Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

12 Ağustos '08

 
Kategori
Güncel
 

Kafkaslar'da enerji savaşı.

Kafkaslar'da enerji savaşı.
 

Stratejik konumu, enerji kaynakları, bağımsızlık talepleri bugün Kafkasları yine sonu gelmeyecekbir savaşın ve dinmeyecek kan ve gözyaşlarının içine itmiştir.

Gürcistan, kendi sınırları içersinde olduğunu iddia ettiği ve bağımsızlığını tanımadığı Güney Osetya’yı işgal ederek ilk kıvılcımı başlatmış, bu işgali tanımadığını ilan eden Rusya’nın müdahalesi ile de iki ülke resmen bir savaş ortamına sürüklenmiştir.

1917 Çarlık döneminde Osetya bir bütün , Abhazya ise bağımsız bir devletdi . 1917Bolşevik devrimi sonrası Stalin Sovyetler Birliğini oluştururken; Osetya’yıgüney ve kuzey olarak ayırmış, Abhazya’nın bağımsızlığını ise kaldırarak, GüneyOsetya ile birlikte birlik içersinde yer alan Gürcistan’a bağlanmıştı.

Sovyetlerin dağılımından sonra Gürcistan bağımsızlığını ilan etmiş, kendisi gibi bağımsızlık ilan eden Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlıklarını bu güne kadar tanımadığını ve bu bölgelerin kendi sınırları içersinde olduğunu savunmuştur.

Birliğin dağılması sonucu oluşan devletler, özellikle de Kafkaslardaki devletler, bulundukları konum ve sahip oldukları yer altı ve yer üstü kaynakları nedeniyle emperyalist güçlerin ilgi alanı olmuşlardır. Kafkasların enerji ve petrol kaynakları başta ABD ve Avrupa’nın iştahını kabartmış, eski ağabey Rusya ise bu gelişmelere sessiz kalamayacağını, bu ülkelerdeki enerji kaynaklı pastalardan kendisinin de pay alması gerektiğini, Rusya’nın dışlanarak yapılacak oluşumlara ise en azından sıcak bakmayacağını, açıkça dillendirmiştir.

İşte bu“enerji paylaşımı savaşında” ABD Gürcistan’da tezgahladığı “Turuncu Devrimle”bir adım öne geçmiş, devrim sonrası başa geçirilen Mihail Saakaşvili ile de kontrol sağlanmıştır.

Diğer taraftan, Kafkaslarda bulunan enerji kaynaklarının ve enerji sevk koridorlarının birerbirer Avrupalıların ve ABD kontrolüne geçmesi Rusya’yı daha da tedirgin etmiş, Rusya “pusuya yatmış bir ayı gibi”avını beklemeye başlamıştır.

Pusuda bekleyen Rusya’ya bu fırsatı da bizzat Gürcistan kendi elleriyle sunmuştur.

1992 den bu yana Güney Osetya’nın bağımsızlığını tanımayan ve her fırsatta kendi ülkesınırları içersinde olduğunu savunan Gürcistan Batılı ve ABD de desteğiyle Güney Osetya’nın bağımsızlığının Rusya tarafından da desteklenmesini bahane ederek Güney Osetya’yı işgale karar verir ve böylece Kafkaslar ateş fıçısına döner.

Diğer taraftan bu oldu bittiye seyirci kalamayacağını gören ve zaten pusuda bekleyen Rusya’da bu olaya müdahale eder ve günlerce Osetya bombalanır, sonrasında daRus tankları Osetya’yı işgal eder.

Birtaraftan Güney Osetya’yı işgal eden Rusya; diğer taraftan da Abhazya’yıdestekleyerek Gürcistan’a karşı bayrak açtırır.

Sonuç olarak; Gürcistan’ın Güney Osetya’yı işgale kalkması, bu işgale Rusya’nın çok sertmüdahalesi, Abhazya’nın da “İsyan bayrağını çekmesi”, Kafkasları kan gölüne çevirmiş, bu savaşın bedelini ise yine hiçbir suçu günahı olmayan sivil halk ödemiştir.

Şu ana kadar yaklaşık beş bine yakın sivil halk hayatını kaybetmiş, binlercesi ise savaş bölgelerinden kaçarak canını kurtarma derdine düşmüştür.

Turuncu devrimlerle, NATO ile Gürcistan’ı ve enerji yollarını kontrollerinde tutmaya çalışan emperyalist güçler ise “şimdilik” bu katliamı seyretmekle kalmışlardır.

Emperyalist güçlerin dolduruşuyla Güney Osetya’yı işgale kalkışan Gürcistan Rusya’nın sert müdahalesi karşısında köşeye sıkışmış, AB ve ABD den umduğu desteği göremeyince de “tektaraflı ateş kes” ilan etmiş, ancak Rusya , “Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlıklarının tanınmadığı sürece” ateş kes ilan etmeyeceğini ve savaşın devam edeceğini açıkça dünyaya ilan etmiştir.

Kafkaslardaki yangına Türkiye açısından bakıldığında ise; Türkiye’nin bu sorunun dışında kalamayacağı, sorunun tarihi, kültürel ve ekonomik boyutları nedeniyle doğru bir strateji izlemesi gerektiği görülmektedir.

Türkiye’nin bir taraftan Rusya ile diğer taraftan da Gürcistan ile ortak çıkarları bulunmakta, Kafkaslardan Avrupa’ya uzanan enerji koridorları nedeniyle de iki ülke arasında “arabuluculuk” görevi üstlenmesi gerekmektedir.

Türkiye atacağı adımlarla hem bu kirli savaşı durdurmada hem de ülke çıkarları nıkorumada ciddi adımlar atmış olacaktır.

Sonsuzluk (Osman Özeker)

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..