katıyorum. Böylelikle zamansız kıyafetler ortaya çıkıyor. Yani şu anki modayla pek ilgisi olmayan. Gerçi çok fazla da ilgilenmiyorum son trendlerle.

Amacın Jeyan Gedik Collection' ı yaratmak mı?

Evet Jeyan Gedik' i bir marka yapmak için ilk adımlarımı attım. Daha yolun başındayım.

Yolun başındasın ama temellerini sağlam atmışsın. Zuhal Yorgancığlu' nun yanında çalışmış olmak hazırlık okumak gibi birşey olmalı...

Evet arkamda dolu dolu 13 yıl var. Ne yapacagımı biliyordum başlarken.

Jeyan' ın anlamı ne?

İlgi çekiyor adım. Babam denizci oldugu için, okyanustaki en koyu mavi anlamına gelen Jeyan ismini koymuş. Küçükken pek sevmiyordum ismimi çünkü kimse söyleyemiyordu. Ben de defalarca tekrar etmek zorunda kalıyordum. Gerçi şimdi de pek birsey degişmedi ama şimdi ismimi seviyorum.

Tasarımların ödül aldı mı?

Evet, 2005 yılında Moda Türkiye sitesi tarafından en iyi tasarımcı seçildim.

Tasarımlarını hazırlarken nelere dikkat ediyorsun?

Ne yapacağını bilmek çok önemli. Tasarımı yaptıktan sonra, giysiyi ben dikmedigim için terziye ne istediğimi anlatıyorum tüm detaylarıyla. Eline teknik çizimi ve detaylı olarak ne yapılacağını anlatan bir föy veriyorum. Tasarım olduğu kadar dikişin kalitesi de önemli. İyi bir tasarım kötü bir dikiş hiç birşey ifade etmez. İkisi de mükemmel olmalı. Kalite çok önemli çünkü günümüzde müşteriler çok bilinçli. Benim müşterilerim kaliteye ve tasarıma çok önem veren kişiler. Onlara istediklerini fazlasıyla vermek zorunda hissediyorum kendimi. O yüzden çok çalışıyorum. Kumaşlar tabi ki çok önemli. İpek kumaşlar kullanıyorum uçuşan, hafif, akıcı. İçinde polyester olan kumaşlardan hoşlanmıyorum. Doğal içerikli kumaşlar tercihim.

Gelinlikte de iddialısın bildiğim kadarıyla. Düğünlerin de çok olduğu bir mevsimdeyiz. Bir gelini nasıl yılın gelini yapabiliriz?

Evet gelinlik yapmak bana ayrı bir zevk veriyor. Çok özel bir kıyafet çünkü. Bir bayanın hayatı boyunca giydiği en önemli giysi. En başta bu çok önemli. Gelinliği süslemeyi çok seviyorum. İşlemelerde swarovsky taşlar kullanıyorum. Kullandığım malzemenin orjinal olmasına dikkat ediyorum. Bunun için özellikle yurtdışına gidip kendim seçip alıyorum. Sadece taşlar için. Pırıltıyı seviyorum.

Yılın gelini yapabilmem için önce gelini görmem gerekiyor. Onunla konuşmam, biraz tanımam lazım. Model böyle şekilleniyor benim tasarımımda. Çünkü giyecek kişinin görüntüsü kadar kişilik yapısı da önemli. Yani bir anlamda modele ruh veriyorum denilebilir.O kişi için özel bir tasarım. Sadece onun için, onu yansıtan bir tasarım.

Stil danışmanlığı yaptığını biliyorum, nedir sence stil?

Kişinin kendisini ifade edecek şekilde giyinmesi. Bu işi yapan stil danışmanları var. Benim gibi müşteriyi yönlendiren. Kişi tarzını belirlemeli çünkü artık moda bu.

Sence insanlar kendilerini giysileriyle ifade edebiliyolar mı yoksa akıntıya mı kapılmışlar?

