Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '07

 
Kategori
Eğitim
 

Kalk borusu

EĞİTİMLE İLGİLİ ROMANLAR (12)

KALK BORUSU

(Bir Köyün Uyanışı)

Yazarı: Necme Necefi

Yazar Hakkında Bilgi:

Necme Necefi, ailesinin sekizinci çocuğu olarak Tahran’da doğmuştur. Babası, son Kacar hükümdarının muallim ve müşaviri olur. Necme Necefi Amerika’da, tahsilde iken, Helen Hinckley’nin iştirakiyle “İran Benim Kalbimdir.” adlı eserini yazar. Kitap basıldıktan sonra, 1954’te İran’a döner. “Kalk Borusu” adlı eserinde Necme Necefi, İran Köy Hizmetleri’ndeki çalışmalarını anlatmaktadır. Kalk Borusu adlı eser 1968 yılında İstanbul’da yayınlanmıştır. Kalk Borusu, Türkiye’de öğretmenler ve Türk köylerinin geleceğini düşünenler arasında ün yapmış bir eserdir.

Romanın Edebi Özeti:

“Kalk borusu” adlı bu eser, Necme Necefi’nin memleketinin (İran), köylerinin, köylülerinin kültür hazinelerini bozmaksızın daha iyi bir hayata erişebilmeleri için hayatını vakfetmesini anlatmaktadır. İran’da doğup büyüyen Nemce Necefi, tahsil için Amerika’ya gider. Amerika’dayken yaşamış olduğu gönül macerasını, ona acı veren yarasını içinden söküp atmak belki de bu acıyı bir nebze de olsa hafifletmek için memleketine dönmeye karar verir. Ahlakı, samimiyeti, fedakarlığı ile kendini sevdirerek köylerde çok yararlı işler görür. Karşılaştığı tüm olumsuzluklara rağmen yılmaz. Necefi’nin tek düşüncesi, memleketinde hizmet vermektir. Eserde Necefi’nin özellikle Sarbandan Köyü’nde yaşadıkları anlatılır. Sarbandan’da öğretim hizmeti vermeyi düşünürken, öğretimden önce verilmesi gereken esaslı konular olduğunu görür. Hizmetine sağlıktan başlar. Sarbandan’da üç kızla beraberdir. Olumsuz şartlara rağmen, ektiği ürünün mahsulünü en iyi şekilde toplar.

Romanın Eğitimin Öğeleri Açısından İncelenmesi:

I. ÖĞRENCİ

Necefi, Sarbandan Köyü’nde yanında kalacak, her türlü konuda kendisine yardım edecek üç kız seçmeye karar verir. Kızları okutup, öğretmenliğe hazırlamayı düşünür. Şehirli kızlar, köy işleriyle alakadar olmayacağı için zor hayat şartlarına alışık, her şeyi çabucak öğrenip kavrayan, okuma-yazmayı bilen, el işleriyle alakadar, zarif, tatlı dilli, neşeli ve güçlü kızlar olmasına dikkat eder. Yetimhaneden üç kızı yanına alır. İffet, Ferhunde, Eşret.

İffet’in anne-babası yoktur. Dört kardeşini yanına alır. Çok marifetli bir kızdır. Sarbandan’da marifetli olmak çok işe yarar.

Ferhunde, kalabalık bir ailenin kızıdır. Fakirlik, ümitsizlik, üzüntü onu çökertir. Çok güzel bir kızdır.

Eşret, ürkek ve tatlı dillidir. Üç kızın en güzelidir. Annesinden yeni ayrılmıştır. Ama annesiyle arasındaki bağ çok kuvvetlidir.

Nemce Necefi; sabırlı, zorluklar karşısında yılmadan çalışan, başaracağına gönülden inanan, becerikli, aklına koyduğu işin üstesinden gelen, hoşgörülü, sevecen ve samimi bir kadındır. Necefi onlara dikiş, örgü, temizlik öğretir. Yanlışlarını gördükçe söyler, kızlar düzelir. Necefi, kızları kendisi gibi yetiştirir.

