Kaptanların Takdiri (BJK-SVS)

Hem geçen hafta alınan farklı skor hem de yeni teknik direktör Mustafa Denizli yönetiminde Beşiktaş’ın kendi sahasındaki ilk maçı olması nedeniyle bugün İnönü Stadı’nın tribünleri bir derbi maçını aratmayacak kadar kalabalık ve coşkuluydu. Bu anlamda bugün sahadan galip ayrılabilmek için kendi paylarına düşeni yerine getiren taraftarlar aynı başarıyı takımlarından da bekliyordu ancak maç ilk dakikalarda kaptanlardan gelen karşılıklı gollerle berabere tamamlandı.

Her Takım 3-5-2 Oynayamaz!

Beşiktaş, Ertuğrul Sağlam’ın meşhur 4-4-2’sinden sonra Denizli idaresi çerçevesinde sahaya 3 savunmacı (Zapo, İbrahim Toraman ve Sivok) önlerinde Cisse, orta alanda soldan sağa İbrahim Üzülmez, Delgado, Tello ve Serdar, bu beşlinin önünde Nobre ve uçta da Bobo (Holosko) ile çıkıyor. Bu hücuma dönük gibi görünen ve savunma açıklarına gebe oyun sistemi hem İbrahin Üzülmez’in aslen bir savunmacı olması hem de özellikle Zapo ve Toraman’ın başarılı oyunu sayesinde savunma anlamında Beşiktaş’ın başına eski sistemdekinden daha çok iş açmıyor. Ancak Beşiktaş’ın sıkıntısı kabaca 3-5-2 oynayan bir takımın çok daha fazla gol pozisyonuna girmesi beklenirken bunu başaramaması. Bugün Tello’nun oyunda kaldığı sürece Beşiktaş’a ne verdiğini ben şahsen anlayamadım. Sol ve sağ kanatlarda takımı atağa kaldıracak ya da forvet oyuncularına pozisyon hazırlayacak oyuncular olmaması ve Cisse’nin de savunmanın hemen önünde neredeyse çakılı oynaması nedeniyle Beşiktaş bugün hücumda çoğalmakta büyük zorluklar yaşadı. Böyle bir ortamda tüm takımın bel bağladığı tek bir oyuncu kalıyor: Delgado. Aslında Arjantinli oyuncunun da bu sene geçen yıla oranla daha başarılı olduğunu söylemek mümkün ancak oyun içinde devamlılığı olmayan yıldız oyuncu durduğu zaman Beşiktaş’ın da gol şansı neredeyse sadece duran toplara ve karambollere kalıyor. Özetle, çok özel bir sistem olan ve özellikle orta alanda oynayan oyuncuların üstün yetenekli oyuncular olmasına dayanan 3-5-2 sistemi Beşiktaş’ın mevcut kadrosuna uygun bir sistem gibi görünmüyor.

Nobre’nin Mevkisi Yanlış

Nobre’nin Fenerbahçe’de görev aldığı süre boyunca attığı onlarca gole karşın Beşiktaş’ta bu grafiğin uzağında kalmasının tek nedeni kendisinin oynatıldığı mevkidir. Zira Fenerbahçe’de ileri uçta oynayan golcü oyuncu Beşiktaş’ta Ertuğrul Sağlam zamanında da forvet arkasına yakın bir mevkide oynuyordu şimdi Denizli döneminde de aynı yerde oynuyor. Kişisel özelliklerine bakıldığında top sürmek, çalım atmak ya da asist yapmaktan ziyade hem kafa hem de ayakla yaptığı son vuruşlardaki başarısı ile öne çıkan siyahi oyuncu en uçta oynayıp orta alan yerine devamlı ceza sahası içerisinde bulunur ve arkasında da Holosko görev alırsa bu durumun siyah beyazlılara hem topu kullanmada hem de gol atmada çok daha faydalı olacaktır.

Yeni Hakan Şükür: Mehmet Yıldız

Hakkı olduğu gibi berabere biten karşılaşmada Sivasspor’dan ve özellikle Mehmet Yıldız’dan da mutlaka bahsetmek gerekir. Aslında Sivasspor’un tüm futbolcuları fizikli ve atletik oyuncular ve çok koşarak rakiplerinin pozisyonunu bozmaya çalışıyor ama güçlü fiziğinin yanı sıra, top saklamadaki başarısı ve isabetli şutlarıyla Mehmet Yıldız Sivasspor’un adeta her şeyi gibi görünüyor. Bakıldığında hem maç içinde arkadaşları ile dialogları hem de oynadığı pozisyon itibariyle Sivasspor’un “Hakan Şükür”ü gibi görünen Yıldız maç boyunca verdiği mücadele ve takım arkadaşlarına yaptığı kaptanlık ile İnönü’den çıkarılan puanın baş aktörü oldu.