Herşey çok karıştı, herkes herşeyi yapıyor. Bol paça dar paça, uzun etek kısa etek. Çiçekli kumaş, çizgili, puantiyeli. Herşey birbirine girmiş durumda. Bu ne anlama geliyor? Kişi artık kendi tarzını belirlemeli. Giydiğiniz kıyafet sizi yansıtmalı, Kişiliği olmalı. Bir başkasını taşımayın üzerinizde. Çoğu insan akıntıya kapılmış gidiyor. Medyadan kataloglardan takip ettikleri ölçüde. Onları da kınamıyorum, işin kolayı bu. İnsanların artık zamanı yok.

Stil belirlerken bunun moda olmasına dikkat etmeli mi?

Ben kendim için konuşayım, beni ilgilendirmiyor. Bana gelen müşteriyi de ona göre yönlendiririm mesela. Bunu söylerken trendlerin tamamen dışına çıkmaktan bahsetmiyorum. Genel çizgileri tabi ki takip ediyorum ama sadece konturlar. Benim tasarımlarımda içeriği şu anki trendler belirlemiyor.

Koleksiyon için renk seçimlerini nasıl yapıyorsun?

Canlı renkleri seviyorum. Favori rengim mor. Şizofren rengi derler mora ama ben degilim. Kırmızının sadece bir tonunu seviyorum o da narçiçegi, mercan kırmızısı.

Artık kendim için bir şeyler yapmanın zamanı geldi. Sevgili Jeyan beni tanıdığına göre hadi bana bir stil yapalım...

Etnik bir tarz deneyebilirsin. Doğal kumaşlar seç. Ketenler sana yakışır. Spor ve sade kesimleri tercih et. Aksesuarlarını iddalı tercih edebilirsin bu durumda. Gideceğin ortama göre sade bir kıyafetle iddialı etnik bir takı mesela şık durur sende. Ben seni dar bir etekle düşünemiyorum. Pantolon yakışır sana.

Stilde kıyafet haricinde neler önemli?

Saç çok onemli. Tamamlayıcı bir unsur. Makyajda öyle. Çok güzel bir elbise giymişsin ama saç kesimi kötüyse yada rengi, giydigin kıyafet tamamlanmamıştır. Yüz şekline en iyi gidecek saç kesimini ve rengini profesyonel yardım alarak çözebilirsin. Ben müşterilerime bu hizmeti ücretsiz veriyorum. Çantalara gelecek olursak bu sene çantalar çok büyük ve leopar desenler moda. Eğer trendi soracak olursan gold ve lame ayakkabı. Çantalar kıyafetleri tamamlıyor. Üzerlerinde taşlar, işlemeler pırıltılar var. Görmek istedigim gibi. Çantada dore veya lame tercih ediyorum. Ya da elbisenin kendi renginden ama taşlar kesin olmalı. Gece giyiyorsunuz çünkü. Eğer çanta iddalıysa elbise sade olmalı, elbise iddialıysa çanta sade olmalı. Dengeli olmalı. Bir bütün olarak görüyorum ben. Çanta ve ayakkabı kesinlikle birbiriyle uyumlu olması gerekiyor. Bazen bayanlar buna dikkat etmiyor. Mesela siyah bir ayakkabı giymiş eline dore bir çanta almış. Olmamalı. Çok rahatsız edici. Ayakkabı sihaysa çanta da siyah, doreyse çanta da dore. Esnek değilim bu konuda. Aksesuar çok önemli.

Katolog çekimlerinden bahseder misin?