II. ÖĞRETMEN

Necme Necefi asıl mesleği öğretmenlik olmamakla birlikte kendi milletinin huzur ve saadetini düşünen, işinin gönülden gönüle olmasını arzu eden bir kadındır. Amerika’dan döndüğü zaman ailesi, onun gittiği gibi döndüğünü zanneder, belki de öyle olmasını ister. Necefi’nin dört yıl içinde kafasına, gönlüne neler koyduğunu soran yoktur. Nemce Necefi yaşadığı gönül ilişkisini söküp atma düşüncesindedir. Tamamen acısını attığını düşündüğü bir anda, konu dile gelince içinde bir sızı tüm benliğini sarar. Kim bilir belki de bu yarayı sarmak için, yaşadıklarını unutmak için bu işe baş koymuştur. Yaşadığı bu gönül macerasından sonra kendini, milletine hizmet etmeye adar.

Para ile değil kalbiyle çalışmayı hedefler. Halkıyla yakından ilgilenir, onlara önem verir. Halkının güvenini, sevgisini kazanmak için kendini onlarla bir tutar. Hizmet aşkıyla yanıp tutuşan, taşkın bir kalbe sahip, yufka yürekli çok da sabırlı bir eğiticidir. İnsanları etkileyebilmeyi, ikna edebilmeyi hakkıyla başaran güçlü bir kişiliğe sahiptir. Bir eğitici olarak, her şeyi bilmek zorundadır. Amerika’da bir öğretmen sorulan soruya cevap vermeyebilir, fakat İran’da böyle bir olay yaşansa öğretmenin itibarı sarsılır, öğretmen ya artık itimat edilmez. Eski aile dostları olan Dr. Bircandi, İran’da bir hükümet bankası olan Development Bank’ın müdürüdür. Development Bank, Amerikan Paint Four Müessesesi’yle, Ford Foundation ve Near East Foundation Teşkilatları’yla ilişki içindedir. Dr. Birandi bu müesseselerle birlikte kendisine yardım edeceğini söyler. Necme Necefi, sadece kendi milletiyle çalışmak istediğini söyler. İşine mektep açmayla başlayacağını anlatır. Milletine okuma yazma öğretecek; sağlık, gıda ve çocuk bakımı da öğretecek, kızları kendi elleriyle çalıştırmaya alıştıracak, en zeki köy kızlarını kendi işini devam ettirmek üzere yetiştirecektir. Necefi’nin istediği başka müesseselerin el sürmediği bir köyde işe başlamaktır. Bütün işini din ve imamın emin temeli üzerine kurmaktır. Sonunda anlar ki, bir insan tek başına hiçbir ehemmiyetli işi başaramaz. “Kendime yeteceğim diye çırpınmaktansa, nereye başvurulacağını bilmek daha çok akıl kârıdır.” der.

Ford Foundation’dan yardım alır. Kraliyet İçtima-i Hizmetler Teşkilatı’na köyün durumunu anlatır ve klinik yapılmasını önerir. Köylülere doktor olmadığını söyler ama onlar Necefi’den yardım bekler. O da ilk yardım hizmetini yapar. Necefi’nin arkadaşlarından bir doktor, köydeki hastalara gönüllü bakmaya karar verir. Necefi, dehşet ve korku içinde kliniği açar. İğne vurmasını öğrenir. Hastalık belirtisini gösteren kitap alır. Köye gönderilen ilkyardım malzemelerini ve basit ilaçları kliniğe koyar.

Kadınlar için bir mektep odası yapmaya karar verir. Projeyi kendi çizer. Köydekilerle el ele vererek işe başlar. Necefi su taşıma işini yapar. Çamur, su ve samandan yapılan tuğlalar ertesi gün çöker. Necefi, tuğlacı ve yapıcı bulur, evi kendisi yaptırır.

