Kahramanlık nasıl bir şey?

Milli duygularla insani duyguların karıştığı fırtınaya tutuldum. Her nedense diziler yüzünden mi nedir, hatırıma dedemin ninemin anlattıkları geldi. Bir de tarihe merak sardım. Her ne kadar okulda okuduğuma benzemiyordu bu tarih, sanki canlı bir kitaptı okuduğum. Teknoloji sayesinde belki okullarda E-kitaplar okutulacak dersem, o zaman öğretmenler ne yapacak? Nasıl çocuklarımızı eğitecek diye düşündüm. Çocuklar; şimdiki çocuklar ve yarının kimleri? İşte bu noktada ailelere ve eğitimcilere müfredat ötesi kimlik kazandırma ve kişilik geliştirme dersleri konsa belki geçmişimizi öğrendiğimiz de gelecekte aynı hatalara düşmez ve tarihi kopyalamayız. Tekerrür den çok yol gösterici olur diye daldım gittim tefekkürlere..Bir kahraman hatırladım ve araştırmaya yöneldim küçük çapta kendimce sonra da paylaşım işte... Kafkas Kartalı demişler Şeyh Şamil e;

Kafkasya milli kahramanı Şeyh Şamil Dağıstanlıdır.1797 de Dağıstan da doğmuştur .İmam olan Şamilin boyu 2 metreye yakın idi .Geniş omuzlu, pehlivan vücutlu, sağlam karakterli ve her türlü harp sanatına vakıf, cesur ve çevik bir zattı.

Emrindeki az sayıda askerle Rus ordusuna karşı koymuş ve 35 yıl vatanını savunmuştur. Kafkasya nın özgürlüğü için çarpışmış, ömrü Ruslarla mücadele içinde geçmiştir.Sonunda ihanete uğramış ve hile ile Ruslara esir düşmüş.On sene Ruslara esir olarak yaşamış.Aslında Rusların esirini bu kadar zaman esir olarak da olsa tutması Allahın bir lütfu dur.

Şamil Ruslardan Hacca gitmek için izin ister.İzin verilir.Bunun nedeni, annesinin vaktiyle Rus köylerini dolaşarak halkı irşat etmesi ve çoğu Rus köylülerinin Müslüman olması ancak her yerde olduğu gibi hileci şeytanın neferlerinin faaliyet göstermesi ile türlü iftiralarla halkın da gözü yıldırılıp hatta Şeyh Şamilin annesinin bir casus olduğu daha da ileri giderek , kurtarmak için uğrunda çaba sarf ettiği halkının içindeli zındıkların Şeyh Şamilin annesini kırbaç cezasıyla infazını Şamilin bu cezayı yüklenerek annesini kurtardığını dinlerdim .

Şeyh Şamil Hacca gitmeden önce İstanbul a gelir .Buradan Medine –i Münevvere ye gider.Orada nedense yerleşir .Kaderi onu mukaddes topraklara çekmiş ve orada da barındırıp iade etmemiştir Ruslara …17 şubat 1871…Atatürk ten 10 yıl önce…bunu niye çağrıştırdım.Eskiden 100 yılda bir müceddid gönderilir denirdi, tasavvufçular bilir .Demek ki daha sıklaşmış süre ..Hele öyle bir vakte eriştik ki artık herkes kahraman ve yol gösterici.Gerçek olan şu ki , tüm askerlerimiz hepsi birer kahraman.Yeter ki insani değerlerimize sahip çıkalım.Bir savaş ya da işgal olsa da insanlara yapılan işkenceleri görmesek , vahşet ve öfkelerin, şiddetin, şeytani vesveselerin yerleşmediği bir dünyada yaşasak…