Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '09

 
Kategori
Deneme
 

Kaç kuruşluk kafamız var? 1/2

Kaç kuruşluk kafamız var? 1/2
 

kuruşluk-kafa


İnsanlar iletişim için temel 2 organını kullanır. “Ağız ve kulak.” Ağız konuşur, kulak dinler ve bu sayede insanlar birbirini anlar. Bazen çok konuştuğumuz olur bazen de susup hep dinlediğimiz. Peki, dinlemeyi ne kadar biliyoruz? Ya da şöyle sorayım; Kaç kuruşluk kafa ile dinliyoruz? Bunu, birçok değişik anlatımı olan bir hikâye ile açıklamak istiyorum.

Vakti zamanında aklı sıra antika düşkünü bir adam antika dükkânına girer ve etrafına bakınır. Amacı ucuza antika eşya kapatmaktır. İlginç tablolar, vazolar, cam ve metal eşyalar ilgisini çekerse de kimsede olmayan bir antika parçasını aramaktadır. Bu isteğini dükkân sahibine iletir ve kendisine özel yapılmış olduğu belli olan 3 adet kafatası önerilir. Adam, üçü de aynı olan bir eşyanın nasıl antika değeri olduğunu sorar. Dükkân sahibi, üç kafatasının aynı olmadığını, ilkinin 3 kuruş, ikincisinin 5 kuruş, üçüncüsünün ise 100 kuruş değeri olduğunu söyler. Adam bakar, inceler ve aralarında fark olmadığını iddia ederken dükkân sahibi, defalarca tekrarladığı halde laf dinlemeyen bu adama bir ders vermeye karar verir.

Dükkân sahibi 3 kuruşluk kafatasını alır ve bir kulağına kum döker. Kum diğer kulaktan akmaya başlar. 5 kuruşluk kafatasını alır yine kulağına kum döker. Kum bu sefer ağızdan akmaya başlar. Adam şaşırmış ama şaşkınlığını gizleyip antikayı ucuza kapatmak için dükkân sahibine “Yandaki antikacı senin hakkında hiç iyi konuşmadı, eşyaları alıp, eskitip antika diye sattığını söyledi” demiş. Dükkân sahibi hiç cevap vermeyip 100 kuruşluk kafatasını eline almış ve başlamış bir kulağından kum dökmeye. Kum hiçbir yerden akmamış. Sonra 3 ve 5 kuruşluk 2 kafatasını adama “Alın, size hediyem olsun” diyerek vermiş.

Bir kulaktan girip ötekinden çıkan kafayla mı dinliyoruz, kulaktan girip de ağızdan çıkacak kafayla mı yoksa kulaktan girip bunu saklayan ve anlayan kafayla mı?

Konuşmak kelimeleri uygun bir şekilde bir araya getirerek ne söylemek istediğimizi anlatmaya yarayan bir araçtır. Konuşmak, düşünmek ve doğru kelimeleri seçerek bir anlam bütünlüğünü ses yolu ile iletmektir. Bazen zordur konuşmak. Herkes iyi bir konuşmacı olamaz. Peki, dinlemek. Konuşmaktan daha zordur. Bakın etrafınıza! Birisi konuşurken kaç kişi dinliyor ve ne kadar dinliyor? Konuşma bölmeden dinleyebilen, anlayabilen kaç kişi var? Yani etrafınızda kaç kuruşluk kafalar var? Bir istatistik çıkarın.

Bu konu ile ilgili Atinalı filozof Demostenes’in de bir hikâyesi var ki dinleyenlere gerçekten güzel bir ders veriyor.

“ Eşeğin Gölgesi”

Read more: http://www.ayhandemiral.com/?p=2518#ixzz0MdIUcAIx

 
Toplam blog
: 106
: 4561
Kayıt tarihi
: 28.03.09
 
 

Ayhan Demiral ..