Köyde yılan sokmuş bir kızı Necefi’ye getirirler. Olayın üzerinden hayli zaman geçmiştir. Aile ihmalkar davrandığı için, kızın ayağı simsiyah ve davul gibi olmuştur. Necefi, kızı Tahran’a göndermek için jip bulur. Kız Necefi’yi ziyarete, diz kapağından kesilmiş bir bacakla gelir. İhmalin sonucunda meydana gelen felaket bir gün takma bacakla tamir edilecektir.

Necefi, Sarbandan’da ihtiyaçların büyük kısmını durumu iyi olduğu için kendisi giderir. Sarbandan’da iş görmek için sabır ve zaman lazımdır.

Necefi, bütün köylünün yardımına koşar. Onlar için elinden gelen her şeyi fazlasıyla yapmaya çalışır. Örneğin bir gün köyde, Necefi’nin iyi talebelerinden olan bir kadın ölür. Altı çocuğu öksüz kalır. Necefi bu çocukları evine alır, onların her türlü ihtiyacını giderir. Yardım istemek için kim kapısına gelirse hiç boş çevirmez. Yağmur çamur, kar kış demeden, hasta çocukları hastaneye yetiştirir. Köyde, tedaviye muhtaç çocukları elleriyle tedavi eder; gece, başlarında nöbet tutar. Tüm çocuklara, anne şefkatiyle; kadınlara da bacı, kardeş sıcaklığıyla yaklaşır.

Şapur Muzafferi, Near East Foundation Müessesesi’nin eksperlerinden biridir. Necefi, bu müesseselerle ilişki içerisinde bulunduğu dönemlerde, Şapur Muzafferi’nin jipiyle hastaneye hasta taşırken onunla tanışır. Şapur Muzafferi’nin insanı rahatlatan bir yapısı vardır. Necefi onunla konuşurken zevk alır. Şapur Muzafferi’nin insanlara, özellikle de hastalara yaklaşımı Necefi’nin hoşuna gider. Bir gün hiç beklemediği bir anda Şapur Muzafferi’nin annesi gelir ve Necefi’yi oğluna ister. Necefi düşünür, evet diyemez, hayır diyecek kadar da meseleyi düşünmemiştir. Ama düşünmeye karar verir. Şapur Muzafferi’ye farklı gözle bakmaya başlar ve onunla evlenmeye karar verir. Bunca işin arasında onunla evliliği gerçekleştirir.

Necefi, evlendiği ilk gece, ömrünün en güzel geçtiği gece bile memleketinin insanına yardıma koşar. Örneğin düğün gecesi, sabaha kadar şenlik olur. Sabaha karşı, Necefi’nin evinin yakınında bir gürültü kopar. Öfkeli sesler ortalığı inletir. Necefi, eşine gitmeleri gerektiğini söyler, Şapur kabul etmez. O anda kapı vurulmaya başlar ve “adam öldürüyorlar” diye ses duyulur. Aceleyle ikisi de giyinir, olay yerine giderler. Ağır yaralı adama ilk müdahaleyi yaparak hastaneye götürürler. Bu olayla, Necefi için milletinin ne kadar önemli olduğunu görmüş olduk.

III. BİNA-ARAÇ-GEREÇLER

Sarbandan Köyü’nde evlerin kapı ve pencereleri yoktur. İnsanlar, kapı ve pencerelerini kilimlerle örter. Mektep için özel bir bina yoktur. Köydeki en uygun ev, okul için kullanılır. Isınma problemleri, evin içindeki tandırla çözülür. Sıra yoktur, devletin gönderdiği sıralar da sağlam çıkmaz. Gerekli malzemeler Necefi tarafından temin edilir. Maddi durumu müsaittir. Evin bir bölümünde kadınlara, diğer bölümünde çocuklara öğretim gerçekleştirir. Necefi, elinde bulunanlarla eğitim ve öğretimini sürdürür.

