Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kadını kurt yapan anlar..

Kadını kurt yapan anlar..
 

Günlük gazetelerden bir haber:

''Adana'da, ikiz bebeklere 6.5 aylık hamile olan 28 yaşındaki Y. Ö., eşiyle kavga edince ortada kalmaması için evlerine aldığı arkadaşı 21 yaşındaki G.A.'nın eşini kandırıp birlikte kaçmasıyla yıkıldı. Y.Ö, 2 aydır haber alamadığı eşinin bulunması için karakola başvurdu.''

Bu haberi okuyunca aklıma şu sürekli söylenen ''Kadın kadının kurdurur'' lafı geldi. Gerçekten bir kadına en büyük kötülüğü yine bir kadın mı yapar diye tekrar düşündüm. Yani birisine iyilik olsun, sokakta kalmasın diye kapınızı açıyorsunuz ama o kocanızı alıp kaçıyor.

***

Bu gibi olaylarda kadınların yaptığı en büyük hatalardan birisi sadece diğer kadını suçlamak. Kendi başına gelsin, başkasının yaşadığını görsün farketmez. Evet, kadın masum değil ama kocanın da payı yadsınamaz. Kadın, erkekten o ışığı görmese değil kaçmak yanına bile yanaşamaz. Bu bir gerçek.

O halde burada hesap sorulması gereken kişi erkektir. Belli ki kadın olayı önceden planlamış ve işe koyulmuş. Adamımız da paşa paşa kadının peşinden gidiyor. Kadının burada suçundan çok vicdani sorumluluğunu gözetmek gerekir ki ortada 6.5 aylık hamile bir eş var. Ayrıca karısına karşı sakat yemini eden de yine erkek.

Olay bu kadarla bitmiyor. Barışmak için adım atan eşe verilen cevap da çok ilginç: ''‘Beni tercih etmiş, benle gelmiş sen hala ‘Gel barışalım’ diyorsun kocana. Benle çok mutlu’'

Kadınların yine en büyük hatalarından birisi bu. Erkeğin kendisiyle mutlu olduğunu sanmak. Oysa düşününce karısını aldatan bir erkeğe güvenmek çok da doğru deği. Senin yanında mutlu olabilir belki ama unutmamak gerekir ki karısının yanında da bir zamanlar mutluydu..

***

Bu ayrı bir konu. Benim anlatmak istediğimse kadının en büyük düşmanının yine bir kadın olduğu olgusu. Ya da iki kadın arasında ne zaman düşmanlık vardır? Güvenilmemesi gerekilenler erkek midir yoksa kadınlar mıdır? Kadınsı mücadeleler kendini sadece erkeklerle ilgili konularda mı gösterir?

Gençlik döneminde arkadaşlıkların bir erkek yüzünden bittiğini varsayarsak hemcinslere güvenmeme olayı daha okul zamanında başlıyor. Bir erkek girmeden önce çok iyi geçinen 2 kız, daha sonra büyük sorunlar yaşayabiliyor.

Kıskançlık burada en büyük etken. Özellikle aktif bir ilişkisi olmayan bir kız diğer hemcinslerinin ilişkilerini kıskanabilir ve onların arasını bozmak için uğraşabilir. Dikkat! Burada erkek etken değil edilgendir ki, eğer bir kız tarafından hedefe alındıysa zaaflarından kurtulması zordur.

Kızın amacı arkadaşının ilişkisi bozmaksa eğer, erkek kendisinin peşinden geldiği anda orada darbeyi indirir ve yolu gösterir. Ona karşı duygusal bir bağı yoktur. Burada erkek büyük bir ikilem içine girer. Kızlar arası rekabetten etkilenmiştir. Kurban konumundadır.

Evliliklere geldiğimizde bazı kadınlarda artık obsesyon haline gelmiş ''Evli erkeklere takılan kızlar'' modası onları çok korkutur. Öyle ki her kadını sanki eşini elinden alacakmış gibi düşünür. Bu düşünceler erkekte ''Hint kumaşı'' etkisi yaratır.

Oysa buradaki mesele erkek değildir. Mevzu 2 kadın arasındadır. Bir galip ya mağlup olmasa bile bu mücadele çevrede bulunanları da etkiler.

***

Ben hiçbir zaman kadının en büyük düşmanının yine kadın olduğuna tam olarak ikna olmadım. Neden kadın ve erkeğin bir düşmanı olabileceğini de anlayamadım. Ama şunu çok iyi bilmek gerekir ki kadın ya da erkek farketmez işin içine kişisel egolar ve hırslar girdiğinde herşey bambaşka oluyor.

Gidenler, kalanlar, bozulan yuvalar, değişen yaşamlar.. Olan bitenin muhasebesi çok sonradan yapılıyor. O hesaplaşmadan çıkanlar eğer ders olarak alınırsa geriye kalan yaşamın daha sağlıklı geçebiliyor. Alınmazsa sürekli bir tekerrür insanın peşini bırakmıyor..

 
Toplam blog
: 278
: 1369
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

Küçük bir kız çocuğu masumiyetidir yazmak, her satırı her cümleyi her kelimeyi tekrar tekrar gözden ..