Kanka ve saman alevi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Kurmay Eski Başkanı Yaşar Büyük Anıt ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için,

"Bunlar kanka olmuşlar" dedi.

Kanka, kan kardeşliğinin kısaltılmış şekli. Sözlükler, ölümüne kan kardeşliği olarak açıklıyor kankayı. Bilgisayarda, 'Word' henüz tanımıyor bu sözcüğü.

Kılıçdaroğlu'nun kısa sürede popüler olması kamuoyuna verdiği, 'dürüst kişi' algısıdır. Tıpkı zamanında, Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP genel başkanı olarak ortaya çıktığı ilk zamanları gibi.

Kamuoyunun yakından tanıdığı Kemal Kılıçdaroğlu belgelerle konuşur. Siyasette kısa sürede pirim yapma, sonra da saman alevi gibi sönme heveslerine ve kaprislerine kapılmaz. Bunu son açıklamasında,

"Öyle iki üç puan artış getirirsem genel başkanlıkta hiç durmam" şeklinde bir açıklama ile gösteriyor. Ayrıca sayın Kılıçdaroğlu, "sözü özü bir genel başkan" izlenimi vermektedir.

Şimdi konuyu getirelim medyaya yansıyan eski genel kurmay başkanı ile Başbakan Erdoğan ile ilgili Kılıçdaroğlu'nun sözlerine ;

" Siz gidiyorsunuz bu komutanla kanka oluyorsunuz, gizli görüşüyorsunuz. Ne Genelkurmayı'ın ne de devletin arşivlerinde bu görüşmenin içeriği ile ilgili hiçbir bilgi yok. İkisi de diyor ki, 'biz öldükten sonra mezara gidecek, kimse bu sırrımızı bilmeyecek.' Ben darbe yapmaya kalkacağım, e-muhtırayı koyacağım, Başbakan ile oturacağım, sohbet edeceğim. Gizli sırlarımız neyse paylaşacaklar ve ben emekli olduktan sonra benim altıma çok pahalı zırhlı araç alınacak ve ben ödüllendirileceğim. Siz eğer darbelere karşı samimiyseniz niye sorgulamıyorsunuz? Üstelik zaman aşımına da uğramadı. Görev yargının olur mu? Niye suç duyurusunda bulunmuyor. Elinden tutan mı var?

Çıksın, 'Bu davanın da savcısı benim' desin. Diyemez. Çünkü o, e-muhtıra AKP'nin tekrar iktidara gelmesi ve mağdur edebiyatı için konmuştur oraya. Sayın Büyükanıt ile Sayın Erdoğan işbirliği yapmıştır o olayda. Çıksınlar, 'biz işbirliği yaptık' desinler. Darbenin arkasına sığınıp mağdur edebiyatı yapacaksınız, e-muhtırayı verenleri ödüllendireceksiniz, onlara hiçbir şey söylemeyeceksiniz."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dolmabahçe'de yapılan görüşme hakkında konuşması gerektiğini öne süren Kılıçdaroğlu,

"Halkından gizli, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmeler devletin arşivine yansımıyorsa orada çıkar işbirliği vardır."

"Bu demeçleri veren Kılıçdaroğlu ise, elinde sağlam duyumları ve belgeleri vardır, değilse diğer politikacılardan bir farkı olmaz. Belgelerle konuşmaya devam etmeli."

Halkın inancı bu. Hüseyin Seyfi