Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '08

 
Kategori
Güncel
 

Kafam çok karışık

Kafam çok karışık
 

Resim arşivimden


Televizyondaki kadın; “Geçen seçimlerde oy verdiğim parti para yardımı yapacağını söyledi. Ama aradan uzun bir zaman geçti yardım etmedi. Şimdi duyuyorum ki bazı insanlara bu yardımı yapmış. Artık o partiye vermeyeceğim. Şimdi bu partiye vereceğim. Bana kim yardım ederse ona oy veririm.”

Şaşkınlıkla izliyorum.

Bir diğeri; “İşsizim, çocuklarım var. Bana iş vereceklerini söylediler. Vermediler. Onun için o partiye değil şimdi bu partiye oy vereceğim.”

Bir başkası; “Herkese kömür, gıda, para yardımı yaptılar. Bana da yapacaklarını söylediler. Onun için onlara oy verdim. Artık onlara değil, bu partiye vereceğim.”

Bir diğeri: “Beni konser var diye götürdüler. Sonra yakama bir rozet taktılar. Kendi isteğimle gitmedim.”

Bir başkası o gün yaşananları şöyle anlattı: “O partiden değilim, o partiye oy vermem. O gün akrabalarımız oradaydı, onlarla vakit geçirmek istedim. Sonra arkadaşlarım gidince tek kaldım. Bir anda yakama bir şey takıldığını fark ettim. Ne olduğunu anlamadım bile. Ben o partiyi bilmem. Hatır gönül için oradaydım.”

O partiye katılan kadınlardan birisi de; “Şimdiye kadar bir partiye üye olmadığını belirterek, “Bizzat parti başkanının rozet takması çok hoşuma gitti. Arkadaşlarımla birlikte bu partiye katılma kararı aldık” dedi.

Ev kadınlarının partide aktif görev almayı istediklerini belirten bir İl Başkanı; “O parti vatandaşa vaat ettiklerinin hiçbirini vermedi. Bu nedenle o partiden kaçış başladı. Bu partide de kıyafetle, inançla ya da gelenekleriyle ilgili aykırı bir durum olmadığını gördüler. Kadınlar, başörtülü oldukları için önceleri bu partiye gelmeye çekindiklerini söylediler. Sultangazi’deki katılım, Atatürk’ün partisine olan ilgiyi artırdı” diye konuşmuş.

Ülkenin başbakanı; “Bu Parti neden bu kadar oy alıyormuş, neymiş kömür dağıtıyormuş, un dağıtıyormuş, yoksulu, yoksulluğu istismar ediyormuş, her kişiye bir tane Cumhuriyet altını veriyormuş, varoşları istismar ediyormuş', söyledikleri bu...” diyor.

O partinin başkanı da; “Söz konusu kadınların bu partiye katılmalarının bir mizansen olmadığını vurgulayan parti başkanı bu insanların bir ezberi, bir oyunu bozduğunu söyledi.

Şimdi tüm bu haberlerden sonra kafam karıştı.

Söz konusu olan kadınlar kimler?

Çarşaflı türbanlı kadınlar.

Önce aklıma “açılım” sözcüğü kullanıldığı için; “Acaba, yıllardır oy verdiğim ama kendisine partiyi emanet eden Mustafa Kemal Atatürk’ün ona emanet ettiği ve korunmasını istediği değerleri mi anımsadılar. Onun için mi açılım yapıyorlar?” düşüncesi geldi.

Fakat televizyonlardan canlı olarak izledikçe gazetelerden okudukça altının bomboş olduğunu fark ettim. Aklım karıştı.

Yıllardır kadının arkasına sığınılarak yapılan politikaların günü kurtarmak için yapıldığını görmek ise insanlık adına ne denli utanç verici olduğunu düşündüm.

Yakaya takılan bir rozet neyin ifadesidir? Neyin açılımıdır?

Ben anlamadım.

Benim babaannem başını örterdi. Hatta bürgüsü düşmesin diye altına yemeni de bağlardı. 89 yaşında öldü. Ben 1. Dünya Savaşını ve Kurtuluş Savaşını ondan dinledim. Kocası 7 yıl benim göremediğim dedem Hindistan’da İngilizlerin esiri olarak kalmıştı. Kurtuluş Savaşından sonra esir değişimi sırasında gelmiş yurduna. 4 çocukla İngilizler, Ruslar Karadeniz kıyılarını topla döverken nasıl saklandıklarını, dağlara kaçtıklarını anlatırdı. Yakasında rozeti hiç olmadı ama oyunu hep kadınların bir başka değişle örtülü kadınların yakalarına rozet takan başkanın bulunduğu partiye verdi. Bize de yaşadığımız sürece öyle olmamız gerektiğini yaşadıklarını anlatarak söyledi.

Çocukluğu işgal altındaki İstanbul’da geçen daha 11 yaşındayken Halide Edip’in Sultanahmet mitingine dedem tarafından götürülen, bomba patladığı zaman babasını kaybeden ama sonra onun kuvvetli kollarını omzunda duyumsayan annem de hep aynı partiye oy verdi. İşgal altındaki İstanbul’u ve Kurtuluş Savaşı destanını ve Mustafa Kemal’in bize emanetlerini annemden dinledim.

Benim biraz kafam karışık. Yanıt arıyorum beynimdeki sorulara, bulamıyorum.

Yapmayın efendiler, kadının üzerinden politika yapmayın…

Aklıma Ömer Hayyam’ın dörtlükleri takılıyor;

Medreseden hayır yok, dinle beni;

Vakıf lokması karartır içini.

Git, bir yıkık yerde yoksulca yaşa:

Orası bir padişah eder seni.

İki günde bir somun geçiyorsa eline

Soğuk suyu da olursa testide

Niçin kendinden kötüsüne kul olur insan

Ne diye girer kendi gibisinin hizmetine?

Feleğin çarkı döner, ne tuz bilir ne ekmek

Balık gibi çıplak gider bizi felek

Kadınların çıplakları giydiren çıkrığı

Feleğin çarkından daha yararlı demek.


Acaba diyorum bu parti başkanları feleğin çarkının dönmesi için mi kadınların çıkrığından giyinmek isterler?

Dostlar, gerçekten kafam karışık…

Anlamaya çalışıyorum.

Kendimle tartışıp duruyorum. Doğru nedir, gerçek var mı?

 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..