Kader ve sınav

Dinlerde tam olarak açıklanamayan ve çelişkili görünen iki kavram vardır.

Birincisi: İnsanın kaderinin önceden belli olduğu ve bunu değiştirmenin mümkün olmadığı.

İkincisi: Dünyanın bir sınav yeri olduğu, iyilik yapanların cennete kötülük yapanların cehenneme gideceği. 

Eğer kaderin önceden belli ise, yapacağın her şey önceden biliniyorsa, dünyanın bir sınav olması doğru değildir. Çünkü ne yaparsan yap, sınavdan geçmek veya kalmak elinde değil. Önceden hepsi belirlenmiş. Bu nedenle hiçbir çaba harcamanın da anlamı yok şeklinde bir sonuç çıkar ki bu da insanı tembelliğe yönlendirir.

Bir taşı düşünün. Tamamen fizik kurallarına göre hareket eder. Elinizden bıraktığınızda hep yere düşer. Bir bitki veya bir hayvanın da ne yapacağı aşağı yukarı her durum için bellidir.

Ama bir insan düşünme yeteneği olduğu için dünyayı değiştirmekte sınırlı da olsa bir etkiye sahiptir. Örneğin atom bombası atarak iki yüz bin kişiyi öldürmek, birbirleriyle savaşmak, ozon tabakasını delerek küresel ısınmaya yol açmak, denizleri ırmakları kirletmek insanın dünyaya yaptığı negatif etkilerdir.

Bunun yanı sıra insanların dünyaya olumlu yönde çok da katkıları olmaktadır.

Bence Tanrı insanların bu olumlu ve olumsuz davranışlarına direk olarak müdahale etmemektedir. Diğer insanların bu olumlu veya olumsuz davranışları da sizin yaşantınızı büyük ölçüde etkilemektedir. Sizin yaptığınız da başınıza gelen olayları kendi düşüncelerinizle yorumlamak ve ona göre davranmaktır.

Başınıza yüzlerce farklı olay gelebileceğinden ve siz de bunların üzerine yüzlerce farklı davranış sergileyebileceğinizden, kaderinizi değiştirmek elinizdedir.

Tanrı'nın sevdiği kullarını yanlış kararlar vermekten kurtarmak için onlara yol gösterdiğine ve yardımcı olduğuna inanıyorum.

Ama son kararı veren ve yaşamının yönünü çizen yine insanın kendisidir diye düşünüyorum.