Koleksiyonu hazırladıktan sonraki aşama çekimler. Çok heyecanlı bir o kadarda yorucu ve zevkli. Manken seçimi önemli. Kuaför, makyöz ve tabi en önemlisi fotoğrafçı. Ben İzmir' in en iyi moda fotografçılarından Yüksel Agus ile çalışıyorum. Biz bir ekibiz. Başından beri hiç ayrılmadık. Çekimlerimiz çok zevkli geciyor. En az 2-3 gün sürüyor. Ben doğal ortamları seviyorum yani dış çekimleri tercih ediyorum. Stüdyo çekimleri çok yapay. Stüdyo çekimi olacaksa plato kurulmalı ve kusursuz olmalı. Yada hiç olmamalı. Deniz, güneş, tarih. Herşey var İzmir' de. Açık hava müzesi gibi. Çekim yapılacak sayısız yer var. Tarihi yerler tercihim. İzmir bu bakımdan şanslı. Biz daha şanslıyız. Herşey yanı başımızda.

Ve üstüne bedavadan kavurucu sıcaklar?

Yani evet. Geçen sene bu terihlerde çekimimiz olmuştu. Çesme' de yaptık çekimi. Mankeni suyun içine soktum elbise ile. Giydigi elbise antik döneme ait cizgileri taşıyan Aphrodite adını verdigim bir tasarımdı ve ortamla bütünleşti. Biliyorsunuz Aphrodite’ te denizin köpüklerinden dogmuş.

Yeni projeler var mı?

Evet, Paris' de bir moda eviyle ortak bir marka çıkarıyoruz. Koleksiyonu hazırlıyorum, yaz sonunda bitecek ve Eylül başında da çekimleri yapacağız. Yine mekanımız Çesme. Türk - Fransız markası olacak. Ortak bir çalışma.

Hedefin ne?

Jeyan Gedik' i marka yapmak. Türkiye' de birçok firma fason imalatçısı gibi kullanılıyor. Çünkü bir tarzları yok. Bilinçlenmek gerekiyor artık. Kendimizi fason atölye olarak kullandırmamalıyız. Yine aynı sebepten dolayı bu böyle. İşin kolayı bu. Onlar versin siz dikin düşünmeden, tasarım yapmadan. Böyle hiçbir yere varamayız. Artık marka bilincinin yerleşmesi gerekiyor. Ben kendime cok zor bir pazar seçtim. Avrupa özellikle de Fransa. Bu pazara girmek çok zor. Çünkü yabancı marka satmıyor.

Adım adım olacak, zamanla Jeyan Gedik ismi Paris' te de olacak. Gerçi şu anda bir butikte kendi ismimde koleksiyonum satılıyor ama ürünlerimi Avrupa' da mağazalara Jeyan Gedik markası adı altında Corner lara verecegim. Zor iş aslında ve ben zoru severim. Bilinçli olarak adım atarsam sabırla tabi ki olmayacak birşey değil. Zaten bu işi şu an yapıyorum. Daha da genişleyecek.

Moda konusunda kalemin de oldukça iyi. Biraz bahseder misin?

İlk İstanbul dergilerine yazmaya başladım. Önce röportajla başladık daha sonra aynı dergiler benden köşe yazmamı istediler. Daha sonra İzmir' de bir dergiyle röportaj yaptık, ardından köşe yazılarım geldi. İstanbul' daki 2 dergiyi bırakmak zorunda kaldım. Çünkü bu işi de oldukça ciddiye alıyorum ve zaman alıyor. Gazeteci olmak istemiştim liseden sonra ama olmadı. Arkeolojiyi kazanmıştım, şimdi en azından ucundan da olsa o işi de yapıyorum. Aynı zamanda derginin moda editörüyüm.

Son olarak ne söylemek istersin?

Yaptığım işi çok seviyorum. İdeallerim var, kendim ve ülkem adına da bu idealleri gercekleştireceğime inanıyorum.

Sevgili Jeyan Gedik. Çok keyifli bir sohbet oldu. İlk fırsatta yeni stilimle karşında olacağım. Misafirim olman beni mutlu etti. Sefalar getirdin ve umarım hedeflerine ulaşırsın. Türkiye' den sonra Paris' de bir Türk ünvanını alırsın.


http://www.jeyangedik.com

jeyangedik@jeyangedik.com

http://www.esmakahraman.com/jeyan-gedik/

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..