Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Portakal Çiçeği ve FISILTI

http://blog.milliyet.com.tr/elvince

22 Haziran '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Kahkaha kadın, ensemde ses ve gözler

Kahkaha kadın, ensemde ses ve gözler
 

Telaşı seviyorum, hep pür telaşım. Etrafıma bulaştırdığım bile oluyor. Keşke pür neşe olsam, gamzeler, göz süzmeler, en çokta yalan sohbetler.. ‘’Kahkaha kadın’’, beceremem ki falso veririm bir yerde.

Şöyle almalısın bir yerinden Oscar Wilde' nin şiirinin... kim

kimi pek az sever, kimi derinden,
biri müşteridir, digeri satıcı;
kimi vardir, gözyaslariyla bitirir işi,
kiminden ne bir ah, ne bir figan:
çünkü her insan öldürür sevdigini,
gene de ölmez insan.

Sıcak ve toz kokuyor olmalı hava, saçların kuzguni siyah, ateşe değmiş gibi dudakların; ama daha yakıcı olmalı ateşten. Asla senden iyi okumamalı kimse şiirleri, senin sesin bastırabilmeli göl üstündeki düşleri, kelebek kanatları bile ruhun kadar kadar saf değildir diye iç geçirmeli seni dinleyen…

Ki öyle midir ruhun zebanilerin gözleri kadar derin ve kara değil midir '' kahkaha kadın''?

Gülmeyi biliyorum da, yalanların tırmaladığı yürek ne kadar gülerse işte öyle ve o ölçüde, hüzne müsavi, çoşkuya uzak gülebiliyorum. Bal tasına doluşmuş sinekler gibi; yalan kahkahalar. Tek vuruşla ‘’ bingo’’ demek istiyorum.

Telaşlı akşamlarımdan birindeyim, elimi kolumu sallayarak çanta taşımadan, bir elimde cep telefonum, diğerinde anahtarlarım.

– Güzelmiş

– Özgür kız trendi.( kahkaha kadına inat…)

Terlik var ayaklarımda.- Oh! Özlemişim.

Yolumu uzatmak pahasına, akasya ağaçlarını görmek istediğim için anayoldan ayrıldım.Çok sürmedi kuşların cıvıltılarını ninni bellemiş akasya ağaçlarına ulaşmam. Dikkatsizim, nedense bu akşam daha bir dikkatsiz, bakışlarım dallarda .’’ Mor ‘’ en güzel çiçek rengi olmalı diyorum. Kırmızı ve siyah güller üstüne yazılmış bunca şiir varken ve onları okurken hep başkaları.

-Akasya kadar sade olmalı gülüşler diyorum…

Bir kız çocuğu geçiyor önümden, incecik dal gibi. Şarkı söylüyor, sesi ılık bir akşam üstünün sahip olduğu her şeyden haberli…Dudağının kenarından azıcık alıp cebime koyuyorum. Fark etti mi ?

Yanı başımda poşetinde ekmek olan, turuncu renkli gömlek giymiş, esmer bir adam belirdi. Arkam sıra geliyor iki üç adımdır. Korktuğum oldu. Bana sesleniyor.

-Abla baksana , bakamadım.. Gayretli bir daha sesleniyor.

-Abla bana erzak alsana. Sesi tokat gibi patlıyor ensemde ve refleks olarak elimi enseme götürüyorum. Adımlarım sıklaştı, adam arkamdan geliyor, ses bir daha patlıyor acıyor ensem. Koşuyor gibiyim, ses artarak daha bir batarak enseme kulaklarıma doluyor.

- Vicdan sahibi kimse yok mu bu memlekette, bana bir erzak alacak insan yok mu? Yımırta, ( turuncu gömlekli esmer adam böyle diyordu) şeker, tuz alın bana.

Yanımda para yok.

Koşar adım uzaklaşıyorum, ENSEMDE SES…

Ses beni yakalamasın diye telaş içindeyim, geveleyip kelimeleri çıkaramıyorum ağzımın içinden. Dilimi ısırdım, ağzıma kan tadı geliyor, tükürmek istiyorum, tüküremiyorum yutamıyorum da. Durdum... Adım atamıyorum öylece durdum.

Lacivert şortu ve beyaz yakasız tişörtüyle iki adım önümde duran gence bakıyorum, onu geçmemeliyim. Ama sesten korkuyorum enseme konuşlanmış sesten…Ses ensemde yeniden patlasın istemiyorum.Yürümeliyim oysa.
Bu genci geçmemeliyim; çünkü sakat o, koltuk değneklerine dayanmaya çalışarak yürümeye çalışıyor, aslında yürümeye değil ayakta durmaya çalışıyor. Onu geçmeyi ardımda bırakarak çekip gitmeyi göze alamıyorum. Sanki kadın oluşum ve ona bakarak çekip gidişim acıtacak yüreğini. Ses hızla yaklaşıyor tek çıkar yol var, delikanlıyı geçmeliyim. İki adımda geçtim…Ardımda bir çift göz bırakarak geçtim…

Ardımda ‘’ kahkaha kadının ‘’, ‘’kırmızı güller , siyah güller’’ şiirini ezbere bütün dillerde okuduğunu biliyorum ...Ben yürüyorum…

Ensemde konuşlanmış ses ve gözlerle yürüyorum…Hüzne müsavi, coşkudan uzak gülüşlerle yürüyorum. Elimi cebime sokup dokunuyorum, az önce dudağının ucundan gizlice aldığım sesine kız çocuğunun…

Ha gayret…Umuda yürüyorum…

 
Toplam blog
: 76
: 2902
Kayıt tarihi
: 06.11.06
 
 

"Yasamak sakaya gelmez,büyük bir ciddiyetle yasayacaksinbir sincap gibi mesela,yani yasamin disinda ..