Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '12

 
Kategori
Futbol
 

Kalemşörler

İçinde futbol görüntüsü olmayan futbol programlarından artık gına geldi. Sadece süper ligde haftada 9 maç oynanıyor ve en az 9 spor programında 9 dakika futbol görüntüsü olmadan 99 kişi 9 saat konuşabiliyorlar. Hem de futbol dışı herşeyi konuşuyorlar. Bir moderatör ki çoğu futbol maçlarını sadece TV'den izliyor. Bir eski hakem kimi doktor kimi kabzımal. 2-3 tane maçları TV'den izleyip staddan izlemiş gibi yorum yapabilen ve zamanında oynadıkları takımların içini dışını, yönetimini, teknik kadrosunu velhasılı herşeyini en gizli sırrına kadar bildiğini sanan futbolcu eskisi. Hiçbirinin diğerine saygısı olmayan, biri konuşurken diğeri yan taraftan pazarda rekabet yapan pazarcılar gibi bağırmaya başlayan  insanlar. Ve bunları bırakın uyarmayı belkide izleme zahmetine bile katlanmayan bir RTÜK.

İşte Türk futbolunun hatta sporunun içinde bulunduğu durum bu işte. Biz neden olimpiyatlarda 1 altın madalya alınca deliler gibi seviniyoruz diye düşünmeye gerek yok. Biz neden 3 büyük turnuvadan birine katıldığımız zaman ki ona da play-off oynayarak gidebiliyoruz kendimizi dev aynasında görüyoruz diye sormaya ne hacet. Herhangi bir şampiyonaya katılacak basketçilerimizi 12 dev adam volaybolcularımızı filenin sultanları yapıyoruz hemen. Sonuçta elimizde ne var diye bakınca Cumhuriyetin ilk 50 yılını boşverelim 40 yılda olimpiyatlarda bir Bulgarların elinden tonlarca para karşılığı aldığımız Naim biraz Halil Mutlu. Futbolda bir Avrupa bir de Dünya kupasında yarı final oynamak. Basketde bir Dünya ikinciliği. Kulüpler bazında bir UEFA bir Süper Kupa. Onlarda da zaten takımın yarısı yabancı. Üstelik devamı olmayan tesadüfi başarılardan oluşmuş bir spor geçmişi. 

Bir futbol programında Aziz başkanın askerlikten yırtmak için yaptığı katakulli saatlerce konuşuluyor ve nereden geldiği belli olmayan bir fanatik araştırmacı gazetecinin bunu elimde belge var diyerek kabadayı ağzıyla anlatması. Üstelik bu kadarla kalmayarak bu belgenin aslında Uğur Dündar'ın da eline geçtiği ancak kulanamadığını bile ima ediyor. Uğur Dündar ki bu ülkede araştırmacı gazeteciliğin 80'li yıllarda nasıl yapılacağını herkese göstermiş birine böyle bir ithamda bulunması bu adamın ne kadar fanatik  olduğunun ispatıdır. Evet Aziz Yıldırım'ın eğer  askerlikten yırtmak için yaptıkları doğru ise yani sahte çürük raporu aldıysa bu ayıp ona zaten ömür boyu yeter. Ama bu ülkede sadece Aziz Yıldırım mı bu işi yapmıştır. Ne siyasiler ne bürokratlar ne işadamları vardır bu yola başvuran. Evet bu araştırmacı gazeteci arkadaşın gösterdiği hassasiyet hepimizi gözyaşına boğdu. Çünkü bu ülkede askerlik kutsaldır ve askerlik yapmayana kız vermezler denir. Ama askerlerimizi şehit edenlerle bu arkadaşın istihbarat aldığı meclisdeki vekillerin kucaklaştığı bir ortamda bu kadar hassasiyet olsa olsa fanatizmdir.

 
Toplam blog
: 227
: 240
Kayıt tarihi
: 01.02.09
 
 

1972 Antalya doğumluyum. Elektronik Teknikeri olarak bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Evli v..