Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '11

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Kadın olmak !

Kadın olmak !
 

KADIN; ANA, BACI, EŞ HEPSİ KADIN! SİZLER HEN CİNSSİNİZ.(Resim internetten alınmıştır.)


Kadın, cinsiyetiyle alaya konu olan, cinsiyetiyle küçümsenen, cinsiyetiyle ölümü hak eden, cinsiyetiyle tüm kötülüklere ve tacizlere mağruz kalan. Kadın… Analar, bacıları, eşler, kızlar. Hepsi kadın. Kanırta, kanırta yeniden söylüyorum “Hepsi kadın” 

Garip bir cinsiyetçilik üzerinden yürütülürken hesaplar, bu hesapların baş köşesinde oturanlarda kadın. Kadına yapılanlara el çırpanlarda kadın. 

Kadın, kadına yapılana göz yumuyor. Susuyor… Çünkü; o kadın, ondan değil. 

Yurttur kadın. Bereketin ta kendisi. Naif, duygusal, üretken, güçlü, sıcak, affedebilen, hesapsız veren, şefkatli, dirençli, kibar… 

Bu özelliklerin dışında, aklıma gelmeyen daha niceleri vardır, kadın için söylenebilecek. Kendi cinsine gelince, yaradılıştan gelen güzelliklerin tam tersine; acımasız, kışkanç, nankör, adi, kaba, soğuk buz… gibi olabiliyor. Hayret! 

Böyle bir değişimi hangi varlık gösterebilir ki? 

Kocasından eziyet gören, ezilen ve horlanan kadın. Şikayetçidir bu durumdan, değişmesini de ister sorsanız. Oğluna aynı öğretiyi vermeye devam eder ısrarla. Gelinin bir köle olduğu fikrinden kurtulamadığı için ona reva gördüğü hayatı, özene bezene yaratır. Oğlunun aklına soktuğu abuk, sabuk namus hurafeleriyle, erkeğin üstünlüğün farkına varması için yaptığı söylemlerle bunu başarır. Aynı kadın, kızı söz konusu olunca; damadının kızına kibar davranmasını, anlayışlı olmasını, evde yardım etmesini bekler. Ne büyük bir tezattır bu. “Benim olan hak eder, diğeri asla” 

Bu mantıkla çıkılan bir yolda, kadının sosyal toplumda yaşadığı adaletsizlik, aşağılanma, taciz, tacavüz ve haksızlıklar üzerinde en büyük pay yine kadınlarındır. “Analar” anaların, çocuklarını yetiştirirken yaptıkları ayırımlar canlara mal oldu. Diğer kadınlar, kendileri yaşamadıkları için umursamadılar. Kadın olduklarını unutup, erkeklerle birlikte kendi cinslerini katlettiler. Kadınlar, kendilerinin sahip olamadıklarına sahip olanlara diş bilediler. Kadın olduğu için gurur duymadılar. Kıskançlıktan gözleri döndü. Aşık olan kızları boğazlamak için toplanan meclislerin baş köşesine oturup hiçbir şey yapmadılar. Kendi cinslerinin, cinsiyetlerinden ötürü aşağılanmasına göz yumdular. 

Kadına bahşedilen, yaradılışın getirdiği tüm güzel özellikleri ellerinin tersiyle ittiler. Erkeklerin kötü dediği kadınları kötülediler. Nedenini hiç sorgulamadılar. Erkeklerin yapmalarını istemediklerinden çabucak vazgeçtiler, nedenini merak etmeden. Savaşmadan yaşamak, erkeğin sağladığı rahatı kaçırmamak adına cinsiyetin üzerinden yapılan oyunlara iştirak ettiler. 

Kadınları görünüşlerine göre sınıflandıranların yanında, dimdik durdular. Kendileri gibi gözükmeyen kadınlara savaş açtılar. Kadınlar, erkek egemenliğinin sürebilmesi için erkekler tarafından dayatılanları kabul ettiler, savaşanlara sırtlarını dönüp gittiler. 

Güzel olanı hasetle damgalayıp, kurtların önüne attılar. Başaranları, çamura bulayıp kalabalıklara sundular. Erkeklerin seçilmesi için gece gündüz çalışıp, Neden seçimlere az kadın katılıyor?” demediler. Haklarını erkeklerin temsil etmesine ses çıkartmadır. Cinsiyeti aynı olan bir temsilciyi talep etmediler haklarını korumak adına. Kadınlar, kapanan onlardan, kapanmayan bizden, verdiler veriştirdiler birbirlerine. Boğazlananlar onlardan olduğu halde. Kavgaları bitmedi kadınların kadınlarla. Birbirlerine ettikleri kötülüklerin yansımaları tüm topluma sirayet ederken, onlar lüks arabalarında, pahalı kıyafetleri ve müstesna yerlerde yedikleri yemekleri, yurt dışına yaptıkları seyahatleri anlattılar. Haksızlıkları yermek yerine, elde ettikleri lükse daldılar. 

Kadını en kolay, kadının damgalaması. Ne acı. Erkeğe gerek yok ki. Biz yeriz birbirimizi. Kazarız kuyularımızı. Gömeriz kafalarımızı kuma, hiç bir şey yok gibi… 

Sağlıkla ve mutlu kalın. 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 247
: 709
Kayıt tarihi
: 11.03.09
 
 

Buradayım işte. Yaşamın tam içinde. Her anın benim olduğunu bilerek. Yaşamın sadece "Şimdi" olduğun..