Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '15

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Kadın tarla mıdır?

Kadın tarla mıdır?
 

Televizyondaki bir röportajda adam kadına soruyor :

Kocan nereli, cevabı aldıktan sonrada devam ediyor sen nerelisin diye?

Aldığı cevaplarda iki farklı etnik kimlik olunca bu kez:

"Çocuklar nereli oluyor o zaman " şeklinde soruya kadın da:

"Ben tarla tohum ne ise çocuklarda..."

Üst kimlikte buluşulamayınca alt kimlikte "tarla-tohum" olayı baş gösterebiliyor...

***

Sosyal medyada doğru-yanlış birçok paylaşımlar söz konusu.

Bunlardan birinde de bilinen -tanınan kadına dair bir fotoğraf ve altında onun söylediği varsayılan bir yazı:

"Ben tarlayım istediğime sürdürürüm..."

***

Eski Yeşilçam filmlerinde zengin babalar oğullarının fakirin tarlalarına tohum...

Kızlarınında  fakir tohumlarına tarla olmalarına şiddetle karşı çıkıp bunun içinde mücadele ederlerdi...

(Haksız da sayılmazlardı hani davul bile dengi dengineydi.)

Peki bu zengin-fakir aşkı ya da evlilikleri hiç yaşanmadı mı,filmlerde romanlarda mıydı hep?

Bu filmlerin tavan yapıp revaçta olduğu 60-70'lerden birkaç on yıl öncesinde(azda olsa) zengin fakir eşleşmelerinin olduğuda bir gerçek.

Şöyleki; şimdilerde imkansız 60-70'lerde belki...

Daha öncesinde konum olarak zengin-fakir birbirine yakın ortamda olup ve aradada gelir olarak uçurum kadar fark yoktu.

Erkek çocuğu olamayan  zengin toprak sahibi adamın kızını, kapısında hizmetçilik eden adama verdiği oluyormuş...

Yeterki adam çakal olmasın adamın kızı rahat etsin...

Hizmetkar için bu durum pekte içaçıcı değilmiş.

Eşinin ikide bir söylediği "al ceketini git" sözünden dolayı...

İçgüveysi ya da kimi yörelerde söylenildiği gibi "dikme" olmak zor iş(ti) doğrusu...

***

Tarla katille ya da en yakının (annesinin,oğlunun...) katiliyle çiftleşebiliyor okuduk-izledik zaman zaman...

Tarla istediğine sürdürebiliyor netekim...

(Burada bir ayrımcılık yapmıyoruz cinsiyetlere dair, terside olabiliyor tabiki,ama sporda, sanatta,siyasette,iş dünyasında...istenilsede-istenilmesede erkekler kadınlara göre uzak ara önde, haliyle cinayetlerde katil olmalarda da...)

***

Kimler evlenmemeli başlıklı bir yazı okumuştuk bir gazetenin köşe yazısında...

Farklı bir açıdan bakıyordu olaya, aşağıda yazılanlarla ilgisi yoktu yazdıklarının...

Çalışmak için diploma-yeterlilik belgesi...

Araç sürmek için sürücü belgesi...

Yaşlı birinden  kendi evini satarken doktor raporu isteniyor...

Örnekleri çoğaltmak mümkün...

Evlenmek hele çocuk sahibi olmak için hiçbir yeterlilik belgesi-diploma gerekmiyor...

Evlenen kişiler ruh hastası olsa bile...

Öyle birşey yok...

Hani o şiir-türküdeki gibi tek ya da iki çürüğün yapacağı çocuk-şans eseri- çürük yumurtadan da çürük çıkmasa bile o çocuk(lar) büyüyene kadar muhtemelen çürür o çiftin ellerinde...

Masal bu ya:

Evlenmemesi gereken çiftlerin yanısıra -karşılıklı olarak-evlenmemesi gereken toplum-topluluklarda olabilir mi,en azından toplumun ruh sağlığı açısından...

***

Davulcu-zurnacılar neşeli insanlar...Zor geçim şartları altında bir de "günah keçisi" konumundalar kimi zamanlar...

Herkes bilir ki;"kızı serbest bırakırsan ya davulcuya kaçar ya da zurnacıya"daki anılan şahıslar onlar değildir aslında...

Gelelim tarla-tohum meselesine...

Bir yerin-toplumun demografik yapısını tarla mı bozar yoksa tohum mu?

Pirinç-çeltik tarlasında ayçiçeği-buğday ekilir mi?

Tütün-çay her tarlaya ekilir mi örneğin?

Baştada söz ettiğimiz gibi üst kimlikte  bulaşulamayınca alt kimliklerde "patinaj yapmak" söz konusu...

 
Toplam blog
: 180
: 901
Kayıt tarihi
: 25.07.09
 
 

Önceleri Milliyet Gazetesi'nin "Okur Mektupları" vardı...Şimdi ise "İnternet", "Milliyet Blog" ve..