Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '11

 
Kategori
Basketbol
 

Kadın basketbolundaki tarihi başarının ardındaki gerçek F.bahçe-G.saray rekabetidir.

Kadın basketbolundaki tarihi başarının ardındaki gerçek F.bahçe-G.saray rekabetidir.
 

Polonya’da oynanmakta olan Avrupa Kadın Basketbol şampiyonasında, milli takımımız 

Fransa’yı 68-62 yenerek finale kalmayı başarması, çok uzun zamandır bir uluslar arası milli bir takım başarısına hasret Türk sporseverini sevindirdi, coşturdu. Maçın canlı anlatımını yapan spikerler, galibiyetten sonra sevinçten ve galiba da pek beklemedikleri bu sonuçtan dolayı ne söyleyeceklerini bilemezken, tribünlerdeki Fransız’ların şaşkınlığı ve elinde Fransa bayrağı ile, üzüntüsünden ağlayarak annesine sarılarak ağlayan minik Fransız’ın görüntüleri her halde kolay kolay unutulmayacak. 

 

Yazın bu sıcak günlerinde bir sezon sonunda, kadın milli basketbolcularımızın kazandığı başarı, Rusya ile oynayacakları finalde sonuç ne olursa olsun çok çok büyük bir başarıdır ve zaten basketbol tarihimizde ilk defa böyle bir şey olması da bunu zaten anlatmaktadır. 

 

Daha takımlar ısınma hareketlerini yaparken TV yayına geçince, ister istemez eski bir sporcu olmanın tecrübesiyle şöyle bir rakip oyuncular bakıp da, Fransız oyuncuların, bizim kızlara göre enine boyuna üstün olduğunu görüp, bir de Avrupa’nın son şampiyonu olduğunu öğrenince ve de bir de maça 7-2 mağlup başlayınca, ‘’eh ne yapalım, zaten ilk defa yarı finale çıkmışız, bu da bir başarıdır’’ derken, sahadaki aslanlarımızın bu düşüncede olmadığını, ‘’boya, posa, endama bakma sen, yüreğe, bak yüreğe’’ dedirten mücadele başladı ve arda arda sayılar gelmeye başladı. 

 

Fransa, milli takımı değil, dünyayı dize getiren milli kahramanları Napolyon bile ne böyle bir savunma, ne de böyle bir direniş görmüştür. Bir deve meydan okumanın, bir devi yerle bir etmenin hesaplarını çoktan yapmışlar onlar. Asla ezilmediler. Hep üstün oynadık. Her periyodu önde bitirdik. O uzun boylarından ribauntlar aldık, blok yedik yılmadık, Onlardan daha isabetli şutlar attık. Basketbol adına ne gerekiyorsa onu yaptık. Akıllıydık. Moralimizi hiç bozmadık. İnancımızı maçın hiçbir bölümünde yitirmedik. Kenar yönetimi son derece başarılı, Koç Ceyhun Yıldızoğlu inanılmayacak kadar soğukkanlı ve güven içindeydi. Maçın gelip gittiği son dakikalarda dahi panik yapmadı. Sonuçta zor bir maçı kazanan millilerimiz final sevinci yaşadılar, ülkeye büyük bir sevinç yaşattılar. İnşallah finali de kazanıp, şampiyon olurlar. 

 

Şimdi bu başarının nasıl geldiğine bakalım. Hiçbir başarı tesadüf değildir. Belli bir çalışma ve emek sonucu ortaya çıkar. Basketbol sporu, futbolun aksine sürpriz ihtimalinin en az olduğu, üst düzey bir takım oyunudur. İçinde futboldaki gibi sonuca etki eden onlarca sebep yoktur. 

 

Basketbol ve voleybol ülkemizde giderek çok sevilen ve gençlerin çok fazla ilgi gösterdiği popüler birer oyun olmaya başladı. Erkekler basketbol play-off finallerindeki f.Bahçe-G.Saray maçlarının seyirci sayı ortalaması NBA ortalamasının hemen ardında. Hatırlayın ve yine F.Bahçe, G.Saray kadın play off maçlarındaki heyecanı ve mücadeleyi.unutmayın. Şunu demek istiyorum; 

 

Bu başarının arındaki gerçek efsanevi-geleneksel, Fenerbahçe-Galatasaray rekabetidir. 

 

100 yılı aşkın süren bu rekabet, bu branşta da kendini gösterince, ilgi olunca, başarı da geliverdi. Bu başarırının zamanı gelmişti. Milli takımın koçu G.Saray’ın koçu, Işıl Alben G.Saray’lı, ilk 5 teki Birsel Vardarlı, Şaziye İvegün, Nevlin, Nevriye Yılmaz Fenerbahçe basketbol takımı oyuncusu ve bütün yük de zaten bu oyuncuların üzerinde. Aziz Yıldırım’ı tenkit edebilirsiniz ama bu sporlara verdiği değer ve önemi asla inkar edemezsiniz. Keza futbolda başarısız olduğu söylenen Adnan Polat’ın her iki basketbol takımının da play off oynamasına ve müthiş mücadelesine. ne diyebilirsiniz? Bu başarılı takım aslında bir Fenerbahçe-Galatasaray karmasıdır. 

 

Gönül istiyor ki, yakın geçmişe kadar Türkiye’nin en önemli ve başarılı basketbol kulübü olan ama artık Fenerbahçe ve hatta Galatasaray’ın da ardında kalan Efes Pilsen’in bu kadın basketboluna destek olup bir takım çıkarması, alt yapı sağlaması, Beşiktaş kulubünün de ismine yakışır şekilde iddialı olabilmesi, kadın basketbolumuzun başarılarını Avrupa’da daimi kalmasına büyük katkı yapacak ve devamlı olmasını sağlayacaktır. 

 

Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti hep kavga dövüş, küfür değildir. Olmamalıdır da. Ülke başarısına yansayan sonuçları da vardır ve sporda rekabet de aslında bunun için vardır, bunun için olmalıdır. 

 

O rekabeti doyasıya yaşayan bu başarılı sporcularımız için Fransa maçımın atmosferi ve heyecanı belki de oynadıkları play-off maçlarından bile fazla değildi. Güçlerini müçterek bir başarı amacıyla birleştirdikleri zaman karşılarındaki Avrupa şampiyonuna boyun eğdirmeleri öylesine sevindiri ve öylesine gurur vericiydi ki, Başarılarına da mağrur Fransız'ların şaşkınlğına da, doyamadım. 

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..