Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Kadının çapkını

Kadının çapkını
 

Biz erkekler, kendimizi çapkın görürüz. Aslında yiğidi öldür hakkını yeme. Çapkınlıkta, on erkekten sadece üçü başarılı olurken, on kadından sekizi mutlaka istediğini elde eder. Buna göre çapkınlık eğer bir hastalıksa, kadınların %80' bu hastalıkla mücadele ediyor demektir. Erkekleri bu katogoriye koyduğumuzda sadece %30' larda kalıyor. Aradaki fark, kadınlar sabırla, acele etmeden yapıyor. Bu yüzden yakalanma ihtimali % 2 dir. Erkeklerse sokakta yürürken, yanında çalışana, bir toplantıda kısacası her yerde çapkınlık yapmaya çalışıyor. Ya karısı yakalıyor ya da dayak yiyip eline yüzüne bulaştırıyor. Kabul ediyorum, kadınlar bizim anamız, bacımız, kadınlarımızdır. Fakat erkekler de kadınların sevdikleri, hayat dayanakları, eşleri, kocaları değilmidir.
Biz erkekler biraz da kadınlardan korkuyoruz gibi. Her gün okuruz bir yerlerde, karısını dövdü, komaya soktu, vurdu, öldürdü gibi haberleri. Bunlar uç noktalar. Yani adam et kesmeyi sevse kasap olurdu. Bunu bu noktaya ne getirdi araştırmak gerek. Hemen tepkinizi duyar gibi oldum. '' İşine gelmiyorsa boşa hemşerim.'' O kadar kolay değil bu işte. Alın size bir örnek:

A.T ile R.T 1992 yılında tanışırlar. A.T öksüz, gariban ve ablasıyla eniştesinin yanında büyüyen bir genç. Sanayide biryerlerde çalışıyor. Haftalığını ablasına veriyor. Askerliği bitmiş bir delikanlı.
R.T ise o da sorunlu bir aile çocuğu olduğu için ablası ve eniştesinin yanında kalıyor sık sık. Enişte bundan rahatsız. Ablasıyla evlenmiştir fakat kardeşine bakmak zorunda değildir. Bunun farkına varan R.T evi terk eder. Anne ve babasının evine gitmek yerine sokaklarda gezmeye başlar. Parkta A.T' yi görüp gözüne kestirir. Bunu fark eden A.T genç delikanlılık duyguları kabarır ve tanışırlar. Sohbet esnasında R.T ilçede oturduklarını gitmesi gerektiğini söyler. Ama ardından eyvah son otobüs gitmiş ne yapacağım ben diye hayıflanmaya başlar. A.T şaşkındır. Parası olsa kızı taksi tutup götürecek. İyi bir aşkın başlangıcı olabilir. Ama parası yok. Kıza sorar burada akraban yok mu onlarda kalsan, yarın gitsen. Kız cevap verir ablam var ama eniştem bana asıldı gitmem o eve.
A.T şaşkın, evi yok ki ablasına götürmekte olmaz. Cebindeki son parayla kızı bir pastahaneye götürür. Kız yavaş, yavaş aşk-ı ilan etmeye başlamıştır. Oğlan şaşkın. Güzel bir kız hayatında ilk defa ona bu denli yaklaşmaktadır. A.T iyice gözünü karartır, kızı alarak ablasına götürür. Abla ve eniştesine kızı kaçırdığını söyler. Aile şaşkındır. Enişte pek razı değildir. Fakat kayınbiladeri bir emanettir ona iyilik etmek ister. Ertesi gün hazırlık yapılır istemeye gidilir. Kızın ailesi kızı da, onları da kabul etmez kovarlar. A.T nin ailesi şaşkın kızı da alarak dönerler. Yaş sorunu olmadığından enişte nikahlarını kıydırır. Onlara imkanları olduğu kadar bir ev tutarlar. Evliliğin 15' inci günü kız kayıptır. A.T şaşkın kimseye haber veremez. Ertesi gün işe gitmeyip evde bekler. Öğleden sonra kız döner. Nerede olduğunu sorar, ablam salmadı diye cevap alır. Birkaç gün sonra erken eve dönen A.T teyze oğluyla karşılaşır. Şaşkındır çünkü teyzeoğlu düğününe bile gelmemiştir. Ama yine hoş karşılar. Günler ayları kovalar ve bir kızları dünyaya gelir. Çocuk doğduktan sonra kadın artık kendinden daha emin rahat dolaşmaya başlar. Evliliğin ikinci yılı A.T karısını akrabası olan teyzeoğluyla yakalar. Kavga ederler. Adam kadını suçlayıp gider. Başbaşa kalan A.T ile R.T Tartışmayı sürdürürler. Fakat kadın önünde diz çöküp yalvarır, bir cahillik ettim affet diye. A.T düşünmektedir. Bir çocuk var, evliliklerini onaylamak istemeyen eniştesine ne diyecek. Bir daha olmayacak sözünü alan adam başka bir şehire yerleşir. Kimseye danışmadan, vedalaşmadan. Birkaç ay sonra kadın sık sık evden kaçmalara başlar. Adam döver, o kaçar ama yine bildiğini okur. Sonunda adam karakola giderek, karısının birileriyle buluştuğunu ve hatta şu anda bir barda o adamla beraber olduğunu yardım etmelerini söyler. Polisten aldığı cevap kadının yaşı uygun istediğini yapabilir. Biz karışamayız. Mahkemeye ver istemiyorsan boşan. ( Burada polisin yapabileceği bir şey yok. Zina %80' i müslüman olan bu ülkede kaldırıldı.) Adam çaresiz işini kendi halletmeye kalkar kadının yanındaki daha dişli biri çıkar. Karısını kullandığı gibi, adamı da bir güzel döver. A.T mahkemeye gider boşanma davası açar fakat kadın akşam eve gelir. Sokmak istemez adam kovar. Yarım saat sonra polis kapıyı çalar ve adamı karakola götürür. Orada kadını dışarıda bırakma hakkı olmadığını, evin ona da ait olduğunu ve kabullenemiyorsan evi kendisinin terk etmesini söylerler. ( Bu da yasada var) Adam boyun eğer, kış günü nerede kalacak, evin yolunu tutarlar. Tabi bu biraz da garibanlıktan kaynaklanıyor. Kadın artık yasaları da arkasına almıştır. İstediği gibi davranmaktadır. Akşam kocası eve gelince çocuğu ona bırakıp gitmektedir. Günler sonra bir gece kapı çalınır kapıda polis: A.T sen misin? Gel bakalım karakola gidiyoruz diyerek götürürler. Karakolda amir sorar; bu kadını kaç para karşıkığı sattın. Adam şaşkın. Ne satması memur bey öyle birşey yok. Adam burada der komiser. Ve karşısına gelen adam barda yakaladığı adamdır. Evet der bu adam benden 50 tl. aldı. Kadını bana bir geceliğine sattı. Biz de eylenirken fazla kaçırmışız sarhoş olduk. Eve dönerken bu kaza meydana geldi der. Neye uğradığını anlayamayan A.T nezarete atılır. Ertesi gün savcılığa çıkarılan adamın sabıka kaydı temiz çıkınca savcı mahkemenin devamına tutksuz yargılanmasına kara verip salıverir. Evine dönen adam karısı ve yanındaki adamı evde baş başa eylenirken görür. Daha fazla yazmayacağım. Amacım kimseyi tahrik etmek değil. Şu anda bu insanlar hala yaşamlarına devam ediyorlar. Yani erkeğin çapkını utanır vazgeçer. Kadınsa asla birileri ölmeden vaz geçmezler. Yanılabilirim. Eleştirilere açığım saygılar...

 
Toplam blog
: 19
: 672
Kayıt tarihi
: 13.02.09
 
 

BEN NE DUVARLAR GÖRDÜM, HEP YIKILDILAR.    ..