Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Kadınname...

Kadınname...
 

Erkekler üstüne düşünmek ve yazmak, kadınlar üstüne düşünmek ve yazmaktan çok daha kolaydır. Her kadın birbirinden farklı bir evrendir ancak her evreni oluşturan moleküller benzerdir.

Bütün kadınlar önce şefkatli ve cazibeli, sonra da sevimli ve güzel bir şeytandır. Kadın zekasını çoğu zaman şeytanlığa çalıştırır. Bu şeytanlık, dünyadaki sistemi ve güç yönetiminin sahibi olan erkeği gizlice yönlendirmek, hayatın zorlu koşulları içinde hem hayatımızı güzelleştirmek, hem de isteklerini gerçekleştirmek için taktiklerdir.

Tabii kadınlar bu zekice işleri yapmaya çoğu zaman erkekler dünyası nedeniyle mecbur kalırlar. Bu minik şeytanlıklar kadının ruhunda da vardır. Ve ikisi garip bir şekilde hem su gibi çok yumuşak hem de elmas gibi çok sert bir şekilde onda kaynaşmıştır.

Kadınlar iyi yalan söylerler, bunun için her tür donanıma sahiptirler. Yalan söylerken de neredeyse doğruyu söylediklerine inanırlar. Ancak birçok kadın mecbur kalmadıkça bu yola başvurmaz.

Erkek için yalan bir araçtır; kadın için ise bir süs.

Kadın gücünü, ancak onu kendi istekleri için kullandığı oranda hisseder. Havva anamızın Adem babamızın aklını çelip, beraberce – elmayı değil- “ayvayı yediklerini”, böylece birlikte cennetten kovulduklarını unutmamak gerekir.

Kadınlar hayattaki en etkili güçtür. Ve yine Tanrı’nın bir şakası olarak, kadınlar her zaman kendilerinin açmadıkları yaralara acırlar. Bu nedenle bazı acımasız erkeklerce, “kadınların çoğu ancak, artık ruhlarını şeytana satamadıkları zaman kendilerini Tanrıya adarlar” sözüne maruz kalmışlardır.

Bir kadın her şeyi söyleyebilir, ne hata yapmaktan ne de yanlış anlaşılmaktan sakınır. Çünkü bütün kadınlar, namusları ve çocukları dışında hiçbir şeyden sorumlu olmadıklarını, erkeklerden daha iyi anlamışlardır. Gülümserken dünyanın en güzel varlığı, kızınca da Herkül’ü bile korkutacak öfke krizlerine kapılabilirler.

Mutlu anında en sapa gelmez lafları, morali bozukken de en harika sözleri söyleyebilir. Kadınların “dişilik” adında, zaman ne kadar geçerse geçsin, teknolojisi hiç bir zaman eskimeyen ancak taktik modelleri değişebilen, güçlü bir silah vardır. Bazı kadınlar elindeki bu değerli silahın farkında olmadan, bazı kadınlarsa kıymetini bilerek, istediği zaman son derece acımasızca kullanabilirler.

Kadınların esas gücü söyledikleri sözlerden değil, onları kaç kez tekrarladıklarından kaynaklanır. Ve erkekler... Erkeler için bir yanda elde ettiği kadınlar vardır. Öte yandaysa elde edebileceği ama elde etmediği kadınlar. İşte bunları “ayrık otu” olarak görür erkek. Oysa kadın açısından kendinin yalnızca bir kısmını paylaşma izni verilir.

Her kadın Ay gibi bir yüzünü sizden saklar. Çünkü zaaflarını, zayıflığını, hayallerini, isteklerini tamamen erkekler görsün istemezler ve çoğunu erkeklerle paylaşmazlar. Ve bazı kadınlar o kadar kibirlidirler ki, seviliyormuş gibi görünmek uğruna, gerçekten sevilmekten bal gibi vazgeçebilirler.

Söz konusu aşk olunca, aşkın tanımıdırlar. Bir tutku alevini tutuşturabilmek için kadınların yapamayacakları çılgınlık yoktur, ama ortalık yangın yerine döner dönmez de derhal kaçarlar.

Ve bazen kadınlar, tenini yüreğinden önce açabilir.

Bir erkek otuz kişiyi bir anda boynuzlayacağını, çünkü karısıyla yatmaya gittiğini bilir. Ve hiçbir erkek bir kadına dost tavsiyesinde bulunmanın yöntemini keşfedememiştir, kendi karısına bile. Ne dersek diyelim, kadınlar olağanüstüdürler. En ufak kozlarını bile kullanmasını bilirler: Kimi sallanarak yürüyüş biçimini, bir diğeri yakası açık göğüs dekolteli elbisesini, bir üçüncüsü ise kısa eteği içinde bacaklarını... Tüm bunları da erkeği etkilemek için değil, önce kendilerini iyi hissetmek ve hemcinslerinden güzel olmak için yaparlar. Ancak bir kadın hem utangaç hem de pervasızdır. Bir kadın bazen utanma duygusunu gömleğinin ilk düğmelerini çözmeye kara verdiğinde geride bırakır. Hele bir erkek onu baştan çıkarmayı başarsın, utanmanın en ufak bir izi bile kalmaz.

Yine ne gariptir ki, bazen içten ve güzel bir söz, onların yanaklarını kızartabilir. Hedefi yüreğinde taşıyan kadın, bazen hedeften böyle vurulur. Bir kadın, kendi yanında bir başka kadına iltifat edilmesinden hoşlanmaz. Bu durumda bütün kadınlar, o iltifatın tadını kaçıracak bir iki söz etme hakkını saklı tutarlar.

Her kadın güzelliği ve gücü kadar, zaaf ve zayıflıklarını da tanır.

Ve her kadının içinde yabana atılmayacak bir başka süper kadın vardır...

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..