Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '16

 
Kategori
Sağlık
 

Kadınlar bilim yapmaktan korkmasın!

Kadınlar bilim yapmaktan korkmasın!
 

Günümüzde tanımlanan 5 bine yakın tek gen mutasyonundan ortaya çıkan hastalık var, Talasemiler, Kistik Fibroz, Akdeniz Ateşi, Akdeniz Anemisi gibi. Haberlerde sürekli vurgulanan genetik mucizesi hakkında Prof. Dr. Eda Tahir Turanlı, “Daha fazla araştırma daha fazla çalışmamız lazım belki o zaman mucizeler yaratabiliriz” diyor.
 
Öğrenmenin zevkini ve disiplinli çalışmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Eda Tahir Turanlı, kadınların bilim konusunda çalışmaktan yılmamaları gerektiğini söylüyor.
 
Genetik en sade şekliyle nedir?
Canlılarda kalıtımı ve DNA çeşitliliğini araştıran bilimdir. Amacı dış yapıda (fenotip) görülen özelliklerin kuşaklar boyunca nasıl kalıtıldığını; bu özelliklerin hangi genler tarafından kodlandığı, nasıl kontrol edildiğini ve genetik materyal üzerinde ki çeşitliliğin fenotipe nasıl yansıdığını araştırır. 
 
Ülkemizde genetik çalışmalar ne durumda?
Ülkemizde bildiğim kadarıyla 80 civarında üniversitede Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü var. Temel eğitim veren bu üniversitelerin çoğunda yüksek lisans ve doktora programları sayesinde de genetiğin farklı dallarında araştırmalar yapılıyor. Bu konular arasında tıbbi genetik, bitki ve hayvan genetiği araştırmaları daha yoğunlukla çalışılıyor ve uluslararası iyi derecede etki faktörü olan dergilerde yayınlanabiliyor. Tabi bu araştırmaların daha üst seviyeye çıkabilmesi için kaynakların yani bütçelerin artırılması gerektiği gibi daha fazla sayıda sadece belli konulara odaklanmış araştırmaya yönelik merkezlere de ihtiyacımız var.  
 
Haberlerde gördüğümüz ve sürekli genetiğin mucizeler yaptığı vurgulanıyor. Genetik mucizeler yapıyor mu?
Mucizeler yerine yapması gerekeni yapıyor, yapmaya çalışıyor, demek belki daha doğru. Günümüzde tanımlanan 5 bine yakın tek gen mutasyonundan ortaya çıkan hastalık var, Talasemiler, Kistik Fibroz, Akdeniz Ateşi, Akdeniz Anemisi gibi. Daha moleküler düzeyde tanımlanmamış hastalık olduğu gibi bu hastalıklara neden olan veya hastalığın gelişmesine yatkınlık yaratan genler ve varyasyonlarını bulmakta bizim işimiz. Genler tanımlanınca ve moleküler mekanizma anlaşıldığında erken teşhis ve tedavi etme seçenekleri de doğuyor. Doğrusu aslında tam bu alanda sadece ülkemizde değil, tüm dünyada, eksikliğimiz var. Daha fazla araştırma daha fazla çalışmamız lazım belki o zaman mucizeler yaratabiliriz.
 
Bilim kadını olmak günümüzde sanki çok sıkıcı gibi algılanıyor. Sizce bilim sıkıcı mı? 
Tam tersi, hatta bu dünyada  sıkıcı olmayan tek şey bilim ve bilimle uğraşmak olabilir! Bilimsel araştırma, hangi konuda olursa olsun, sürekli gelişen, evrimleşen, yeniliğe açık bir kapı. 1990 yılında Nottingham Üniversitesi’nde temelini öğrendiğim genetik ile bugün öğrettiğimiz genetik mekanizmalar arasında çok fark var. Tabi sonuçta genetik bilimi göreceli olarak yeni bir alan, özellikle moleküler mekanizmaların çözülmeye başlaması 20 yüzyıl sonlarına geldiği düşünüldüğünde; sıkıcılıktan çok uzak olması da beklenen bir durum. Bu yüzden de her yıl ders notlarımı yeniliyorum, taze bilgiler yeni soru işaretleri katıyorum. 
 
Kadınlar bilim yapmayı neden seçmeli?
Burada cinsiyete bağlı bir ayırım yaparsam herhalde haksızlık etmiş olurum en azından Gregor Mendel’e. Ancak, detaylı düşünebilme ve detaylar ile uğraşabilme işini genelde iyi yapıyoruz. Tabi detayların arasında sıkışıp büyük resimden de uzaklaşmamamız lazım. Bunun yanında sabırlıyız, yılmıyoruz ve pes etmeyiz. Bilim yolunda bu özellikler bize yardımcı oluyor.  Bunların yanında bilim bir hayat tarzı yani sabah 9, akşam 17 saatleri şeklinde yapılacak bir iş değil. Beyninizin bir kısmı sürekli meşgul, sürekli okumanız ve kendinizi geliştirmeniz lazım. Ne güzel ki, biz kadınlar yine bin tane işi aynı anda yapabiliyoruz, biraz daha fazla zaman alıyor o kadar. 
 
Prof. Dr. Eda Tahir Turanlı kimdir? 
Lisans eğitimi için İngiltere’ye giden Eda Turanlı, Nottingham Üniversitesi’nde Genetik eğitimi aldıktan sonra Imperial College’da İnsan Moleküler Genetiği yüksek lisansını tamamladı. Türkiye’ye döndükten sonra Marmara Üniversitesi’nden Tıbbi Biyoloji ve Genetik doktorasını tamamlayıp tekrar İngiltere’de King’s College’de doktora sonrası araştırmacı olarak çalıştı. Doktorası sırasında ve sonrasında TÜBİTAK, Gen Mühendisliği Biyoteknoloji Araştırma Merkezinde çalıştıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak ve 2005 yılından itibaren  İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaya başladı. Başta Multipl Skleroz ve diğer kompleks hastalıklar olmak üzere Enflamatuar ve Nöroenflamatuar hastalıkların genetiği  ve epigenetiği ile ilgili birçok farklı alanda araştırmalar yürütüyor. Evli ve üç çocuk annesi. 
 
 
Toplam blog
: 188
: 108
Kayıt tarihi
: 16.10.15
 
 

Gazeteci, Biyolog, Konuşmacı ve Sosyal Medya Danışmanı, Kokuyla Keşfet ve  Sağlık Haberlerine Far..