IV. ÇEVRE

Sarbandan Köyü, temizlik adına hiçbir şeyin olmadığı, sağlığın hiçe sayıldığı bir köydür. Kadınlar, tarla işinden başka hiçbir iş bilmez. Köydeki adamlar da kız çocuklarının okumasına gerek duymaz, onları okula göndermek istemez. Necefi kendi ayakları üzerinde duramayan, cahil bir köy halkıyla karşılaşır. Temizliğe, sağlığa önem verilmediği için çocukların büyük bir kısmı hastadır. Halk, ölümle burun burunadır. Köy, kış mevsiminin çok çetin geçtiği bir yerdir. Kar yağınca, kar boyu iki buçuk metreyi bulur ve ulaşım çok güçleşir. Böyle zamanlarda okula kimse gelemez. Genç kızlar, kışın ailelerinin geçimine katkı sağlamak için Tahran’a çalışmaya, para kazanmaya gider.

Kadınlar, köyün ortasından geçen ırmakta çocukların bezlerini, çamaşırlarını yıkar. Necefi kadınları uyarmasına rağmen kadınlar kolay kolay yola gelir kişilerden değildir. Köyde tuvalet adeti yoktur. Köye yeni tuvalet yapılmasına karşın köylüler yine tarlaları, kırları tercih eder. Kadınlar, yıkansalar bile temiz değildir, çocuklarsa hiç yıkanmaz. Köylü pisliğe, kire alışınca ne pisliği görür ne kokusunu alır. Köylüler sürekli tartışma içindedir, kavga hiç eksiz olmaz. Necme Necefi köyün erkekleri ile önemli meseleleri konuşur, onlara danışır. Kendisinin yapabileceği işleri yapar, kendisini aşan işlerde ise Ford Froundation ve Near East Foundation müesseselerinden, Kraliyet İçtima-i Hizmetler Teşkilatı’ndan yardım ister. Sürekli bu müesseselerle temas halindedir.

V. EĞİTİM PROGRAMI

Yetişkin eğitimi çerçevesinde bir program uygulanır. Standart bir programdan söz etmek mümkün değildir. Necefi, işine intizamla ve planlı olarak başlamak ister. Köyde sokak sokak, ev ev her yeri dolaşacaktır. Kimin ne olduğunu öğrenecektir, fakat bütün bunlar düşüncesinde kalır. Necefi korku ve cehaleti hesaba katmamıştır. Bazı zorluklardan sonra hayatı programa girer. Pazar; köy evlerini dolaşmak, pazartesi; büro işi, hastaları Tahran’a götürme, Salı; klinik, Çarşamba; mektep, Perşembe; klinik ve öğleden sonra meclisi toplantısı, Cuma; klinik.

Romanın Değerlendirilmesi:

Vatanını, milletini seven, sayan, onların huzuru ve mutluluğu için kendini feda eden; kararlı, sabırlı ve hizmet aşkıyla yanan bir yüreğe sahip idealist bir kadının karşılaştığı zorluklarla mücadele edip, bu mücadeleyi zaferle bitirişini gördük. Bu manevi havayı teneffüs edip, heyecanlanmamak mümkün değil.

Asıl mesleği öğretmenlik olmamasına rağmen, kendisini vatanına, milletine adayan fedakar, sabırlı bir insan olan Necme Necefi gerçek manada bir eğiticidir. Gönül sızısını tamamen söküp atmak için bu yola baş koymuştur. İnsan sormadan edemiyor: Acaba yaralı yüreğe sahip her insan yarasını sarmak için bu kutsal göreve kendini adayabilir mi?

İnsanlarını bu kadar sevmemiş olsa zorluklara katlanabilir miydi? Fedakarlık yapmak, kendini memleketine adamak bir insan için o kadar da kolay değildir. Bir öğretmen, bir eğitici asla ümitsiz olmamalıdır. İmanı ve itikadı tam olmalı ki başarıya ulaşabilsin.

Eserde, Necme Necefi’nin işine ne kadar bağlı olduğunu, işini ne kadar sevdiğini; “evlendiği gece, bir insanın hayatını kurtarmak için yollara düştüğünden” anlayabiliriz. Bir insanda bu yürek, bu sabır ve bu inanç olduktan sonra her işi başarır.

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..